Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve TCMB Başkanı H.Gaye Erkan'ın göreve gelmesinden sonra hala alacakları kararlar netleşmemişti. Bu hafta her ikisinin de önemli açıklamalar yapmasını bekliyorum. Hatta Şimşek üç önemli önceliğe dikkat çekti! Yüksek teknoloji, katma değerli üretim ve turizm! Cari açık sebeplerinden biri enerji, diğeri de katma değerli yüksek teknoloji ürün ithalatı. Bu alanda ciddi cari açık yaratan bir ithalat var. Yüksek teknoloji ürünlerinin ihracat içindeki payı son dönem artıyor olsa da, hala %4'lü rakamlarda. Bu nedenle Mehmet Şimşek'in katma değerli üretimi, ve yüksek teknoloji üretimini öncelikli alanlardan ilan etmesi çok doğru ve önemli bir hedefleme olarak görüyorum. 

Diğer bir öncelikli alan da turizm. Turizm ise, ülkemiz adına cari açığı düşüren çok önemli bir gelir kanalı. Ama ağırlıklı olarak yaz aylarına ve yaz turizmine odaklı bir yapımız var. Bunu sağlık, kış, kültür, doğa, gurme vs gibi her alana ve 12 aya yaymak doğru bir görüş. Umarım Şimşek hedeflemeleri doğru koyar ve hızlı bir başlangıç yapar.

Ama piyalar için en öncelikli konu bence para politikaları olacaktır. Yani faiz konusu enflasyon başta, en önemli belirsizlik konusu olarak görüyorum. Bugün TCMB yeni başkanı bankaların yöneticileri ile buluşacaktı. Ama 23 Haziran Cuma gününe ertelenmiş. Anlaşılan 22 Haziran Perşembe faiz kararını açıklayıp da toplantı yapmayı daha uygun bulmuş. 

Piyasadaki beklenti maksimum 20 civarı bir faize yükselen bir politika değişimine yönelik. Açıkçası başımıza ne geldiyse, gerçeklere göre davranmamaktan kaynaklandı. Enflasyonun altındaki kur politikası enflasyon canavarı yarattı. Kurlar katlandı. Artan kurlar enflasyonu coşturdu. Kurlaları kontrol etmek için her alanda rezerv satışına yöneldik. Şirketlere ve bankalara döviz sattırmanın yollarını aradık. Bu durum rezervlerin erimesine hatta rezervlerde açık pozisyon oluşmasına neden oldu. 

Politika faizleri dışında başka hiç bir alanda politika faizi ile orantılı bir faiz yok. Her yerdeki faiz bunun çok üzerinde. O nedenle yine gerçeklerden uzak düşük bir faiz artışı bana göre gerçekçi değil. Etkisi de istenildiği gibi olmaz. O nedenle boş yere zaman kaybı yaratacağımıza gecikmeden gerçeklere uygun bir faiz artışı yapılmasını çok daha doğru buluyorum. Yani ne demek istiyorum? Bence politika faizlerini en az 30-40 seviyelerine çekmek gerekir. Böylece kurları döviz satışı ile değil, faizler nedeniyle başlayacak döviz girişleri ile kontrol etmek çok daha doğru olur. Hatta faiz ne kadar yüksek olursa, kurlardaki düşüş de enflasyonu düşürecek etki yaratır. Yani demem o ki, %40'lar civarı bir faiz artışı dolar kurunda 20.00TL'ye doğru bir düşüşün yaşanmasına neden olur. Bu tüm ithalatta fiyat düşüşü yaratır. Bu durum da, enflasyonda istenen düşüş trendini başlatabilir. Aynı zamanda yüksek faiz artışı KKM ve DTH'lardan çıkışı da sağlar. Bu da olumlu bir yansıma yaratır.

Ama %15-%20 gibi bir faiz artışı yapılırsa, kurlarda istenilen bir döviz giriş artışı ve bunun kurları düşürücü etkisi sınırlı kalır diye düşünüyorum. Piyasalar için en önemli şey bozulan güvenin yeniden ve kısa sürede geri kazanılması olmalıdır. Ama beklenti benim doğru bulduğum faiz artışı şeklinde değil de, %20 civarı ile sınırlı kalacak ve gerekirse sonrasında devamı gelecek kademeli bir faiz artışı olması yönünde. 

Dolar tekniğine bakınca parabolic satış yönüne dönmüş. Bu durum ilginç! Acaba yüksek bir faiz artışı duyumu mu var da bu teknik oluşmuş diye düşünmeden edemedim. Dolar 23.77 üstüne çıkarsa 25.10 gibi bir flama hedefi olur. Ama 23.00 seviyesinin altına inecek olursa, 21.00'e doğru bir düşüş de yaşanabilecek bir teknik oluşmuş. Faiz artışı ile birlikte kurlarda böyle bir düşüş enflasyon açısından olumlu bir etki yaratır. Ama TCMB kurların çok fazla düşmesine izin vermeden olur da böyle bir düşüş yaşanacak olursa, 21.00-20.00 TL civarında döviz alımlarına başlaması ve rezervlerini arttırması doğru davranış olur. Yani kurların fazla düşmesine de izin verilmeyeceği gösterilmelidir. 

Borsa alınacak kararlara göre yön bulacak. Teknik seviyeleri ve görüşümü zaten biliyorsunuz. Yabancının yeniden geri gelmesinin önü açılırsa, borsa için yeni yükseliş trendleri başlayacaktır diye düşünüyorum. Ben bunun zorunlu olarak yapılacağı görüşündeyim. Ama ekonomik kadrolarda ve Para Piyasası Kurulunda henüz istenilen bir değişim görmüyorum. Bu durum da benim beklentilerimi baskılıyor. Umarım yine hayal kırıklığı yaşamayız. 

Kurlar bu ve üzeri seviyelerde devam ederse, KKM nedeniyle 150 Milyar TL civarı bir kur farkı maliyeti hazinenin üzerine ek yük olarak binecek. Bu durumu da düşünüp, ağırdan almanın ve hatalı politikalarda ısrarcı olmanın çok ağır faturalarının artarak geleceği bilinmeli.

Sözümü bağlayacak olursam, eğer düşük bir faiz artışı açıklanacaksa, borsa bunu kar satışları ile karşılayabilir. Kurlar da yeniden yükseliş baskısı yaşayabilir. Bu durumda, yeniden döviz satışları ile kurları baskılamaya kalkarsak, Mehmet Şimşek'in ilk anda yarattığı olumlu hava da kaybolur. Bakalım tüm bunları nasıl öngörüyorlar bu hafta anlayacağız diye düşünüyorum. Ben yüksek faiz artışı yapılması yönündeyim. Zaten diğer her alanda fazlası ile artmış faizler var. KKM'de bile %25'i aşan faiz varken 15-20 ile sınırlı bir politika faizi ne kadar gerçekçi olur?

Hepinize sağlık ve bol kazanç olan iyi bir hafta diliyorum.

    Saygılarımla
    Aydın Eroğlu
     Stratejist
   Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @aydineroglu_