Yoksa, uzadıkça ülkede gerilimler artacak. Siyaset çok sertleşecek gibi duruyor. Umarım en geç zamanında seçimleri yapıp bitiririz. Yıllardır TCMB dahil, tüm kurum ve üniversiteler için hep liyakatın önemine vurgu yapıyorduk. Kurumların özerkliğinin önemine dikkat çekiyorduk. Nedenini sanırım artık kimse tartışmaya gerek duymuyordur.
Ben üniversite günlerimden beri Kızılay kan bağışçısıyım. 5-6 senedir de trombosit bağışına da başlamıştım. Bronz, gümüş, altın derken, en üst madalyam olacak olan platin için sanırım 2-3, ya da 5 bağışım kaldı diye düşünüyorum ki, geçen hafta Güzelbahçe meydanına gezici Kızılay aracı gelince, gidip yine bağış yapmıştım.
Ama şimdi sormak istiyorum, ülkemizin hemen her yeri birinci sınıf deprem riski yaşıyorsa, Kızılay ve AFAD'ın elinde Türkiye'nin birkaç bölgesine dağıtılmış ve hazır bekleyen en az 500 Bin, 1 Milyon çadır, çok sayıda hazır bekleyen konteyner olması gerekmez mi? Bir yerde böyle bir afet yaşanınca, anında çadırlar ve konteynerler ilgili yerlere uşalaştırılıp, daha sonra eksilen stok hemen tamamlanması gerekmez miydi? Oysa, deprem bize gösterdi ki, yeterli sayıda ne çadırımız varmış, ne de konteyner. Fiyatları bile hemen katlandı.
Ama diğer taraftan ise parası ile çadır arayan bazı sivil toplum kuruluşlarına Kızılay'ın çadır vs tedariki yapan iştirakinden maliyetine bile olsa satış yapıldığını okuyoruz. Peki o zaman madem satılacak çadır varsa, neden o zaman bunlar hemen bölgelere yetiştirilmedi diye düşünüyor insan!
Velhasıl, bitmiyor soruların arkası kesilmiyor. Tepki yaparsan da, her türlü hakaretin ardı arkası kesilmiyor. Demokratik toplumlarda tepkiler haktır. İnlarlar tepkileri istifa çağrıları ile çağırdılar diye müdahale etmek doğru değildir. Bilakis acaba bir yerde yanlışımız, eksiğimiz mi var diye oto kontrol imkanı bile yaratır.
Neyse, çok şey söylenir ama sözler bir anlam taşımıyor maalesef. İşte o nedenle bir an önce seçimler olmalı. Ülke gündeminden seçimler çıkmalıdır. Siyasiler de, seçim sandıklarını gördükleri zaman, kendilerini bulundukları yerlere getirenlerin seçmenler olduğunu hatırlıyorlar. Halkın asıl, seçilenlerin ise halkın vekilleri olduklarını hatırlamaları açısından seçim sandıkları çok önem taşıyor.
Maçlarda tepkiler görüldü. Ama hemen seyircisiz oynansın tehditleri. Yoksa eksiklerimiz, hatalarımız oldu elbet ama bunları en kısa zamanda bir daha tekrarlanmayacak şekilde düzelteceğiz denemez miydi? Her şeyin layıkıyla yaptık derseniz çok gerçekçi olmuyor.
Çok uzatmayayım. Yine gerilimli bir haftaya başlıyoruz. Zaten yazdığım için biliyorsunuz, hisse bazlı odaklanmak gereken bir dönemdeyiz. ABD'de de ekonomik şartlar pozitif verilere neden oluyor. Bu nedenle FED faiz artışları da gündemde kaldığı gibi, 25 puandan acaba yeniden 50 baz puanan çıkan faiz artışları mı göreceğiz endişeleri borsalarda satışlara neden oluyor. İyimser mesajlar uçuşurken, bunların doğru olmadığı uyarılarımı çok kez tekrarladığımı biliyorsunuz. Şu an bu uyarılarım gerçekleşiyor.
BIST hem içeriden, hem dışarıdan yaşanan gerilimler, belirsizlikler ve riskler nedeniyle yabancı satışlarına sahne olmaya devam ediyor. Ben yabancılar gelmeye başlamadan bu satış baskısının bitmesini zor görüyorum. Yabancının da seçimlerden önce gelmesini beklemiyorum. Faiz politikalarımızın dışarıdaki gelişmelerle ilgisi yok. Bu nedenle de her alanda inanılmaz enflasyon yansımaları görüyoruz.
Ama tekrar ediyorum, seçimler sonrasında BIST'in pozitif beklentilerimi koruyorum. TL bazında yeni zirve görüşlerim de sürüyor. Ama o güne kadar ve hemen sonrasında geçici düşüşler, baskılar mümkün. Sabır göstermek zorundayız. Zaman zaman da kar realizasyonu yapmamız önemli. Ama seçimler olmaz ya da çok ertelenecek olursa, o zaman ekonomik ve finansal risklerimiz çok daha yüksek olur endişem var.
Carbon Elyafı Konusu!
Son günlerde deprem sonrası, güçlendirmelerde ve-veya yeni inşaatlarda carbon elyafı kullanılmasının faydaları konuşulmaya başladı. Carbon elyafı, çelikten 5-6 kat daha sağlam, bir o kadar daha hafif bir ürün. Yüksek katma değerli çok önemli bir ürün. Bu konuyu 2010 yılından beri yazan biriyim. Dünyada üretim teknolojisi bizimle birlikte dokuz ülkede vardı. Bizde üreten de Aksa idi. Aksa daha sonra Dupont ile ortak olarak DowAksa şirketini kurdu ve birlikte carbon elyafı kullanılan yüksek katma değerli sürünler üretiyorlar. Uzay araşları, gemi güverteleri, uçaklar, füzeler, kara taşıtları, savunma araçları, rüzgar pervaneleri, inşaat etknolojisi gibi çok önemli alanlarda kullanımı yapılabilecek bir üründü. Hatta yıllardır günü geldiğinde bu iştirakinin Aksa'nın ana şirketinden bile büyük katma değer yaratmasını beklediğim düşüncelerimi çok kez okumuşsunuzdur.
Ben bu konuda üretici olarak bir tek Aksa'yı biliyorum. Ama piyasada kords, sasa, alkım gibi şirketlerin de adlarının geçtiğini görüyorum. Dediğim gibi, ben sadece Aksa'nın bu teknolojiye sahip olduğunu biliyordum. Eğer başka firmalar da üretebiliyorsa, bu bilgim eksik. O nedenle diğer şirketler için bir teyit bilgim yok.
Yeniden konuya dönersek, eğer Aksa'nın ürettiği carbon elyafı dendiği gibi inşaatların güçlendirilmesi için kullanılabilecek hale geldiyse, bunun ciro ve bilanço etkisi çok yüksek olur. Çünkü, maalesef yaşanan deprem korkusu sonrası, tüm şehirlerimizde hem güçlendirme, hem de yeni bina yapımlarında carbon elyafı da kullanılmaya başlanacaktır.
Hepinize sağlık, bol kazanç ve iyi bir hafta dilerim.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @aydineroglu_