Geçen yıl KKM uygulamasında politika faizi üzerine +3 puan sınırı varken, KKM'den çözülme riski artınca faiz üst sınırı kaldırıldı. Bu durum seçime giden ülkemizde, olası seçim risklerini almak istemeyenlerin borsadan KKM'ye yönelmesine neden oluyor. Dövizde olası yükseliş bekleyenlerin ve bu arada da olası kur düşmesi halinde faiz almak isteyenlerin alternatif adresi KKM daha cazip hale gelmiş durumda. Aynı anda %30'ları geçen mevduat faizi de başladığı için borsanın şu an ciddi bir faiz rakibi var diyebiliriz.
Bu durumun seçime kadar böyle sürecek gibi duruyor. Baskı ile kurları tutmak isterken adım adım yükselen bir kur var. Kurda azar azar da olsa yükseliş, aynı anda faizlerde de yükseliş yaşanıyor olması bankaların gelirlerinde geçen yıla göre daralma yaratacaktır. Bu daralma seçimden sonra da faiz ve kur zirve yapana kadar sürecektir. Her iki alanda, yani kur ve faizde zirveler görüldükten sonra ise, o seviyelerden yapılan tahvil yatırımları ve döviz sendikasyon borçlanmaları sonrasında kur ve faiz düşüş trendine girecek olursa bankaların o vakte kadar yaşayacakları tahvil-döviz pozisyon kayıplarını telafi etmeye başlayacaktır. Yani bankalarda 9 aylık bilançolar asıl önemli olacaktır. Üçüncü çeyrek bilançolarda yeniden toparlanmaları görebiliriz.
Ama hemen belirteyim, sonuçta bankacılık karlarında seçim sonrasına kadar daralma riskleri olsa da, bankalar mevcut karlarına göre çok ciddi iskontolar içerdikleri için, eğer seçim sonrası yapılması gereken politika değişiklikleri gerçekleştirilirse yeniden gelmeye başlayacak olan yabancı fonlar için bankalar yine hedef sektörlerin başında gelecektir. Şu an için de bankalar diğer bir çok sektöre göre görmüş oldukları zirvelerden çok uzaklaşmış değiller. Bu sözlerim tabii özel sektör bankaları için geçerli. Kamu bankalarından seçim sonrası gelişmeleri görene kadar uzak durmayı tercih ediyorum.
Maalesef enflasyon yıllık bakınca her nekadar %50'lere düşmüş gibi görülse de, 12 aylık ortalamalar olarak bakınca hala %70'lerde bulunuyor. Buna rağmen kurlarda uygulanan baskı ihracat rekabetinin düşmesine ve cari denge açığının da her geçen süre daha da artmasına neden oluyor. Kısacası KKM uygulaması amaçlandığı etkiyi, faydayı göstermekten çok uzak olduğu gibi, hazine için de ayrıca bir faiz yükü yaratmış durumda.
İşte bu ortamda BIST ara ara toparlanmaya çalışsa da, maalesef değer kaybetmeye devam ediyor. Yakın destekler olan 4601 ve 4500, hatta 4484 de diyebiliriz. Bu destek seviyeleri çok önemli. Bu seviyelere yaklaşan BIST, her an yukarı tepkiler üretebilir. Ama seçimler bitmeden bunun tepkiyi geçmesini ve yükseliş trendine dönmesini beklemiyorum. Teknik bakınca verdiğim destek seviyeleri stochasticler açısından aşırı satım bölgesinde. Yani alıma uygun yerler. Ama seçimle ilgili belirsizlik ve riskler nedeniyle bir şekilde bu destekleri de kıracak olursak, satışların çok can yakabilecek boyuta inme riskleri de var. Umarım bu yaşanmaz. Hisselerin ederlerine göre değil de, piyasa risklerine göre baskılanıyor olması bizi de oyun dışı bırakıp, seyirci haline düşürüyor. Kısacası seçim bitene dek, kesinlikle krediden uzak durmalı. Borsa pozisyonu maksimum %50 olmalı. Kalan %50 de, kur ve faiz yatırımı olarak tutulursa daha temkinli bir davranış olabilir.
ABD'de de Resesyon Sinyalleri Geliyor!
ABD'de bir tarafta imalat sanayi endeksi beklentilerin altında kalarak resesyon sinyalini güçlendirirken, diğer tarafta ise OPEC+ ülkelerinin petrol üretiminde kesinti kararı alması da enflasyon artışı baskısı yaratıyor. Bu nedenle faiz artışları bitecek diye bekleyenler alım yönünde düşünürken, enflasyon yeniden artarsa endişeleri yükseliş beklentilerini baskılıyor.
Ama BIST dışarıdaki gelişmelerden bir süredir ayrışmış durumda. Seçime özel fiyatlamalar yüzünden negatif ayrışma, düzeltme sürüyor. Bir an önce bus süreç bitse de, biz de daha keyifli günlere dönsek. Ama teknik olarak baskının sürmesini daha güçlü bir ihtimal olarak görüyorum.
Hepinize sağlık ve bol kazanç dilerim.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @aydineroglu_