Bizim için en önemli faiz verisi, elbette 21 Ekim Perşembe tarihindeki TCMB Para Kurulu Toplantısında alınacak faiz kararı olacak. Yeni bir faiz indirimi olacak mı, olmayacak mı? Yeni bir faiz indirimi olacaksa, bu 50 baz puan mı, 100 mü, yoksa daha üstünde bir faiz indirimi oranı mı olacak bu gelişme bekleniyor. Eğer toplantıda faizlere dokunulmaz pas geçilirse, kurlarda kısmi bir düşüş görülebilir. Lakin çekirdek enflasyon kriter yapılarak, ilk fırsatta faiz indirimi yapılacağı algısı hakim kılındığı için, enflasyon düşmeden faiz indirimi yapılabilir endişesi bir süre kaybolmayacaktır. Zaten döviz kurlarında yaşanan yükselişin de ana nedeni bu diye düşünüyorum.
Eğer faizlerde yeni bir indirim olursa, 50 baz puanlık bir indirim bence piyasada zaten fiyatlandığı için, bu oranda bir indirimin kuru yukarı çekme tepkisi sınırlı kalır. Hatta kısmen gevşeme bile olabilir. Ama 100 baz puan ve üstünde bir faiz indirimi halinde, bunun kurları yukarı çekme etkisi daha yüksek olur endişesindeyim. 8.68 üzerine geçilmesi halinde çok kısa sürede 8.80 - 9.00 - 9.20 ve 9.50 seviyelerinin görülebileceği uyarılarımı bir süredir yapıyordum. Maalesef bu uyarılarım gerçekleşiyor. Ülkemiz Dolar bazında her kur artışında GSYH olarak daha da fakirleşiyor. Bu durum ithal ekonomisi çok yüksek olan, üretiminde ithal ara mal ve enerji girdileri büyük pay tutan ülkemizde, enflasyonun artmasına neden olacağı için, bir çok alanda yeni zamlar demek olur. Zamlar hem enflasyonu arttırır, hem de büyümeyi, tüketimi düşürecek etki yaratacaktır.
Kısacası kurlar bu şekilde yükselmeye devam ederse, bir süre sonra büyüme oranımızın ciddi şekilde düştüğünü görmeye başlayabiliriz. Yaşanacak zamlar, fiyat artışları ve artan enflasyon, kişileri tasarruf etmeye, harcama yapmamaya itebilir. Eğer motorlu araçların ötv.leri cumhurbaşkanına yetki verildiği gibi 3 katına kadar artırılacak olursa, sektörel olarak, en önemli sektörlerimizin başında gelen otomotiv pazarının da iç piyasa daralmasına neden olabilir.
Evet, kesinlikle bir ülkenin üretimi ve yerli yatırımlarının artması için faizler düşük olmalıdır. Lakin, enflasyon düşmeden faizlerin düşürülmesi, kur artışları, her alanda zamlar ve yeniden enflasyon artışı kısır döngüsü yarattığı için, bu hatanın sonu daha yüksek faiz artışları ile sonuçlanır. Yüksek kurların hasarı da baki kalır. Bu risk varken, hane halkının dövizden kalıcı çıkması da beklenmez.
Piyasalar için diğer önemli bir faiz de, ABD 10 yıllık tahvil faizleridir. Ki, buradaki artış tüm dünya için faiz artışına neden olabilecek, borsalarda satış baskılarını, düzeltmeleri tetikleyebilecek bir risktir. Enflasyonun beklentiden yüksek gelmesine rağmen, öncesinde % 1.63 seviyesine çıkmış olan 10 yıllık ABD tahvil faizleri %1.51'e kadar inmişti. Fakat son durum yeniden % 1.61 düzeyine çıkmış olduğu için, yeniden faiz riskini öne çıkartmış durumda. Tekniklerine bakınca, eğer ABD 10 yıllık tahvil faizleri % 1.59'un üzerinde kalır, % 1.64 dirençlerini geçecek olursa, bu takdirde % 1.70 ve sonrasında % 1.78 seviyelerine doğru yükselişin hızlanmasına neden olabilir. Böyle bir hareket, tüm dünya borsalarında ve de özellikle gayrimenkul piyasasında olumsuz baskı nedeni olur.
IMF, pandemi destekleri geri çekilirse, borsa ve konut piyasasında sert düzeltmeler olabileceği uyarısını yaptı. Bu uyarıyı zaten uzun süredir yaptığımı biliyorsunuz. Ama bu durum kaçınılmaz bir süreç olacaktır. Yani geciktirilse de, sonuç bu olacaktır. Bu nedenle suni geciktirmeler, sonrasındaki etkinin daha da sert olmasına neden olur.
İşte bu ortamda eğer biz kendi ev ödevlerimizi doğru yapmaz, hatta yanlışlarda ısrarcı olursak, maalesef dışarıda borsa ve konut piyasasında sert düzeltmeler yaşanırsa, etkisinin bizi de çok olumsuz etkileyebileceğini düşünüyorum. BIST zaten ciddi iskonto içerdiği için, bundan çok az etkilenip, sonrasında yeniden ciddi artışlar yaşayabilir. Ama kurların bu artışı, daha sonra bir de faiz artışı ile sonuçlanacak olursa, o zaman konut sektörü bundan ciddi yara alır. Bankalar kredi geri dönüşlerinde problem yaşarlar. Bankaların kredi geri dönüşlerinde yeni sorunlar yaşanırsa, bu diğer sektör kredi ve faizlerini de olumsuz etkiler. Umarım bu kötüye gidişi kendi elimizle körüklemeye devam etmeyiz.
Ancak, teknik uyarımı tekrarlıyorum; eğer BIST 1370 altına inecek olursa, o zaman 1355-1341 ve altına doğru satışlar derinleşir. Teknik görüntü bozulur. Bu satışlar genele yansıyacak şekle dönüşür. Bu riskten uzak durmamız için 1417-1419-1422 üstünde durmak, 1427 direncinin üstüne çıkmak çok önemlidir. Her geçen gün bu risk artıyor maalesef.
Kısacası bu hafta anlattığım nedenlerden dolayı faizler önemli belirleyici olacaktır. Bir de S&P Türkiye değerlendirmesi olacak. Pozitif bir değerleme tabiki piyasalarımız için pozitif etki yaratır. Ama bu ortamda S&P bunu yapar mı bilemiyorum.
Hepinize sağlık, bol kazanç ve iyi bir hafta dilerim.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @aydineroglu_