ABD'de TÜFE'nin son 41 yılın zirvesinden dönüş sinyali olarak görülen beklenti altında açıklanan enflasyon verisi sonrası gelişmekte olan ülkelere karşı risk iştahı daha da artmış durumda. Gelişmekte olan ülke risk primleri 400 seviyesinden 290'lara doğru gerilerken, bizim cdslerimiz de 900 üzeri seviyelerden 690 lı rakamlara inmiş durumda.
ABD için gıda ve enerji dahil emtialarda yaşanan fiyat geri çekilmeleri enflasyonun kısmen düşmesine imkan yaratmış durumda. Bunun etkisi ile FED'in faiz artış oranlarını azaltabileceği beklentisi piyasaları ve borsaları olumlu etkiledi. Lakin hemen işler düzeliyor demek için bence henüz erken. Sonbaharı da görmek lazım. AB için olası doğalgaz sorunu bakalım sonbahar ve kış için üretimi ne şekilde etkileyecek. AB'de yaşanacak bir enerji darboğazı ABD'ye nasıl yansıyacak, Çin ile gerilimler Çin'den tedarik süreci ve fiyatlarını nasıl etkileycek bunlar netleşmeli. Bunlar netleşmeden hemen enflasyon çözüldü demek için erken olur. Ben FED'in faiz artışlarına devam etmesini Eylül ayında en az 50 baz puan faiz artışı yaparak, sonraki faiz toplantılarında da benzer faiz artışları ile bu sürece devam etmesini bekliyorum.
Türkiye'de ise enflasyon üzerinde enerji, gıda, emtialar yanında bir de kur seviyeleri etkili oluyor. Biz kendi kendimize geçen yıl uygulamaya soktuğumuz para politikası kararları ve TCMB rezervlerinde uyguladığımız kararlar nedeniyle bu yüksek enflasyonu yaşamak zorunda kaldık diye düşünüyorum. Eğer aynı faiz politikası ile devam etmeyi sürdürürsek, sonbahar ile birlikte döviz açığımızın yaratacağı kur baskılarını yeniden yaşamaya başlayabiliriz. İşte sorun da burada. Gelişmiş ülkelerde de enflasyon-faiz artışı riski henüz bitmedi diye düşünürken, üstüne bir de bizde cari denge açığı nedeniyle kur artışları yeniden başlarsa, bir-iki ay sonra yeniden enflasyon dahil risklerin öne çıktığını görebiliriz.
Ama şu an için dünya risk iştahı artmış durumda. FED'in faiz toplantısı Eylül'de. Düşen cdslerimizle birlikte kısmi yabancı dönüşleri görüyoruz. Uzun zamandır uzak durdukları bankacılık sektörü hisselerini alıyorlar. Bankaların ve holdinglerin hala iskontolu fiyatlandıkları görüşünde olduğum için, bu alımlar bir süre daha devam edebilir. Bugün açıklanan thyao bilançosunda da, hisseyi bu fiyatı ile bile iskontolu yapan çok yüksek bir kar görüyoruz. Bu nedenle bugün BIST'i Thyao fiyat artışı da destekleyecektir görüşündeyim. Ama diğer bir çok hisse altı aylık bilançolarına göre kısmen primli hale gelmiş durumdalar. O yüzden banka ve holdinglerde süren alımlarla yükselen BIST, bu alımlar durursa bir kar realizasyonu ile karşılaşabilir. Ama şimdilik alımlar ve yükseliş sürüyor. Bu sürdüğü müddetçe buna katılmak ve içinde olmak doğru olur. Ama 2758 seviyesinin altına inecek olursak, o zaman kar satışları artar.
Tekrar ediyorum! Biz kendi hatalı politikalarımızın olumsuz faturasını yaşıyoruz. Başta para ve TCMB rezerv politikalarında yeniden doğruya dönersek, enflasyonda çok hızlı iyileşme başladığını görür ve FED ne yapacak endişelerinden de kurtulmuş oluruz. Bu yapılmadığı takdirde, sonbahar sonrası kur baskısı bizi yeniden riskli sürece sokabilir.
Yeni açıklanan bir raporda gelişmekte olan ülkelerin tahvillerinin arttırılması önerilirken, maalesef Türkiye'nin ise azaltılması tavsiye ediliyor. Bu tabloyu düzeltmek bizim elimizde. Yaparsak bu cendereden kolay çıkarız. Yapmazsak ise, neden bunları yaşıyoruz demeye gerek yok.
Umarım doğruların galip geleceği günleri yaşarız.
Hepinize sağlık ve bol kazanç dilerim.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @aydineroglu_