Yeni kabine açıklandı. Beklendiği gibi Mehmet Şimşek yeni kabinede Hazine ve Maliye Bakanı oldu. Bakan Mehmet Şimşek'in; ''Türkiye'nin rasyonel bir zemine dönmesinden başka çare kalmamıştır'' sözü, nihayet ülke ekonomisinin uygulanan yanlış para-maliye politikaları yüzünden geldiği açmazı gören, bunu itiraf eden, liyakat sahibi bir bakanın göreve geldiğini gösteriyor.
2021 Eylül ayında başlatılan para-maliye politikalarının yanlış olduğunu en başından beri söyleyip, nasıl yansımalar göstereceğini ilk günden beri yazdım. Enflasyonun patlayacağını, kur ve faizlerin çok yükseleceği, zam yağmurları olacağı uyarılarımı ilk andan beri ifade ettim. TCMB'nın özerkliğinin çok önemli olduğunu, TCMB'nın ana önceliğinin fiyat istikrarı olması gerektiğini ilk anda ve defalarca yazdım. Peki sonra ne oldu? Dolar 8.40 iken değiştirilen para-faiz-maliye politikaları sonrası Dolar kuru 21.00'i geçmiş durumda. Gıda, konut, kira, maaş, ücret, okul, ulaşım, iletişim, mevduat ve kredi faizleri, ilaç paraları, üretim maliyetleri, ham madde fiyatları, enerji fiyatları, cari açığın geldiği boyut, patlayan bütçe açığı bu politika değişiminin başlatıldığı günün çok üzerinde ve kontrolden çıkmış durumda.
Mehmet Şimşek'in İşi hiç de Kolay değil. Lakin bu sorunları çözmek imkansız da değil. Umarım yapılması gerekenlerden geri adım atmadan, göreceği tepkilerden bunalmadan doğruları uygulamayı başarır. Bunları başarırsa, ülke yeniden ve çok gecikmeden normalleşmeye başlar.
Birinin çıkıp da, faiz sebep, enflasyon sonuçtur tezinin yanlış olduğunu söylemesi, uluslar arası kabul görmüş kurallara dönüleceğini söylemesi çok önemli.
Ben Mehmet Şimşek'in ekonomi bürokrasisindeki birçok atama ve para politikalarında da yapılması gerekenler konusunda tam yetki alarak görevi kabul ettiğini düşündüğüm için, bu haftanın ilk değişikliğinin TCMB Başkanı ve kadrolarında olmasını bekliyorum. Umarım yanılmam ve liyakat ve özerkliğin ön planda tutulan yeni bir TCMB başkanı atandığını duyarız. Aynı zamanda başkanın görev süresi garantisi aldığını da duyabiliriz. Ki, öyle de olması gerekir ki, baskılara aldırmadan yapılması gerekenleri yapabilsin.
Mehmet Şimşek, yabancı yatırımcılar tarafından da olumlu karşılanacaktır. Lakin zamanında Nağci Ağbal da, benzer uygulama değişikliğine gittikten bir süre sonra görevden alındığı için, bir süre Bakan Şimşek'in kalıcı olup-olmadığına bakacaklardır. Bu nedenle borsada yabancı takası açısından olumlu bir etki yaratmasını beklediğim yeni kabine ve Mehmet Şimşek sonrası, %27.48'e inmiş olan yabancı takasında artış yaşanmasını bekliyorum. Ama Mehmet Şimşek'in kararlarının etkilerini görene ve kalıcı olup olmadığı konusunda tereddütler ortadan kalkana kadar yabancıların eski yabancı takası zirveleri olan %75'lere götürecek kadar çok iştahlı olmalarını beklemiyorum. Bu nedenle yabancı takası artacaktır ama ulaşılmasını beklediğim %40'ların orta vadede geçilmesini beklemiyorum.
İştahlı olmayacaktır ama %40'ları görebilir dediğim yabancı takası yabana atılacak bir oran artışı değil. Yabancı takasında düşündüğüm bu oranda değişim söz konusu olursa bile, bu BIST'de yeni TL rekorlarının görülmesi demek olur. Birçok ana hissede orta vadede %50-%100 arası fiyat artışı demektir. Yan hisselerin çoğunda %100'ler aşılabilir.
Lakin ekonominin diğer kısımlarında ise farklı tepkiler görmeyi bekliyorum. KKM uygulaması kesinlikle kaldırılması gereken bir uygulamadır. Lakin rezervlerin yetersizliği ve KKM'de ulaşılan büyüklük nedeniyle yabancı döviz girişleri ve TCMB rezervleri sağlıklı bir düzeye gelene kadar KKM'nin bir anda kaldırılması çok zor. Kontrolsüz ve hızlı sona erdirilecek KKM halinde, kurlarda sert yükselişler yaşanabilir. Bunun enflasyon ve ödemeler dengesinde yaratacağı sorunlar kolay göğüslenemez. Bu yüzden ilk anda kurların kısmi yükselmesi, aynı anda da faiz artışlarının yapılması gerekir. Kur yükselişi ve faiz artışı ile gelecek yabancı girişleri esnasında, TCMB kurların fazla geri gelmesine izin vermeden rezerv alımları yapmalıdır. Yani Şimşek geldi, yabancı girmeye başlarsa döviz de düşmeye başlar beklentisi şu an için doğru değil. Kur da, faiz de birlikte yükselebilir. Her ikisi de zirveleri gördükten sonra, faizlerin düşüş trendine girmesini beklerim. Ama 2001 sonrası yedi yıl boyunca düşen bir kur trendinin yeniden yaşatılmasını en azından ekonomi rayına oturana kadar doğru bulmam. Bu nedenle de TCMB'nın dövizde artık satıcıdan ziyade alıcı olacağını düşünüyorum.
Ancak yapılacak faiz artışları büyümeyi düşürebilir. Talepte durgunluk yaratabilir. Bir süre tüketim harcamalarını düşürmek ama üretim yatırımlarının arttırılması gerekir. Üretim yapımız fasonculuktan çıkartılmalı, katma değeri yüksek üretim teşvik edilmelidir. Ara mal üretiminin arttırılması cari denge açısından çok önemlidir. Yenilebilir enerji kaynaklarından özellikle güneş enerjisi alanında çok büyük teşvikler, yeni mimari kurallar gelecektir. Enerjisini güneşten üreten binalar, fabrikalar zorunlu hale getirilebilir ki, zaten de böyle olmalıydı.
Diğer taraftan mahalli seçimler sonrası genel seçimleri de kaybeder diye bekledikleri için, ilişkilerine mesafe koyan gelişmiş ülkeler, sayın cumhurbaşkanı yeniden seçilince ilişkileri düzeltme mesajları yolluyorlar. Ben dış ilişkilerde de düzelmeler yaşanmasını bekliyorum.
Kısacası uzun zamandır en büyük ihtiyacımız olan liyakat ve güven yeni kabineye yansımış diye düşünüyorum. Ama tabii kabine üyeleri cv.lerine uygun kararları yine bağımsız veremezlerse, o zaman bu iyimserliğim yok olur. Ben şu an artık başka yol olmadığı için, gerekenlerin yapılacağı bir dönem göreceğimiz görüşündeyim. Deniz bitti. Hatalarda ısrar lüksümüz olmadığı içim Mehmet Şimşek dümene getirildi. Enflasyonun ve kurların öyle TCMB rezervlerini pat 10 Milyar Dolar, çat bir on, bir on Milyar Dolar diye satarak düşürülemediği, tam tersi daha da arttırdığı görüldü. Rezervlerin bu şekilde satılması esnasındaki alıcılar bile sorgulanmalı ama, bu artık sonraki mesele olsun. Önce ekonomiyi toparlamamız lazım.
Kısacası ben umutluyum. Yabancının likit olduğu için sevdiği ana sanayi hisseleri, sezon açılışına güzel bilançolarla başlayan ulaştırma şirketleri, kendi hisselerini toplamaya devam eden holdingler başta girişler artacaktır. Yabancı ana hisselerde ne kadar yoğunlaşacak olursa, yerli spekülatör de diğer hisselere geri dönüşlerini arttıracaktır.
Bu arada özellikle güneş başta yenilebilir enerji alanında faaliyet gösteren şirketlere teşviklerin gelmesini beklediğim için bu alandaki şirketlerin de yatırım planlarında olması gerekebilir. Diğer taraftan kentsel dönüşümün inşaat sektöründeki talep artışı sürecektir.
Bugün enflasyon verisi açıklanacak. Bir aylık doğalgaz harcamalarının bedava kullandırılması nedeniyle, bu ayki enflasyon hesaplamasında doğalgaz fiyatı sıfır olarak baz alınacağı için enflasyonda eksi oran gelmesi bekleniyor. Bu uygulamanın yanlışlığını hemen belirtmek istiyorum. Bu şekilde gerçek dışı hesaplamalarla enflasyon düşürülemez. Bir dahaki ay yeniden normal fiyatlara dönüleceği için, bu sefer de enflasyon bir önceki aya göre ekstra artmış olacaktır. Yani gelecek enflasyon oranı benim için bir şey ifade etmeyecek. Asıl Şimşek sonrası kur ve faiz uygulamalarının enflasyona etkilerinin görüleceği haziran-temmuz enflasyonu daha gerçekçi olacaktır.
Özellikle kamu bankalarının kredi riskleri sağlıklı şekilde tespit edilmelidir. Seçim ekonomisi nedeniyle artan bütçe açığının kapatılması için yeni vergiler ve tasarruf tedbirleri devreye alınacaktır. 2024 yılında mahalli seçimlere gidecekken, bu dediklerimi ne derece uygulayacaklar bu çok önemli. Kararları mahalli seçim endişelerine takılmadan uygularsak, bir süre daha artmaya devam edecek enflasyon sonrasında düşmeye başlar. Ama önümüzdeki yıl seçim var, gereğinden fazla sıkılaştırıcı önlem uygulamayız derseniz, o zaman enflasyonda kalıcı ve sağlıklı düşüş süreci gecikir.
Hepinize sağlık, bol kazanç ve iyi bir hafta dilerim.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @aydineroglu_