Seçimlerden evvel faizleri düşürmeye devam edeceğiz diyorduk, seçim bitti tam tersi 27 ay sonra faiz artışı yapan bir TCMB gördük. Faiz artışı sonrası bakan Şimşek; ''Piyasa ekonomisi, serbest kambiyo rejimi, dışa açık ekonomi ilkelerine dayalı politikalar Türkiye'ye çok ciddi sermaye akışı sağlayacak. Türk Lirası'na yeniden güven duyulmasını destekleyecek. Bu nedenle paramızın istikrarlı ve güvenli olması dolarizasyondan çıkmak için en etkili çözümdür'' açıklamasında bulundu!
Bu sözler kime ait? Israrla ekonominin başına geçmesi için çaba gösterilen ve sonunda bu görevi kabul eden iktidarın en önemli bakanı Mehmet Şimşek'e ait. Demek ki, aylardır yaptığım uyarılar doğruymuş. İçinde bulunduğumuz süreç bizi Liralaştırmayıp, Dolarizasyonu arttırıyormuş. Zaten en başından itibaren yapılan tüm uygulamaların Dolarizasyonu arttıracak ve devletin üstüne çok yük bindireceği uyarılarımı yapıyordum. Maalesef bunun en üst düzeyde bir bakan tarafından kabul görmesine sevinemedim! Çünkü ekonomideki durumun vehametini tescillemiş oldular.
Hala Top Çeviriyoruz!
Dün açıklanan faiz artışı tüm beklentilerin en alt kademesinden gerçekleşti. Şu an bile %40 civarı enflasyon varken, son enflasyon verilerinden sonra 19.50 civarındaki Dolar kuru 25.00 seviyesine çıkmışken, haziran ve temmuz enflasyon verilerinin çok daha yüksek gelmesi kaçınılmaz olacaktır. Ama maalesef faiz artışı kararı mevcut ve görülebilecek enflasyon oranları yine dikkate alınmadan, en düşük seviyede gerçekleşmiş oldu. Kararın açıklamasında, gerektiğinde gerektiği kadar kademeli faiz artışları olacaktır dendi. Peki şimdi bu ifade, şu an daha fazla faiz artışı gerektirecek bir durum yok manasına gelmiyor mu? Peki madem öyleyse, karar sonrası 23.50 olan Dolar kuru neden bugün 25.46 seviyesini gördü?
Maalesef hataların ülkeye, şirketlerimize ve insanlarımıza ne denli yüksek bir fatura ve yıkım getirdiğini hala anlaşılamamış diye görmek beni üzdü. Olması gerekenden düşük faiz artışı kararının kurları yuları çekeceğini öncesinden uyarı olarak çok kez yazmıştım. Bunu bir tek ben mi görüyorum? Ülkenin tüm verileri ellerinde olan yetkili kişiler görmüyor mu? Görüyor da, düşük faiz artışı yapıyorsa, demek ki kur artışı isteniyor öyle mi? Ama hani yıllardır biz iktidarın en yetkili kademeleri olarak, halkımıza ''Yok efendim Dolar 4-5-6 olacakmış'' demiyor muyduk? Hatta bu rakamlar görüldükten sonra daha da üst siyasi kademelerden, Dolar'ın 10-11-12-13 TL olacağını bekleyenlerin boş beklentilere sahip oldukları ifade edilmiyor muydu? Ama bakın Dolar bugün 25.46 TL'yi, Euro da 27.87'yi gördü.
Şimdi size biraz rakam yazayım neden durmadan bunları yazıyorum daha iyi anlaşılsın! Kamunun düşük faiz uygulamasına geçildiği günlerdeki dış borcu yaklaşık 440 Milyar Dolar civarındaydı ki, cari açık artmaya devam ettiği için bu borç şu sıra 460 Milyar Dolar civarına çıkmıştır diye düşünüyorum. 2019 Kasım'da düşük faiz politikasına geçtiğimizde 5.80 olan Dolar kuru TCMB'sının dünkü faiz kararı öncesinde 23.50 iken bile devletin TL cinsi borçları iki kur seviyesinin farkı kadar yaklaşık 7.8 Trilyon TL arttmış oldu. Dün TCMB faiz kararı beklentilerin çok altında kalınca, karar öncesinde 23.50 TL olan Dolar kuru, şu an 25.10 TL'ye çıkınca devletin eklenen cari açıklar sonrası yaklaşık 460 milyar Dolar civarındaki dış borcunun TL karşılığı 736 Milyar TL daha artmış oldu.
Peki devlete yüksek faiz fazla yük yaratmasın diye suni düşük faizde ısrar edilince sadece yukarıdaki dış borcumuzun TL karşılığı mı artıyor? Yok bir de diğer kalemeler var! KKM'de yaklaşık 120 Milyar Dolar büyüklüğe ulaşılmıştı. KKM'nin TCMB faiz kararı öncesi sisteme yarattığı ek kur farkı yükü yaklaşık 370 Milyar TL olarak hesaplanıyordu ki, bunun kısa vadeli pozisyonlar karşılığı 150 Milyar TL olacak diye öngörülüyordu. Şimdi kurlarda iki günde yaşanan şu an için yaklaşık 1.20 TL'lik fark, 144 Milyar TL daha kur farkı gideri yarattı.
Bu sadece liralaşıyoruz diye erişilen toplam dış borç ve KKM toplamı üzerinden çıkan fatura. Bunun bir de özel sektöre ve bankalara yükü ve riskleri var. İşte başından beri M.Şimşek ve Gaye Erkan için kararları neden gecikiyor endişelerim bu nedenleydi. Maalesef kendilerine verilen kredi ve yaratmaları gereken güven daha başta zedelenmiş oldu ki, kurlarda bu hareketi görüyoruz. Gerektiği zaman, gerektiği kadar ve kademeli faiz artışı yapmayı sürdüreceğiz şeklindeki açıklamalar sonrası kur ve CDS primleri yükseliyorsa, istenen güven temini henüz sağlanamamış diyebiliriz.
Bu arada anlattığım rakamlar Dolar karşılığı borç yükümüz içindi. Hani 3-4TL'den itibaren yükselmez denen Dolar için. Tabi bir de ''nasıl düşüreceğiz bakın görün'' dediğimiz faizler de öyle dendiği gibi düşmedi! Konu edilen Politika Faizleri. Ama mevduat faizleri %45-%50'lere dayanmış durumundaydı. Şimdi dünkü faiz artışı sonrası kredi kartları faizleri arttırıldı. Kredi faizleri yükselişe başladı. Zaten öncesinde politika faizinin çok üstüne olan diğer her alandaki faizler, dünkü karar sonrası yeniden yükselişe geçti.
İyi de bunun ekonomi, insanların mutfakları, ceplerine yükleri görülmüyor mu? Ülke ve insanımız olarak nasıl fakirleştiğimizi kimse görmüyor mu? Siz yanlış yaptık diyen duydunuz mu? Hala hatada ısrar bu durumun düzelmesine değil, daha da bozulmasına neden olur. Ne olur, bu yazdıklarımı yansız, takım tutar gibi siyasi görüş etkisinde kalmadan okuyunuz.
Görüyorsunuz teknik paylaşımlarımı gece 02:21'e kadar yaptım. Şu an da beklenti yazımı bitirmeye çalışıyorum. Yazının ilk bitmemiş halinin yayına girmesi ile bitmesi arasında diğer işleri de yaptığım için süreç öteleniyor. Şu an 10.05 hala yazımı bitiremedim. Ama bunları yazmadan iki satır yazıp bir beklenti yazısı yazmayı yetersiz gördüğüm için bu kadar detaylı görüş bildirimi yapıyorum.
Neyse, yukarıdakilere eklenecek daha çok detay var. Ama zaten bu kadar uzayan bir yazıyı bile çok kişi ya okumuyor, ya da okumayı sonraya bırakıyor. O nedenle hepinizin asıl merak ettiği borsa konusuna geçip yazımı tamamlayayım.
Israrla söylüyorum, borsa en rahat olduğum alan. Çünkü üretikleri hizmetler ve ürünler bu denli enflasyondan etkilenip zam gören şirketlerin hisselerinin buna duyarsız kalmasını beklememediğimi, hisselerin de ilk anda bu yükselişlere paralel, daha sonra ekonomi rayına girdikçe daha da yüksek oranda artmasını beklediğimi bilmenizi isterim. Zaten bunu defalarca yazdığım için hepiniz biliyorsunuzdur. Nitekim borsayı görüyorsunuz faiz artışı kararı destek görmüş durumda. Sadece borsanın hak ettiği değere, hisselerin hak ettiği fiyatlara gitmesi için yabancı takasının da eski seviyelerine doğru artması çok önemli. Ama enflasyon ve kur riski sürerken yabancı girişleri istenilen kadar olmaz. Kur riskinin son bulduğu görüldüğü anda çöp konumunda olan, yatırım yapılamaz düzeydeki kredi notlarımız da artacaktır. Bu durum yabancı fon girişlerini daha da arttırır. İşte bir de bu seviyelerin üzerine yabancı takasının %40'lara, %50'lere eriştiğini görecek olursa, BIST'in mevcut seviyesinin çok çok üzerinde TL rekorlar kırdığını görürüz. Ki, kırılan rekor sadece TL olmaz, Dolar bazındaki 500 Dolar zirvesi de kırılıp yeni Dolar bazlı rekorlar görülebilir.
İşte bu yaşanırsa, ekonomide son yıllarda yaşanan tahribat, en azından borsa yatırımcısı tarafından fazlası ile telafi edilmiş olur. Borsa ne kadar gelişir ve derinleşirse, sermayenin karı genele yayılır. Hane halkının döviz ve faizde bloke edilmiş atıl parası yatırımlara dönüşür.
Kısacası 27 ay sonra başlayan faiz artışı süreci borsa için olumlu bir dönemi destekler. Ama enflasyonun gerçek seviyesine uygun olması gereken faiz seviyeleri uygulanmalıdır ki, buna uygun olarak da kur beklentileri sona ersin. Bunu sağladığımız zaman, dövizde park etmiş paralar çözülmeye başlar. Bu başladığı zaman kurlardaki düşüş enflasyonu düşürmeye başlar. Enflasyon düştükçe mevduat ve kredi fazileri düşmeye başlar. Mevduat fazileri düştükçe, bu alanda park edip faiz rantı ile geçinme rahatlı yerine, kendisine daha yüksek getiri arayan tasarruf sahipleri borsaya daha çok girer. Ben bu durumun gecikmeden olması için tüm bunları yazıyorum.
BIST için yeni zirveler çok uzun sürmeden görülecek beklentimi koruyorum. Zaten gördüğümüz son 5730 seviyesi kırılınca göreceğimiz ilk üst rekor kademelerini yazılarımdan ve teknik paylaşımlarımdan görüyorsunuz. O nedenle borsa için bana göre rahat olun derim. Borsa kendisini ekonomideki kötü rakamlara göre çok kısa sürede uyarlar.
Borsa için diğer bir uyarımı da yazayım! İlk anda ana ve yabancının da ilgilendiği hisseler tepki verir. Ama sonra bu yükseliş diğer tali hisselere de yansır. Yani şu an düşük kalan beklentisi yüksek olan birçok hisse de yakın zamanda bu yükselişe katılacaklardır görüşündeyim.
Ben tüm bu anlattıklarımı borsa kötü olacak uyarısı için yapmıyorum. Borsa için hep iyimser olduğumu zaten biliyorsunuz. Ekonomiyi bu kadar sıkıntıya sokmaya gerek var mıydı diye yazıyorum. Çünkü bakın sonunda döndük dolaştık, yine yapılması gerekenlere döndük. Peki bir düşünün bunu 2019 sonunda enflasyon %17.75, faiz de %19 iken yapsaydık kötü mü olurdu? Şu an her alanda muhatap olduğumuz ve bizi rahatsız eden rakamlar, fiyatlar görülmüyor olurdu.
Liyakat her alan için neden önemli, işte bu yüzden önemli. Kadrolarda istediğimiz, aradığımız liyakati, keşke siyasilerimiz için de arasak da bu sorunları yaşamayan, artık gelişmiş ülkeler seviyesine yükselen bir ülkemiz olsa diyorum.
Hepinize sağlık ve bol kazanç dilerim.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @aydineroglu_