Zam Zam Yine Zam!

01.06.2022 09:19
  •  A 

Her geçen gün hızla fakirleşiyoruz. Gördüğünüz gibi zamların arkası kesilmiyor. Bugün de doğalgazda konutlarda %30, sanayide %40, elektirik abonelerinde konutlara %15, sanayi ve ticarethanelere %25, un fiyatlarında %53 zam haberleri ile güne başladık. Akaryakıt zamları ise artık rutine döndü. Artık kanıksadık. Birkaç günde bir yeni artışlar oluyor. Tütün ve alkol ürünlerine de yeni zamlar geldi. İnsanın artık bu haberleri gördükçe ruhu sıkılıyor. Yetsin artık diyor.

Bunların nedenleri için dünyada benzer hammadde fiyat artışları sebep oluyor diye bahane gerçek değil. Bunu artık herkesin bilmesi lazım. Dün 120.35$ seviyesini zorlayan brent petrol yeniden 115$ seviyesine indi. Ama aynı brent petrol 2008 yılında 146$ fiyatını gördüğünü unutmayın. Yani hala 14 sene önce gördüğü fiyatın çok altında. Ama pompa fiyatları ise patlamış durumda. Neden? 2008'de Dolar kuru 1.30 TL civarı olmasına rağmen, şu anda 16.40 civarında olduğu için. Peki kurda bu fark neden oluyor? Ülkenin yanlış yönetilmesinden kaynaklanan enflasyon artışları ve para çıkışlarından yaşanıyor. İktidar politikalarının yarattığı yansımalar bunlara sebep oluyor.

İyi ama AB'de tarihi bir enflasyon var. ABD'de de öyle. Sadece bizde yok ki demeyin! Çünkü AB bölgesinde %8.1 gibi tarihi bir enflasyon seviyesi var bu doğru. ABD'de de %7 üzerinde süren enflasyon var. Bu da doğru. Ama bizde ilan edilen oran %70'e dayanmış durumda. Aradaki farkı kaçırmayın lütfen. Cebinizdeki paranın %8'ini almaları ile %70'ini almaları aynı sonucu mu doğurur? Evet kısmen öyle yapar. İkisinde de paranız ve satın alma gücünüz düşer. Ama %70'de çok daha fazla düşer. Ayrıca ABD ve AB bölgesi kendi rezerv paraları ile ticaret yapıyorlar. Biz ise döviz cinsi ithalat-ihracat yapıyoruz. Kur farkları yaşadığımız sorunlara ve ödemelerde TL karşılığı borçlarımızın devamlı artmasına neden oluyor. 

İşte Nağci Ağbal sonrası gelen yeni TCMB yönetiminin uygulamaya başladığı politikalar sonrası, artan enflasyona rağmen düşürülen faizlerin tüm bunlara neden olacağını tek tek yazmıştık. Zam yağmurları başlayacak diye uyarmıştık. Reel eksi faiz kuru, kurlar da enflasyonu coşturacak, sonra da enflasyon yeniden kur artışlarını zorunlu kılacaktır. Bu nedenle kamu zorunlu yatırımlar dışında hızla tasarrufa yönelmeli, kamu harcamalarını kısmalı, bütçede %4 - % 5 faiz dışı fazla hedefleri koyulmalı. Bütçe tasarrufları ile artı olacak bir bütçe hedeflenmeli diyorduk. Bunların hiç birisi yapılmadı. Hem cari dengede artış sürüyor, hem de bütçe dengesinde açık artarak devam ediyor. İkili açık işte bu zamların yağmaya devam etmesine neden oluyor. Rezerv politikalarında yapılan hatalar kur artış baskısının sürmesine neden oluyor.

Maalesef hala şu an için %56 gibi eksi reel faizle devam etme ısrarı, bütçe açığını arttıran uygulamalar devam ediyor. Özerkliği giden TCMB gibi kurumlara olan güven kaybı sonrası da, bu gidişe kimin sağlıklı bir müdahale yapacağı bilinmiyor. Hani KKM sonrası her şey düzelecek, Ocak-Mart ayı eksi gelmeye başlayan enflasyon görecektik? Bunları sayın cumhurbaşkanına finans danışmanlığı yapan ekip üyeleri söylüyordu. Lakin böyle bir durum yok.

Şimdi de liralaşma diye gerçek olmayan ifadeler var! Gerçek olmayan demem şu nedenle. KKM ile bu uygulamaya çekilen para 900 Milyar büyüklüğüne ulaşmış durumda. Yaklaşık 55 Milyar Dolar gibi bir büyüklüğü ifade eden bu rakama bakıp da, para Dövizden çıkıyor diyemeyiz. Hala 214.5 Milyar Dolar döviz tevdiat hesabı var. DTH'larda KKM sonrası kısmi bir çıkış yaşandı. Ama KKM'de garanti edilen bir döviz var zaten. Yani kurdaki artışlar garanti altına alındığı için, KKM'ye para yatıranların kur karşılıkları hazine için sürekli artan yeni bir yük oluyor. Bu da devletin faiz yükünün patlamasına neden olmuş durumda. KKM'deki paraların vade dönüşlerinde bu uygulamayı sonlandırdık dedikleri anda, kur artışı patlar. Paralarını aldıkları faizle daha da büyütmüş olan KKM hesapları şu anki haliyle bile 55 Milyar Dolar gibi bir potansiyele sahipler. 

Gördüğünüz gibi bu durum devletin üzerinde çok büyük bir yük ve risk yaratıyor. Peki artan kur nedeniyle dövizi garantiye alınmış insanların KKM ile hazineye getirdiği ek yükün ve cari dengede ortaya çıkan açığın fonlanması nasıl yapılıyor? Birkaç yöntem var. Turizm gelirleri, para basma ve vergi salma en büyük gelir yaratma yöntemleri. İşte maalesef şu an bu zamlar da bu nedenle yapılıyor. Çünkü para basarak kaynak yarattığınızda bu direk enflasyonu arttırıcı etki yaratan bir risk taşıyor. Ama sadece vergi salarak kaynak yarattığınızda da, bu para basmaya göre karşılığı olan ve daha sağlıklı bir gelir yaratma yöntemi olsa da, sonuçta bu uygulama da satın alma gücünü azaltıyor. Zamların geldiği üretime yönelik elektrik, doğalgaz, şeker, un, misali alanların zamları her alandaki üretim enflasyonunun artmasına neden oluyor. Şimdi süren tüketim ve büyüme bu zamlar sonrası bir anda tersine dönme riski taşıyor. Yani tüketimden vaz geçip tasarrufa yönelme endişeleri artınca büyümede daralmalar başlayacaktır. Velhasıl ipin ucu kaçınca başvurulan tedbirlerin her biri artık canımızı acıtacak şekilde oluyor maalesef. 

Neyse, başka şeyler yazacakken zamları okuyunca bunları sizlere bir kez daha izah etmek istedim. Enflasyon para politikaları ile ilgili değildir tezleri doğru değil maalesef. Bunu politika faizlerinde enflasyonun tersi uygulamaya geçildiği an tüm detayları ile yazmıştım. Üretmek için bile %81'e varan bir ithalat yapmak zorunda olan bir ekonomik yapı olduğunu görmeden alınan bu karar maalesef tüm bunlara neden olan ana nedenlerden birisidir. Ama sadece bunların sebebi hatalı maliye ve ekonomi politikaları, para politikası kararları değildir. Hukuk, adalet, demokrasi, eğitim, yatırım, iç-dış siyaset kararları gibi daha bir çok uygulama hataları da etkenlerdendir. Yaklaşık 3 yıldır yabancı Türk varlıklarından devamlı çıkıyor. TCMB gibi kurumlarının özerkliği de önemli etkenlerden birisidir. Bunları devamlı ve en başından beri detaylı şekilde yazıp uyarılarımızı yapmıştık. Şu an açıklanan veriler ve alınan bu zam kararları uyarılarımızın maalesef doğru çıktığını gösteriyor. Ama hala hatalarda ısrar sürüyor.

Neyse daha fazla uzatmayayım artık. Canım sıkıldı kesemiyorum bir türlü. Ben yine de borsaya döneyim. Borsalar için yurt dışında düzeltmelerin bittiğini düşünmüyorum. Çok daha ciddi düzeltmeler daha yaşanacak beklentisine sahibim. Yaşanan düşüşler sonrası gelen toparlanmaların tepki olduğu görüşündeyim. Bu nedenle dış borsalar için riskler henüz bitmedi diye düşünüyorum. ABD'de son çeyrekte yaşanan beklenti üstü %1.5 daralma FED'in faiz kararlarını baskılayacaktır beklentisi yeniden borsa tepkilerini getirdi. Ama FED ciddi kararları uygulamak zorunda kalacaktır beklentim sürüyor. 2008 mortgage krizinden bu yana piyasaya sürülen likidite bir şekilde azaltılacaktır. Bunun görülmeye başlanması borsaları olumsuz etkileyecek riskler yaratacaktır görüşündeyim.

Aynı şekilde BIST için ise, BIST'in çok ciddi iskonto içerdiği görüşündeyim. Lakin yaz döneminde teknik bir düzeltme beklediğimi, üç aylık bilançolar sonrası olası düşüşler için uyardığımı, ama bunun sağlıklı bir teknik düzeltmenin gereği olarak yaşanacağı görüşümü biliyorsunuz. Peki bu düzeltme beklentim bitti mi? 2346 seviyesine kadar inip, şimdi 2562 direncini zorlayan bir BIST görüyoruz. 

Bana göre düzeltme riski bitmedi. Çünkü başka bir risk eklendi! Eğer sadece bu zamlar ve vergilerle yolumuza devam edersek, BIST de öncesinde olduğu gibi enflasyon ve kur fiyatlamalarını hisselerde yapacaktır. Yani ürettiği ürünlerin fiyatları bu denli artan, bilançosu sağlıklı şirketlerin hisse fiyatları yerinde kalmayacak, enflasyon oranında ve hatta daha da üstünde artacaktır görüşümü koruyorum. Bu yıl çok daha yüksek endeks TL zirve seviyelerinin görülmesini bekliyorum. Bugün de güne alıcı bir başlangıç ile başlayabiliriz. Teknik olarak 2562 geçilirse 2620 - 2720 seviyelerine doğru yükselişler görülebilir.

Peki o zaman yeni teknik öngörüleri yağdırma konusunda elimi tutan ne o zaman? Cari denge ve bütçede yaşanan ikili açık sonrası gördüğünüz gibi her alanda süren zamlar enflasyonun artmasına neden oluyor. Bu nedenle enflasyonda zirve hala görülmedi. Çok daha yüksek seviyeler görülecektir. İşte sorun da burada! TCMB rezervleri swapları düşünce net de, 50 Milyar Dolar civarı eksi rezerv içeriyor. Cari açığın da aynı şekilde artmaya devam etmesi yüzünden ödemelerimiz konusunda risklerimiz artıyor. Bu ülke risk primi olan cds'lerimizin de dünya sıralamasında en tepede olan 700 ler üzerindeki seviyelerde olmasına neden oluyor. Tüm bu riskler yüzünden yabancı hala her alanda Türk varlıklarından çıkmaya devam ediyor.

İşte sorun tam da burada yatıyor. Eğer bu kötüye gidiş tersine döndürülmezse ki bu her alanda güvenin sağlanması ile olur. KKM ile toplanan  900 Milyar mevduatın vade sonu gelince dövize yönelme riski bir kabus olur! Kontrolsüz yeni bir DTH artışı kurları yeni zirvelere taşırsa yeni zamlar, çok daha fazla artan enflasyon kısır döngüsü de kontrolden çıkar. Kurlar çok daha hızlı yeni zirvelere gidecek olursa, ödemeler dengemizde vadesi gelen kamu dış borç ödemelerinde sorunlar yaşayabiliriz. 

Bunu yaşamamak için, KKM'den çıkışa mani olacak yeni bir uygulama kaçınılmaz olacaktır. Eğer bu uygulama enflasyona endeksli bono ya da tahvil olursa, bunun vadesi, hedef kitlesine göre borsa ve mevduatlar üzerinde olumsuz etkisi olabilir. Garantili enflasyona endeksli yeni bir ürün borsadan çıkışlara, banka mevduatlarından bu alana dönülmesine neden olabilir. Zaten süper bono gündeme gelince borsadaki düşüşün hızlanması, banka hisselerinin hızlı düşmesi bence bu riskten kaynaklanmıştı. Sonrasında toplanan kabineden süper bono ya da tahvil kararı çıkmayınca borsa hızla toparladı ve gördüğü TL dirençlerine yeniden dayanmış durumda.

Ben KKM'nin artık yeterli olmayacağı ve yeni bir uygulama ile olası dövize yönelişin engellenmek isteneceğini düşünüyorum. Bu nedenle de enflasyon endeksli bir uygulama riski her an karşımıza gelebilir. KKM vade dönüşleri temmuz ve eylül arasında yoğunlaşıyor. Olası yeni bir uygulama bu tarihe kadar ötelenirse, BIST'de dolar ve enflasyon fiyatlamaları yine hızlanabilir. Böylece de daha üst TL hedeflerini çok hızlı görebiliriz. Ama her an çıkabilecek bir enflasyona endeksli varlık riski yüzünden rahat davranamıyorum. İktidar ve ekonominin başında yer alanların bu konudaki belirsizliği girdermeleri lazım. Bu yönde bir karar çıkacak mı, çıkmayacak mı açıklanmalı. Yaşanan spekülasyonlar bitirilmeli. Önümüzü görerek borsa yatırım stratejilerini belirleyebilmeliyiz.

Maalesef mevcut riskler beni huzursuz ettiği için tekniklerde gördüğüm çok ciddi hareketleri bile sadece destek direnç tablosunda paylaşmak ve uzaktan izlemede kalmakla yetiniyorum. Ama şunu bilin, hisseler bu krizleri yenecektir. Sadece önümüzde en fazla bir sene  kalan bir seçim süresi var. Bu süre bu risklerin artarak devam edeceği bir belirsizlik içerdiği için hisselerin asıl potansiyel artışları da maalesef bekleyebilir. Ama seçimden sonra ülkenin ekonomik olarak geldiği ortam nedeniyle, iktidar da seçilse radikal güven arttırıcı tedbirler uygulanmak zorunda kalacaktır. Yaşayıp göreceğiz. Bakalım ülkeyi düzlüğe çıkartmak için alınması gereken kararları iktidar mı alacak, yoksa iktidar hatalar silsilesine devam ederse, yerine seçilme ihtimali artan muhalefet mi alacak. Tabi bir de seçim ne kadar erken olursa, bu belirsizlik ve risklerden o kadar hızlı çıkma şansımız olacaktır.

Bu arada brent petrol de yakın takip edilmeli.120 Dolar görüldü ama aşağı geldi. Eğer 120 Dolar yukarı geçilecek olursa, 130-140 Dolar seviyeleri çok hızlı görülür. Bu durum enerji faturamızı katlar. Yine her alanda zam zincirlemelerini ve enflasyon patlamalarını yaşatır. Artık faiz artışı lüksümüz de yok! Çünkü Aralık ayında enflasyon %21, faizler %19 iken 100-200 baz puan ile tüm enflasyon ve kur artışının önüne geçebilecek iken, şu an geldiğimiz net %56 eksi faizi kapatacak bir faiz artışı yapma lüksümüz ise yok. Böyle bir artış ekonominin bir anda tıkanmasına, kredilerin patlamasına, şirketlerin ve dolayısı ile bankaların ciddi kredi sorunları yaşamasına neden olur. Bu yüzden sert bir faiz artışı da yapılamaz.

Mevcut politika faizi uygulamasının bankalara şu an yararı var. 14 faizle TCMB'dan aldıkları paraları ciddi bir karla hazineye satıyorlar. Bu yöntemle bankalara hazine üzerinden örtülü gelir transferi yapılıyor. Ekonomi için bankaların güçlü kalması çok önemli. Şirketler ve bankalar zora düşünce batma riski taşırlar. Oysa devletler batmaz. Sadece geçici ödeme güçlüğüne düşerler. Hazineye yarattığı yükün bir faturası elbette var ama, bankaların bu şekilde desteklenmesi yine de benim için olumlu bir durum.

Bunlara gerek olmadan güven veren ama söylediğinin iktisat teorilerinde karşılığı olan yeni bir ekonomi yönetimi ile bir nefes alma imkanı yaratılabilir. Lakin kamunun da her tarafta tasarruf tedbirlerini uygulamaya alması şarttır. Ama seçimlere giderken bunun mümkün olmadığını düşünüyorum.

İşte tüm bu riskler içinde borsa yine de en güvenilir alan görüşündeyim. Sadece açıklanacak olası yeni uygulama ve kararlarla ara düşüşler her zaman olabilir. Ama sonrasında borsa şirketleri yine en hızlı kayıp kapatan yatırım alanları olacaktır. Yeter ki doğru hisselerde olun. Nakit varlıkları yüksek, ihracat kabiliyeti fazla, bilanço karlılığı da yüksek hisselerde kalmak tedbirli davranış olacaktır.

Hisse bazlı ayrışmalar aynı şekilde sürecektir. Siteyi Tanı bölümününü herkes çok dikkatli okusun lütfen. Özellikle destek-direnç paylaşımlarımızın öneminin anlaşılmasının istiyorum.

Hepinize sağlık ve bol kazanç dilerim.


    Saygılarımla
    Aydın Eroğlu
     Stratejist
   Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @aydineroglu_


  • 31.05.2022
    09:45

    Açıkçası, yurt dışı ve BIST için beklediğimden fazla iyi bir tepki yaşadık. Yurt dışı borsalarda tepkinin ana nedenleri, Çin'de yeniden normalleşmenin başlaması, ABD'de son çeyrekte beklenti %1.3'den daha fazla, %1.5 olarak gerçekleşen daralma so... Devamı »

  • 30.05.2022
    09:23

    ABD'de son çeyrekte beklentinin üzerinde daralma yaşanması FED'in faiz ve bütçe daraltma kararlarını gevşetebileceği beklentisi yaratmış durumda. FED iki toplantıda 50'şer puan faiz artışı yapıp, sonraki toplantıda pas geçebilir görüşleri seslendi... Devamı »

  • 27.05.2022
    09:28

    TCMB Politika Faizini değiştirmeyip, %14 olarak sabit bıraktı. Spekülasyonu yapılan süper bonoya yönelik bir açıklama ya da gelişme henüz yok. Sadece Suriye'ye sınır ötesi harekat konusunda hazırlıkların yapıldığı ve her an sınır ötesinde müdahalemiz baş... Devamı »

  • 26.05.2022
    09:41

    Süper bono gündeme gelene kadar, döviz ve enflasyon artışına bakıp, hisseleri bu artışlardan korunmak için almaya başlıyorduk. Süper bono ile ilgili henüz bir şey çıkmayınca, yine aynı durum yaşanıyor diye düşünüyorum. Sonuçta zaten hissel... Devamı »

  • 25.05.2022
    09:13

    Ne zaman TCMB'nın yönetimine müdahale geldi, o zaman özerklik elden gitti diye yazmış ve bunun çok büyük güven sorunu yaratacağı uyarılarımızı sıralamaya çalışmıştık. Siyasi iktidar ise, TCMB'nın yanlış politikalarının faturası iktidarlara kesiliyo... Devamı »