Hepimiz FED, ECB ve TCMB merkezli para politikalarına odaklanmış şekilde piyasaları öncelikli bu çerçeveden yorumlamaya çalışıyoruz. Ama 2024 Aralık ayında ABD'de seçimler yapılacak. 2025 Ocak ayında da yeni başkan göreve başlayacak. Trump yine Cumhuriyetçilerin en güçlü adayı olarak startı verdi. Biden ise artık sağlık nedenleri yüzünden seçilme ya da aday olma konusunda risklere sahip. Eğer bu haliyle seçimler yine Trump ve Biden arasında olacak olursa, Trump bu sefer seçimin galibi olacaktır görüşündeyim. 

Peki buna neden dikkat çekiyorum? Çünkü hatırlarsanız, Trump başkanlığı zamanında ''Ortadoğu'da ne işimiz var, bu bölgeden ABD ordusu çıkacaktır'' demiş, Suriye ve Irak'tan çıkma kararı almıştı. Bu nedenle de Pentagon ile gerilimli günler yaşamıştı. İşte yine Trump'ın başa gelme riski olan bir seçim yılına girdiğimiz için, ABD Ortadoğu'daki planlarını seçimlerden öne çekmek isteyecektir. Bu da bölgemizde savaşların, gerilimlerin zirveye çıkması demek olur. Kızıldeniz'de yaşananlar, Gazze'deki katlima göz yumularak Gazze'nin boşaltılması için her türlü askeri gücün kullanılması destekleniyor. Yemen'de Husiler ABD'ye karşı savaş ilan ettiler. Karşılıklı gemiler, askeri üsler bombalanıyor. 

ABD ve İngiltere başta, ki buna Fransa'yı da ekleyebiliriz. 1919 sonrası planları belli. Irak, Suriye, Lübnan, İran ve Türkiye dahil bu topraklarda bir Kürt devleti kurmak için bölgedeki ülkeleri karışıklığa sokuyorlar. İç savaşlarla parçalayıp, yardım bahanesi ile askeri üsler kurup işgal ediyorlar. Sonra da Kürtlere özerk ve otonom bölgeler kuruluyor. Her türlü askeri destek veriliyor. Amaç İsrail'den başlayıp, İran ve Türkiye sınırları içi de dahil büyük bir hatta kesintisiz bir Kürt bölgesi oluşturmak. Sonrasındaki planlar ise belli. İran ve Türkiye'de aynı planları uygulamak. Ben, zamanı gelince bu planları diğer tüm ülkelerde yaptıkları gibi bir iç savaşla desteklemek için kontrolsüz sığınmacıları bu ülkelere yönlendirdiklerini düşünüyorum. Bu sayede arada çok sayıda militan, terörist unsur, yabancı milis savaşçılar da ilgili ülkelere sokulmuş oluyor. Zamanı gelene kadar gizlenmiş hücreler olarak karışıklıkların çıkartılacağı günlerde görev almak için bekliyorlar. 

İşte son gelişmelere bakınca, ABD yönetimi seçimlerde yeniden Trump kazanır ve bölgeyi terk etme kararını uygulamaya sokarsa diye, planlarını öne çekebilir. Libya'nın parçalanması, Mısır'da darbe ile yönetim değişikliği hep bu amacı engelleyecek olanların temizlenmesi amacı ile yapıldı.

Maalesef verdiğimiz şehitlere bakarsak, hepsi ABD ve İngiltere'nin himayesindeki Kürt yapılanmasına ait bölgelerdeki terörist yapılarla çatışmalardan kaynaklanıyor. Ülkemizi ileride aynı Suriye, Libya, Irak'ın yaşadığı iç savaş ortamından korumak istiyorsak, ister istemez sınır ötesinde hakimiyet kurmamız gerekiyor. Eğer sınır ötesini terk edecek olursak, o zaman sınırlarımıza müdahaleler başlar. 

1nci Dünya Savaşı sonrası Osmanlı'dan koparılıp kurulan ülkelerin başlarına kendilerine hizmet edecek aileleri-kralları getirip, yıllarca bölgenin enerji kaynaklarını kendileri için kullandılar. Şimdi sıra artık bu kral ve tiranları da al aşağı ederek, bölgede önce kendilerine peyk olacak büyük bir Kürt devleti kurdurmak, sonra da bu devleti İsrail'e katıp, asıl amaç olan büyük İsrail planını sonuçlandırmak. Sınırlarımıza bir bakın, Irak ve Suriye'nin sınırlarımızdaki bölgeleri kürtlerin hakimiyetinde otonom yapılara dönüşüyor. Türkiye'nin buna tepkisini düşünüp, Türkiye'siz bir NATO için Yunanistan'ın adaları ve karasında 13 civarı yeni ABD-İngiltere, Fransız üssü kuruldu. Türkiye'siz bir NATO sınırı hazırlıkları yapılıyor.

Neyse sabah sabah içinizi karartmak için bunları yazmıyorum. İran'ın Irak'taki ABD hedeflerine saldırması, Kızıldeniz'de ABD yük gemisinin Husiler tarafından vurulması ve hepsinden öte, son şehitlerimiz nedeniyle bölgenin ısınmaya başlayacağına dikkat çekmek için bunları yazıyorum. ABD seçimler öncesinde bölgedeki gerilimi daha da arttıracak görüşündeyim. Biz sınır ötesi bir harekat yapmadan bu risklerden kendimizi kolay koruyamayız. Sınır ötesine harekat yapmamız demek de, ABD, İngiltere ve Fransa ile karşı karşıya gelmemiz demektir. 

İşte 2024 için asıl böyle bir jeopolitik risk varken, içeride ekonomiyi çok güçlü tutmamız gerekir. Bunun için de sadece para politikaları yeterli olmaz. Bunun maliye politikaları ile de desteklenmesi gerekir. Devlet kamusal harcamalarda tasarruf başlatması gerekir. Yoksa, seçimler sonrası kurlarda ekstra bir yükselişin yaşanması halinde enflasyon yeniden artışa geçecektir. 

Ekonomiye ait sorunları bir şekilde aşarız. Ama jeopolitik riskleri göz ardı edemeyiz. Lakin herkesin, her devletin bir planı olabilir. Ama sonunda kimin kazançlı çıkacağını zaman gösterecektir. Sıcak bir 2024 yılına hazırlıklı olun derim.

Hepinize sağlık ve bol kazançlar dilerim.

    Saygılarımla
    Aydın Eroğlu
     Stratejist
   Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @aydineroglu_