Brokerlığa başladığım yıllarda, yani 1990-1992 yıllarında borsanın kuruluşundan beri var olan Kamu Ortaklığı İdaresi KOİ vardı. Sermaye piyasalarının işleyişine zaman zaman alım-satım yönünde müdahale ederdi. Böylece piyasanın derinleşmesini amaçlayıp, borsanın ederinin yüksek olduğu ama piyasa değerinin düşük kaldığı dönemlerde özellikle ana kamu hisseleri(Sanırım o günler tuprs falan da devletteydi), bankalar, eregl, büyük holdingler gibi şirketlerin hisselerini toplamaya başlar ve borsanın(IMKB) yükselmesini desteklerdi. Çok şişti denilen seviyelere çıkan borsa ya da etkisinde olan hisselerde ise, doğrudan satışlar yaparak piyasa yapıcılığında bulunurdu.
KOİ 'nin bu işlemleri beraberinde çok fazla spekülasyona neden olduğu için hep eleştirilirdi. İşlemlerin önceden isiderını alanlar olduğu kurumdan önce alıp-sattığı ve haksız kazanca neden olduğu yazılır-çizilirdi. Bu nedenle şimdi tam tarihini hatırlamıyorum ama KOİ'nin işlemlerine sonradan son verilmişti.
Şimdi ise benzer amaçla faaliyet yürüten Varlık Fonu Var. Farklı ifade olmaması için, size medyada yer alan tam açıklamasını paylaşayım.
TÜRKİYE VARLIK FONU NEDİR?
Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketi, Türkiye merkezli bir şirket. 26 Ağustos 2016 tarihinde Başbakanlık'a bağlı bazı şirketleri yönetmek için kanunla kuruldu. Şirketin kuruluş amacı 65. Türkiye Hükûmeti tarafından, "sermaye piyasalarında araç çeşitliliği ve derinliğine katkı sağlamak, yurt içinde kamuya ait olan varlıkları ekonomiye kazandırmak, dış kaynak temin etmek, stratejik, büyük ölçekli yatırımlara iştirak etmek için Türkiye Varlık Fonu ve bu fona bağlı alt fonları kurmak ve yönetmek" olarak açıklandı. 10 Temmuz 2018 tarihinde 1 Numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Cumhurbaşkanlığı'na bağlandı.
Şubat 2017'de hükûmetin, Temmuz 2016'dan beri süren olağanüstü hâl ile birlikte ilan etme yetkisine sahip olduğu kanun hükmünde kararname ile Halkbank, Türk Hava Yolları ve Ziraat Bankası dahil olmak üzere çeşitli büyük bütçeli kamu kuruluşları ve hazine arazileri bu fona devredildi. Bu kuruluşların Sayıştay denetimine tabi olmayan Varlık Fonu'na devredilmesi medyada yankı bularak beraberinde geniş çaplı eleştirileri getirdi.
VARLIK FONUNA KATILAN ŞİRKETLER
BOTAŞ
Borsa İstanbul
Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü
Eti Maden İşletmeleri
Halkbank
İstanbul Finans Merkezi
Kayseri Şeker Fabrikası
Millî Piyango İdaresi
PTT
Türk Hava Yolları
Türk Telekom
Turkcell
Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İzmir Limanı
Türkiye Denizcilik İşletmeleri
Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı
Türkiye Sigorta A.Ş.
Türksat, Ziraat Bankası kurumun bilinen önemli şirketleri. Milli Piyango ise sanırım 2020 yılında özel sektöre devredildi.
Bugün Varlık Fonu'nun Kardemir A hissesi alması ile ilgili açıklama sonrası sizlerden bir çok soru alıyorum. Fon başka şirketleri alabilir mi, İş Bankasının iştiraki olan şirketlerdeki CHP'nin kontrolündeki paylar Varlık Fonu'na devredilebilir mi misali soruların cevaplarını merak ediyorsunuz.
Öncelikle Atatürk'ün mirası olarak CHP'ye bırakılan İş Bankası payı %28.09. Dolayısı ile İş Bankasının iştiraki olan tüm şirketler içinde bu oranda bir payın kontrolü için yıllardır tartışmalar sürüyor. Ama şu an için ilgili payların ve dolayısı ile iştiraklerin kontrolü İş Bankasın'da bulunuyor. Ama daha sonra hukuki bir süreç neticesinde bu paylar devlete geçer mi, dolayısı ile Varlık Fonu bünyesine dahil olur mu bu şimdilik cevabı olmayan bir soru bu. Eğer hukuki bir süreç başlatılacak olursa, netleşecek bir konu.
Diğer taraftan Varlık Fonu bugün kardemir'e yatırım yaptığı gibi, cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile tanımlanan görevleri içerisinde istediği her alanda yatırım yapabilir. Kısacası uygun gördüğü her şirkete, özel sektör bankalarına, enerji-petro kimya, teknoloji vs. şirketlerine yatırım yapabilir.
Nihayetinde VF'nun amaçlarının arasında geleceğin sektörlerini desteklemek, sermaye yaratmak, fonun varlıklarının değerlenmesini sağlamak için uygun gördüğü sektör ve şirketlere yatırım yapmak dahil bir çok içerik vardır. Hatta, seçime giderken yabancının uzun zamandır ısrarla sattığı borsada hisselerin değerinin gerçek değerlerinin çok altına inmesine mani olmak ve milli değerleri korumak niyetiyle de borsada benzer alımlar duyabiliriz. Bunun için fonun kaynağı olması gerekir. Ama yeter ki, amaç fona kaynak yaratmak olsun, bunun çok fazla yolu var.
Umarım genel olarak Varlık Fonunun neler yapabileceği hakkında bir fikir vermişimdir. Bunları yapar yapmaz bilemem. Ama her türlü imkana sahip. Kaynak istenirse çok değişik yöntemlerle bu kaynak sağlanabilir.
Peki doğru mu Varlık Fonunun bu şekilde ortaklıklar, satın almalar, iştirakler yapması? Bence değerinin çok altında işlem gören özellikle sanayi, iletişim, teknoloji, sağlık, ilaç, savunma ve siber güvenlik şirketlerinin yabancıların hakimiyetinden kurtulması için çok da gerekli bir davranıştır. Ama tabi suistimal olmadan. Böylece yabancıların yıllardır yukarıdan sat, dövizi yukarı çek, sonra da bir kaç yıl sonra hisseleri çok düşük değerlerle geri topla oyunu da bozulmuş olur. Ama bunlar yapılırken, bu kararlar birilerine insider karı yaratmak için kullanılmamalıdır.
Hepinize bol kazanç dilerim.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @aydineroglu_