Neyi Nasıl Yorumlayalım?

25.10.2021 09:29
  •  A 

Gelişmiş dünyada enflasyon geçici derlerken, ABD Hazine Bakanı Yellen, yüksek enflasyonun 2022 ortasına kadar sürebileceği, sonrasında düşmesini beklediklerini söyledi. 2021 başından beri %2,5-%3'ü geçmez dedikleri enflasyon % 5 üzerine çıktı. Ama buna rağmen bu sözler devam ettiği için, piyasa varlık alımlarının devam edeceği, bol ve düşük faizli likiditenin süreceği beklentisi ile ons altına ilgiyi sürdürüyor. Aynı şekilde FED Başkanı Powell'da benzer sözleri sarf etmeye devam edince, geçen hafta % 1.70'i görmüş olan 10 yıllık ABD tahvil faizleri, şu an % 1.64'e indi. ABD on yıllık faizlerini yakın takip edin. % 1.70'in geçilmesi değil ama, eğer % 1.78 seviyesi geçilecek olursa, bir anda % 2'lere doğru hızlanan bir faiz görülebilir. Böyle bir hareket tüm dünya da faiz baskısı yaratır. Ons altında satışlar gelir. Borsalarda kar satışları görülür. Bu riskin kalkması için faizlerin % 1.50 seviyesinin altına inmesi gerekir. Bunu beklemiyorum. Üstteki riski yüksek görüyorum. Lütfen bu rakamları not ediniz.

Bizim Piyasalara Gelince!
              İşte şimdi işler değişiyor! ABD'de, borç oranı yüksek olsa da kur riski olmayan, enerji üreticisi ve dünyanın en büyük teknoloji, katma değerli ülkesi olan, silah gücü olarak en azından şu an en önemli süper güç olan bir ülke olduğu için, riskler olsa da piyasalarını tahmin etmek kolay oluyor.

Bizim tarafta ise, kendi paramızı basarak ihtiyaç duyulan likiditeyi yaratmaya kalksak, dövize endeksli 560 Milyar Dolar civarı borcumuz artan kurlar nedeniyle kısa sürede TL karşılık olarak katlanabiliyor. Enerji fiyatları artan bir dönem içinde. Tüm bunlarla bağlantılı enflasyon yükselişi sürüyor. Güven ve istikrara en çok ihtiyaç duyduğumuz günlerde, enflasyona aldırmadan faiz indiriyoruz. Faizi zorlama ile indirince kurlar gördüğünüz rekor seviyeleri görüyor. Kurların böyle artmasının enflasyon etkisi ve ülkeye faturası dikkate alınmıyor. 

Böyle bir ortamda kara para aklama ve terörün finansmanı alanında Gri Listeye alınıyoruz. Devamlı artan kurlar nedeniyle MSCI endeksinden çıkartılma riskimiz var. İçinde ABD, Almanya, Fransa elçileri de dahil, 10 ülkenin büyük elçilerini persona non grata(istenmeyen adam) ilan etmek üzereyiz. Eğer bu yaşanırsa, tarihimizde bir ilk daha yaşanacak. Bu karara karşılık benzerini de bu ülkeler yapacak. İlişkilerimizi bu boyutta gerdiğimiz günlerde Doğu Akdeniz geriliminde saf tutulurken yalnızlığa itileceğimizi söylemeye gerek yok. Adım adım risklerimizi zirveye taşıyoruz. Tam da bu ortamda Yunanistan ise savunma anlaşmaları imzalıyor. Hem de NATO üyeleri ile bu anlaşmaları yapıyor. ABD, Yunan denizi, adaları ve karasında çok sayıda yerde askeri yığınak ve üs kuruyor. Şimdi böyle bir süreçte, eğer Yunanistan ile bir çatışmaya itilsek, bunun riskini bilin isterim. Çok önceden yazdım, bu gidiş NATO'dan bile çıkmamıza giden bir süreçle sonuçlanabilir. Ama diğer tarafta Rusya ile de çok kesin iyi ilişkilerimizin olduğunu söylemek mümkün değil. Müslüman ülkeler bile karşı saflarda yer alıyor.

Bitmiyor ki, bir risk varken diğeri ortaya çıkıyor. Risklerin kontrolü için yapılması gerekenlerin tam tersi kararlar alabiliyoruz. 10 büyükelçi kesinlikle hadsiz bir hareket yapmıştır. Bunda şüphe yok. Bağımsız yargıya kimse müdahale edemez. Ama 4, 5, 6 yıl sonuçlanmayan davalarla insanlar da hapis tutulamaz. Mahkemelerin de ama beraat, ama suçlu diye bir karar vermesi gerekir. Zamanında 6 yılı bulan yargılamalarla komutanlarımızın hapiste kaldığını biliyoruz. Sonra ne oldu, FETÖ komplosu çıktı ve hepsi serbest kaldılar. Peki o zaman bu kadar uzun yargılamalar sonrası 6 yılı bulan özgürlük kısıtlamalarının hiç mi önemi yok? Ayrıca, zamanında Türkiye'deki hain darbe denemesinin sorumlularından diye ilan ettiğimiz rahip Bronson ve Alman Türk gazeteci için de, çok uzamış yargılamalara gelen tepkilere, bağımsız yargıya karışamayız diyor, hatta bu kişileri terörist ilan edip, hapisten çıkmalarının mümkün olmadığını söylüyorduk. Ama Trump ve Merkel'in araya girmesi sonrası, bir anda yargı tarafından sertbest bırakıldıkları için, büyük elçilerin bundan cesaret alarak böyle densiz davranışta bulunmaları gayet doğal değil mi?

Her neyse, sonuçta piyasalarda güven bir kere kaybolunca yerine getirilmesi çok kolay olmuyor. Ekonomi deneme-yanılma ile yönetilmez. Maalesef biz ekonomi kuramlarını yeniden yazmayı deniyoruz. Umarım başarılı oluruz. Ama yıl içinde 6.89 görmüş olan Dolar kuru şu an 9.80 görüyorsa bunu normal görmezden gelmek çok risklidir. Güven ve istikrarın olmadığı ortamlarda, enflasyon ve kurlar bu şekilde yükselirken, zorlama ile faizleri düşürmeye kalkınca, düşük faizlerle kamu bankalarına kredi verdirseniz bile, bu krediler istenildiği gibi üretime, katma değerli teknoloji yatırımlarına gitmez. Risklerin yüksek olduğu ortamlarda kimse yatırım yapmayı göze alamaz. İlk anda belki fiyatları daha da artar diyerek araba ve konuta paralar gidebilir ama, bir süre sonra oluşan fiyatlar yüzünden o alanlarda da talep bir anda kesilir. Riskler önünü göremeyen herkesi tasarrufa yöneltir. Bu durumda reel piyasa faizinin altında faizlerle kredi verirseniz, onların bile geri dönüş riskleri artacaktır.

İşte böyle bir ortamda, her gün yeni bir riskli gelişme ortaya çıkarken neyi, neye göre yorumlayalım? Borsa ve hisseler için düşüncemi yazıyorum. Riskler durduğu anda fiyatları patlayacaktır diye. Lakin risklerin devamlı arttığı günler yaşıyoruz. Buna rağmen geçen hafta yine de yükseliş tepkileri verdik. Ama elçi konusunun boyutu nereye gider bunu şimdiden tahmin edemiyorum. Bu nedenle satış baskılı bir haftaya başlayacağız. Gelişmelere göre yön şekillenecektir. 

Bu arada bu şekilde artan kurların ülkeye verdiği zararı görmeden, kur artışı ile ihracat ve üretim artacak deniyorsa, maalesef her zaman böyle olmuyor. Öyle olsa, 1994'de kurlar 3 katı devalüe oldu, 2001 yılında da benzer şekilde çok sert ve yüksek devalüasyonlar yaşandı. Şimdi de dalgalı kur rejiminden sonra 2008 yılında 1.15'e düşmüş olan Dolar kuru 9.80'ne kadar çıktı. İyi de üretim ve teknoloji yatırımlarına dönüşmesi, doğrudan yatırımların patlaması, aramalların üretiminin başlaması için daha kaç TL'ye çıkması gerekiyor? Çünkü şu an için yüksek teknoloji ürünlerinin ihracatımız içindeki payı hala sadece %3.1 seviyesinde. 

Kısacası, doğru maliye politikaları, iyi bir hukuk sistemi, yargıya güven, güçler ayrılığı, güçlü bir demokrasi, iyi bir eğitim sistemi, liyakat sahibi kadrolar, israfa değil de, gerçekten üretime giden kamu harcamaları, kamu karar, ihale ve harcamalarının şeffaf biçimde denetlenmesi, iyi uluslar arası ilişkiler de çok önemlidir. Umarım bunların da önemini biliyoruzdur!

Hepinize sağlık ve bol kazanç dilerim.


    Saygılarımla
    Aydın Eroğlu
     Stratejist
   Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @aydineroglu_


  • 22.10.2021
    10:04

    Artık rapor, açıklama falan neymiş, gerekçe olarak ne demişler falan okumaya gerek yok. Çünkü tutarlılık kalmadı. TCMB yeni başkanı ilk başta politika faizleri hiç bir şekilde enflasyon altında kalmayacak dedi. Piyasa aa iyi o zaman diyerek dövizden hafif hafif çıkmaya başlamıştı. Sonra birden bire ... Devamı »

  • 21.10.2021
    09:12

    Ülke yönetimi deneme yanılmaya, ben böyle düşünmüştüm ama olmadı, bir de bunu deneyelim demeye gelmez. Her alınan kararın olumlu-olumsuz bir yansıması, faturası vardır. Bir gün ''Değerli TL onurumuzdur'' diyerek, altı yıl boyunca yüksek faiz politikası ile 2001'de 1.68 olan Dolar... Devamı »

  • 20.10.2021
    09:51

    Afrika Gezisi! Cumhurbaşkanının Afrika gezisi sürüyor. Detaylarını geçiyorum. Ama kesinlikle Afrika'ya gösterilen ilgi doğrudur ve devamlı arttırılmalıdır. Batı ile ilişkiler malum, her şartta aramıza mesafe koydukları gibi, yine her şartta itilaflı bir konu halinde, karşımızdaki ... Devamı »

  • 19.10.2021
    09:37

    Motorine üçüncü kez yapılan zam ile, on günde 64 Krş.zam geldi. Böylece benzin fiyatını geçti. Hemen belirteyim, benzine de zam geldi tabii. Bizdeki akaryakıt fiyatlarını AB ülkeleri ile kıyaslayanlar oluyor bazen. Doğrudur, AB'de akaryakıt fiyatları bazı ülkelerde Türkiye'deki TL karşılıkla... Devamı »

  • 18.10.2021
    09:24

    Bizim için en önemli faiz verisi, elbette 21 Ekim Perşembe tarihindeki TCMB Para Kurulu Toplantısında alınacak faiz kararı olacak. Yeni bir faiz indirimi olacak mı, olmayacak mı? Yeni bir faiz indirimi olacaksa, bu 50 baz puan mı, 100 mü, yoksa daha üstünde bir faiz indirimi oranı mı olacak bu geliş... Devamı »