Bizim dışımızda neredeyse tüm dünya merkez bankaları faiz artışı yapıyor. Ya da yapacağını açıklıyor. Dünya 2008-2009 mortgage krizi sonrası başlayan para bolluğunu, tam geri almaya başlarken, bu sefer de pandemi yüzünden yeniden faizsiz likidite dönemine girmek zorunda kaldı. Mortgage krizinde üretim ve tedarikte sorun olmadığı için, tedarik ve talep kaynaklı enflasyon sorunu yaşanmamıştı. Lakin pandemi kaynaklı ciddi bir tedarik aksaması, çip krizi, üretimlerde ciddi azalışlar ve üstüne de enerjide yaşanan kriz nedeniyle gelişmiş ülkelere de korku salmaya başlayan bir enflasyon artışı yaşanıyor. Gelişmiş dünyanın buna kayıtsız kalacağını düşünmüyorum.
İşte bu nedenle, önümüzdeki aylarda FED'in ve ECB'nin faiz artışları başladığı zaman, aynı anda, ya da hemen sonra bilanço daraltıcı kararları da görmeye başlayacağız. İşte bu sürecin dalgalanmalarını şimdiden görmeye başladık. ABD borsaları 2008 sonundan beri sürekli yükseliyor. Bunun ana nedeni mortgage krizi, Arap Baharı ve pandemi kaynaklı faizsiz likidite bolluğuydu. Gelişmiş ülkelerde borsalar ve hisseler olması gerektiğinden bana göre oldukça yüksek değerlenmişlerdi.
Şimdi bu süreç sona eriyor. Bu nedenle de kar satışları kaçınılmaz. Gelişmiş ülke borsalarında birkaç gündür yaşanan toparlanmalar sonrası yeniden satışlar ve düzeltme trendlerine geri dönüşlerin yaşanmasını bekliyorum. FED faiz artışı başlangıcı diye beklenen Mart ayına yaklaştıkça bu realizasyonlar artacaktır. Benim için asıl sorun FED'in yapacağı 25-50 baz puan arasındaki faiz artışları değil. Olası faiz artışları kaç kez olursa olsun, tahmini %3 seviyelerine kadar olacaktır. Ama esas olan likiditeyi daraltıcı, yani bilanço küçülten kararlar olacaktır. Süresi dolan tahviller yenileri ile uzaltılmadan likidite azaltılmaya başlanacaktır. Hatta istenilen etki tam görülmezse, doğrudan tahvil satışına da başvurulabilir. İşte asıl bu durum piysalarda, gelişmiş borsalar ve ons altın gibi alanlarda satış baskılarının sürmesine, derinleşmesine neden olacaktır diye düşünüyorum.
Ons altında 1858$ yukarı kırıldığı takdirde, teknik olarak ons için düşüş beklentilerim sona erer ve ons altında eski zirvelere doğru bir yükseliş trendi başlayabilir diye görüş değiştiririm. Lakin ben bunun yaşanmasını beklemiyorum. Hatta bu direnç seviyesinin görülmesini de beklemiyorum. Bu seviyeye yaklaştıkça satış fırsatı olarak kullanmayı doğru buluyorum. Çünkü FED faiz artışları ve bilanço daraltıcı kararlar başlayınca, ons altında 1.772$ ve 1762$ desteklerinin kırılmasını, 1720$ - 1700$ ve hatta altındaki desteklere doğru baskı yaşanmasını bekliyorum.
İşte böyle bir süreç esnasında ABD ve AB'de büyüme oranları da enflasyon ile birlikte düşmeye başlayacaktır. Bu da şirketlerin karlarında benzer düşüşler yaratacaktır. Yani anlayacağınız likitide bolluğunun artık sonuna geliyoruz.
Sorun BIST bu süreçte ne yapacak sorusunda! İster istemez dışarıdaki düşüşlerden etkilenecektir. Ama ilk andaki etki sonrası BIST'in pozitif ayrışmasını bekliyorum. Fakat şu an yabancı satışları halen sürüyor. Yabancı takası % 40 altına indi ki, dün banka ve ana bazı hisselerde, gelen yüksek karlarına rağmen satış yapanların yabancı olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle yabancı takasında % 39'un da altına indiğimizi görebiliriz. Yabancı az olunca da, yerli sadece bir an önce satmak, karını almak peşinde oluyor. Taşımayı kimse istemiyor. Bu da dünkü gibi kayıpları yaşamamıza neden oluyor. Maalesef dış borsalarda kar satışları arttığı zaman benzer düşüşleri BIST'de de göreceğiz.
Dünyanın bu ortamında kendi kendimize zorlama faiz indirimine kalktık. Olan ortada. Politika faizleri dışında tüm faizler, kurlar katlandı. Üretimde ve enerjide ithalata bağımlı olduğumuz için de tepeden tırnağa her şeye zamlar yağmaya devam ediyor. Enflasyon resmi hali ile TÜFE'de 68.69, ÜFE'de 93.53 gibi dünyada örneği olmayan bir orana çıkmış durumda. Daha zirve gördüğümüzü düşünmüyorum. Bu nedenle de yabancılar sürekli çıkmaya devam ediyorlar.
Ama şu bilinmeli! BIST gerçekten çok düşük fiyatlanıyor. Rusya'nın batı ile gerilimi yeni bir soğuk savaş dönemi yaşatacak olursa, Türkiye yeniden stratejik önemini arttırır. ABD ve AB ile sorunlar bu nedenle rafa kalkarsa, o zaman yabancı da gelir. Yoksa bu ortamda bir yabancı girişini seçimlere kadar beklemiyorum.
Anlayacağınız sıkıntılı süreçlere giriyoruz. Ama bankalarımız çok ciddi iskonto içeriyorlar. Demirçelik, cam, çimento, kozalar, holdingler, petrokimyalar, gsmciler, çok fazla iskonto içeriyorlar. Bu nedenle de şirketler kendi hisselerinde geri alımlarına devam ediyorlar.
Bugün artıda açan bir piyasa bekliyorum. Ama anlattığım sebeplerle borsada yatırım yapacaksanız, sabırlı olmayı göze alarak bu yatırımlarınızı yapın. Hisse bazlı çok hızlı yükselişler de görebiliriz. Ama bu kadar karı varken, nasıl oluyor da bu hisseler düşebiliyor diye de düşündüğümüz günler de görebiliriz. Maalesef borsa böyle bir alan.
Hepinize sağlık, bol kazanç ve iyi bir hafta sonu dilerim.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @aydineroglu_