Son bir seans daha yaşayıp, pazar günü ikinci tur cumhurbaşkanlığı seçimine gideceğiz. Kim kazanırsa kazansın, yeter ki sonrasında doğruları yaparak ülkeyi içinde bulunduğu finansal risklerden çıkartsın. Umarım özellikle ekonomi kabinesinde piyasaları sakinleştirecek liyakatli kişiler açıklanır. Şimdiden ülkemiz ve milletimiz için hayırlı bir seçim olsun.

Son borsa gününe başlarken, ilk tur seçim sonuçlarından sonra öncesinde aldıklarından daha fazlasını geri satan yabancıların takası tarihin en düşük seviyelesi olan %27.85 düzeyine inmiş durumda. Bu şu açıdan önemli! Şu anki hallleri ile özel bankalar, holdingler, otomotivdeki ana şirketler, ilaç ve dağıtıcıları, yedek parça-makinacılar, thyao, demirçelik, çimento ve seramikçiler, temiz enerji üretenler, inşaat taahhüt şirketleri, petro kimyalar, kağıt sektörünün çoğu, kimyacılar, askeri silah üreticileri, teknoloji pazarlamacıları gördüğünüz gibi say say bitmeyen birçok şirket ve sektör çok ciddi iskontolar içeriyorlar. Eğer seçimlerden sonra piyasalara güven verecek bir ekonomi kabinesi açıklanır ve doğru kararlar alınırsa, aynı birinci tur öncesi olduğu gibi yabancıların geri gelmesiyle çok ciddi bir yükseliş dönemine gireriz. Ama seçilen her kim olursa, şu anki para-finans politikaları ile devam etme ısrarı sürerse, bu takdirde borsadaki yansımaları farklı olur! Yabancıların ağırlıklı olduğu sektör ve hisselerde kalan %27.85 takastan bir kısım satış daha gelebilir. Ama ana hisseler dışındaki şirketlerde ise yeniden alımların geldiğini görebiliriz. 

Siyaseten olması gerektiğinin peşinde değilim. Piyasaları düze çıkartmak için ekonomik ve finansal alınması gereken doğru kararlara en kısa zaman içinde dönülmesi derdindeyim. Her kim seçilirse seçilsin doğru ekip ve kararlar olumlu tepki görür. Muhalefet adayı seçilirse bunu yapacağını ilan ettiği için borsa muhalefet adayını pozitif fiyatlıyor. İktidar adayı yeniden seçilirse, aynı politikalara devam edileceği ilan edildiği için borsa baskılanıp düşerken, politika faizi hariç her türlü faiz ve kurlar ise yükseliyor. Seçilecek kişiye göre pazartesi yansımalarını göreceğiz. 

Normalde hisselerin bulundukları seviyeler özel bankalar dahil oldukça uygun. Ama BIST tekniğine bakınca ise, 4484 - 4500 altında kalmaya devam eden endeks için son ara bir destek olan 4374 seviyesinin de aşağı kırılması halinde 3880-3640'lara doğru teknik bir düşüş riski var. Umarım bu ilave düşüşleri yaşamayız. Yoksa, olası bu düşüşün hisselere yansıması %10 ile %20 arasını bulabilir. 

Bu nedenle seçim sonucunu ve olası yeni ekonomi kabinesi ile politikalarını görmeden en az %50 nakit durum korunmalı diye düşünüyorum. Bu nakit de TL olarak değil, döviz, kkm, altın olabilir. 

TCMB dün düşündüğüm gibi, seçim öncesi faizlere dokunmadı. %8.50 olan politika faizlerini sabit bıraktı. Keşke bu faizler diğer faiz içeren alanlarda da böyle düşük olsa ama değil maalesef.

Patron Çıldırdı!
             Seçim sonrası kim seçilirse seçilsin, bütçeye çok ciddi ek yük binecek. Bu nedenle 2023 bütçesinde ilan edilen 660 Milyar 901 Milyon TL hedefinin çok üzerinde bir açık oluşacağı görüşündeyim. 

Yeni asgari ücret, memur, emekli zamları, depreme yönelik harcamalar, fonlanan doğalgaz, elektrik faturaları derken, şimdi de Kılıçdaroğlu'ndan kredi kartı borçlarının hazine tarafından üstlenileceği açıklaması geldi. Bunların hepsi çok ciddi ek yükler demektir. Lakin kredi kartı borçlarının ödenmesi açıklamasını doğru bulmasam da, maaşlar ile ilgili düzeltmelerin kesinlikle olması gerektiğine inanıyorum. Bozulan ekonominin en mağdurları maaşlı çalışanlar maalesef. Ama birilerinin düşünmeden yaptığı kredi kartı harcamalarının borçlarının ödenmesini doğru bulmuyorum. Ülke olarak insanımızı bu tarz fonlamalara alıştırdığımız için ne gelir, ne de vergi adeleti sağlayamıyoruz. Ayrıca vergi, prim, kredi kartlarında hiç borcu olmadan yaşayan insanlara da haksızlık yapmış oluyoruz. Ben ender sayıdaki konulardakiler hariç başta imar olmak üzere aflara, yapılandırmalara, bu şekilde borçların üstlenilmesine karşıyım. Vergi ahlakını ve adaletini sağlamak istiyorsak bu uygulamarı çok nadir zamanlarda uygulamalıyız. Bununla birlikte, eğer bir kesime af getiriyorsak, yükümlülüklerini yerine aksatmadan getiren mükellef ya da vatandaşlarımıza da vergi indirimleri gibi ödüllerle dengeyi sağlamalıyız. Yoksa hepimizin vergilerinden toplanan paralarla yükümlülüklerini yerine getirmeyenlerin borçlarını kapatmak hiç de adil bir hükümet politikası değil.

Son gün yeni teknik öngörü yapmayı yine düşünmüyorum. Artık seans esnasında niyetim değişir mi bilemiyorum. Hepinize sağlık, bol kazanç ve ülkemiz için yine olaysız geçecek, hayırlı bir seçim dilerim.

NOT; Sayın Kılıçdaroğlunun kredi kartı borçları ile ilgili yaptığı açıklamanın detayı; borçların hazineye aktarılıp, ana para borçlarının 36 ay vadeye yayılarak ödeme imkanı yaratılması, ama faizlerinin silinmesi şeklindeymiş. Tümden üstlenilmesi değil. 

İyi hafta sonları...

    Saygılarımla
    Aydın Eroğlu
     Stratejist
   Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @aydineroglu_