Öncelikle şunu bilmenizi isterim ki, hala enkaz başında yakınlarının bir umut sağ kurtarılmalarını bekleyen vatandaşlarımız, ya da en azından cenazelerine ulaşmak için bekleyen insanlarımız varken borsa yorumlarını yapmak beni gerçekten çok zorluyor. Çok karışık duygular içinde bunu yapıyorum. Ama piyasalar açık olunca mecburen yapmak zorunda olduğumuz için yapmak durumunda kalıyorum.
Tekniklere Bakınca Çok Rahat Değilim!
Dikkat ederseniz çimentolar, demirçelikler, çatı kaplamaları, seramikler belki yükseliyorlar ama, diğerlerinde 15-16 Şubat tarihlerinde yükselenler sonrasında ciddi realizasyon yaşadılar. Yani açıklanan fon alımları ve desteklere rağmen birileri de satıyorlar. Bu nedenle çok rahat öngörü yapamıyorum. Sonuçta deprem öncesi ile sonrası Türkiye aynı ülke değil. Herşeyden önce açıklanan rakamların daha da artacağı çok büyük can kayıplarımız var. Evlerinden, işlerinden, barklarından gitmek, deprem bölgelerini terketmek zorunda kalan insanlar var. Yıkılan ve yıkılması, yenilenmesi zorunlu olan bina ve alt yapılar için harcanması gereken maddi yükün 45 Milyar Dolar'a ulaşması bekleniyor yorumları var. Bu rakam ülkenin GSYH'sının %5'i büyüklüğünde. İlk andaki beklenti %2'si civarındaydı.
İşte bu belirsizliklerin önümüzdeki birçok süreci etkileyeceği kesindir. Bundan etkilenecek yabancı fonların bu nedenle satışları da sürebilir. Aynı şekilde yerli yatırımcılardan da benzer satışlar gelenbilir. Diğer taraftan da, bu bilançoları çok yüksek ederler yapar diye yeni alımların da geldiğini görebiliriz. Ama hangisi daha güçlü olacak bunu henüz çözemiyorum. Adı sadece çimento, demirçelik olduğu için de tüm şirketleri alın da diyemiyorum. Çünkü birçoğunun zaten bilançolarına göre öncesinde pirimli fiyatlarda olduğunu düşünürken, şimdi sadece deprem oldu diye hiç realize gelmeden yükselmesi ne kadar sürecektir bu da önemli. Bazılarında da bu yükselişi satış fırsatı görüp satışa geçilirse, bir de bu mağduriyetler ortaya çıkabilir. Yatırımcılar ellerindeki hisseleri zararına satıp da, yüksek fiyattan çimento-demirçelik alıp onlarda da satışa yakalanacak olurlarsa zararları çok can yakabilir. İşte bu nedenle dokuz aylık bilançolarına göre iskontolu ya da başabaş gibi gördüklerime dikkat çekmekle yetiniyorum. Onlarda yeni öngörü veriyorum. Lütfen depremin yaratacağı etkilerin sadece pozitif olduğunu düşünmeyin. Yapılacakların mali külfetlerinin karşılanması için yeni ek vergiler de kaşımıza gelecektir.
Özellikle en kısa zamanda İstanbul'da yoğunlaşmış üretim ve sanayi tesislerimizi zorunlu olarak ve teşvikleri belirleyip, deprem riski az olan şehirlerimize dağıtmak için seferber olmalıyız. İstanbul ülkenin vergi gelirlerinin %55-%60'ını karşılıyor. Diğer şehirlerimizde yaşanan afetler bu nedenle bir şekilde karşılanıyor. Ama İstanbul'da beklenen deprem yaşanacak olursa, bunun altından maddi manevi kalkmamız çok zor olur. Şimdiden her açıdan tedbirini almaya başlamamız şart. Bunu da kişi ve şirketlere bırakmadan zorunlu hale getirmeliyiz. İmar aflarını anayasa ekleyip yasak ve çok ağır suç olarak kabul etmeli ve bir daha da hiçbir şekilde yapmamalıyız
Kısacası henüz önümüzdeki tablo netleşmiş değil. Bir de seçim belirsizliği olduğu için yeni alımlarda orta ve uzun vadeli düşünerek alım kararlarının verilmesi gerektiğini biliniz.
Hepinize hiç bir can kaybının yaşanmadığı, başta sağlık ve kazançlı günler dilerim. İyi bir hafta olsun.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @aydineroglu_