Anayasa Mahkemesi kararları kesin hükümdür. Yasama, yürütme, yargı organlarını bağlar. İdari, adli tüm kamu ve kurumları uymak durumundadır.
Şu an ülke hukuk tarihimizde bir ilk yaşanıyor! Gezi Davası'nda tutuklandıktan sonra TİP'ten Hatay Milletvekili seçilen Avukat Can Atalay hakkında hak ihlali kararı veren Anayasa Mahkemesi (AYM) üyeleri hakkında Yargıtay 3. Ceza Dairesi suç duyurusunda bulundu.
3'üncü Daire, Anayasa'nın 154'üncü maddesine göre; adliye mahkemelerince verilen ve kanunun başka bir adli yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme merciinin Yargıtay olduğuna dikkat çekti. Kararda, AYM'nin Can Atalay'ın bireysel başvurusu hakkında verdiği hak ihlali kararında hukuki değer ve geçerlilik olmadığı, bu bağlamda Anayasa'nın 153'üncü maddesi kapsamında uygulanması gereken bir karar bulunmadığı belirtildi. Can Atalay hakkında verilen mahkumiyet kararının temyizi üzerine yapılan temyiz incelemesi sonucu 28 Eylül'de karar verildiği ve söz konusu kararın onandığına işaret edilerek, kesinleşen karar karşısında; AYM'nin söz konusu ihlal kararına uyulmamasına karar verildi.
Yıllardır neden yabancılar ülkeden çıkıyor, ya da niye gelmiyor, notlarımız neden düştü derken, işin ekonomisi yanında en önemli gerekçelerden biri için güçler ayrılığı, bağımsız ve adil yargı sorunlarına da dikkat çekildiğini biliyorsunuz. Bir ülkede Anayasa Mahkemesi kararları herkesin uyması gerektiği kesin kararlardır. Ama en başta siyasiler ''ben Anayasa Mahkemesinin kararlarını tanımıyorum, saygı da duymuyorum'' derse, sonrasında bu krizlerin olması kaçınılmaz olur.
Bu durum en kısa zamanda çözülmesi gereken çok önemli bir sorundur. Eğer bunun yolu bir kere açılırsa, o zaman her alanda hukukun üstünlüğü ilkesi büyük yara alır. Benzer şekilde alt mahkemelerde de benzer kararlar çıkarsa, kaos ortamı oluşur. Ben gelişmeyi doğru bulmuyorum. Ama hukukçu da olmadığım için, en doğru değerlendirmeyi hukuçuların yapacağını düşünüyorum.
Yaşanan bu kriz, ülkemiz ve ülkemize dışardan bakanlar açısından diğer birçok krizden çok daha önemlidir. Piyasalar ve borsa için de çok ciddi güven sorunu yaratabilir. Eskiden yaşansa piyasa ve borsada çok ciddi bozulma nedeni olur, ciddi bir satış baskısı görebilirdik. Ama yabancıların yok denecek kadar az olduğu, borsayı çok rahat yönlendiren ellerin hakim olduğu günümüz piyasa derinliğinde ise aynı derecede baskı yaratır mı emin değilim.
AB Komisyonunun Türkiye Raporu Tepki Çekti!
''Türkiye, AB'nin kilit ortağı ve aday ülke olmaya devam ediyor.'' ifadeleriyle başlayan raporda dış politika, göç, ekonomi, enerji gibi başlıklarda Türkiye hakkında olumlu değerlendirmeler yer aldı, demokrasi, temel haklar, yargı gibi konularda önceki yıllarda yer verilen eleştiriler ise yinelendi.
2023 Türkiye Raporu'nu yayımlayan AB Komisyonu, Türkiye'de demokrasi, yargı, insan haklarındaki bozulmanın devam ettiğini iddia ederken, Yargı alanında son yıllarda çok sayıdaki reform paketine rağmen yapısal eksikliklerin giderilmediği, AİHM'in bazı kararlarının uygulanmamaya devam edilmesinin "endişe verici" olduğu değerlendirmesine yer verildi.
Yargıtay 3.Ceza Dairesi'nin Can Atalay için hak ihlali kararı veren Anayasa Mahkemesi üyeleri için suç duyurusunda bulunmuş olması, AB Komisyonu'nun yargı ve insan hakları eleştirileri açısından kötü bir referans teşkil etmiş oldu.
Petrol Fiyatları 80 dolar'ın Altına İndi!
Yukarıda çok farklı bir kriz gelişmesi var belki ama diğer tarafta da bizim için olumlu gelişmeler de var! Brent petrol fiyatları, Çin başta dünya genelinde büyüme oranlarının düşmesi ile yaşanan talep daralmasının da etkisi ile hızla düşüyor. İsrail-Filistin savaşında şu ana kadar korkulan savaşın yayılması riskinin azalması da petrol fiyatlarında düşüşü destekleyen gelişmelerden birisi olabilir.
Ama bizim gibi petrol ihtiyacının neredeyse tamamını ithal eden bir ülke için enflasyon ve cari açık açısından pozitif etki yaratacak bir gelişme olarak görüyorum.
Aynı zamanda FED ve ECB için de enflasyon baskısının azalması demek, ek fazi artışlarına gerek kalmaması demek olur. Enerji fiyatlarındaki düşüş bu açıdan FED ve ECB için de büyük önem taşıyor.
Bakalım borsa özellikle yargıda yaşanan krizi nasıl değerlendirecek göreceğiz. Bununla birlikte bizi öldürmeyen krizler daha da güçlendirir. Bu krizden de çok etkilenmeden çıkarsak, bu borsa ve hisselerimizin ciddi potansiyeller taşıdıklarını görüşümü destekleyecektir.
Piyasalar açısından ilk kez yaşanan bir kriz olduğu için, öncelikle bu konunun gelişimini ve etkilerini görmek, sonra bunlara göre gerekirse seans içinde teknik paylaşımlar yapmayı uygun görüyorum.
Hepinize sağlık ve bol kazanç dilerim.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @aydineroglu_