Vallaha onu bilemem ama Temmuz'da yıllık % 18.95 TÜFE, % 44.92 ÜFE seviyesine yükselmiş durumda. Neredeyse politika faizi olan % 19 seviyesi ile eşitlenmiş durumda. Yani reel faiz kalmamış durumda.
Şimdi durduk yerde beklenti yazımın başlığındaki soruyu neden sordum? Çünkü dün sayın cumhurbaşkanı, Ağustos'da enflasyonda düşüş başlamasını beklediğini söyledi. Bu açıklama ile olası faiz artışının önüne set çekmiş oldu. Şimdi bu açıklama varken, Ağustos toğlantısında TCMB faiz artışı yapabilir mi?
Anlayacağınız yine enflasyon-faiz kısır döngüsüne girmiş olduk. Öncesinde TCMB'nın politikalarını baskılayacak bu tip açıklamaların faydasını görmediğimiz gibi, her seferinde önce kurların, sonrasında da enflasyon ve faizlerin yükselmesine neden oldu. Eğer istenen kurların yükselmesi ise sorun yok. Gördüğünüz gibi kurlar hemen tepki verdiler. Ama kurlar yükselince ithal girdileri ve fiyatları yukarı çekiyor. Bu durum da enflasyon yaratıyor. Enflasyon yükselince de faiz yükselişi peşinden geliyor. Eğer enflasyon düşmeden faizleri zorlama ile düşürmeye kalkarsak, bu tablonun yarattığı endişe nedeniyle de hane halkını DTH'lara sevk ediyoruz. Bu da apayrı bir sorun yaratıyor. Ekonomide kaynak sorunu yaşadığımız bir ortamda, tasarrufların dövizde bloke olmasına yol açıyoruz.
Tüm bunlar ne kadar hayrımıza oluyor artık siz karar verin. Yıllardır benzer açıklamaları ve sonuçlarını gördük! G-20 ülkelerinin enflasyon oranlarına bakınca zirveyi kimseye bırakmıyoruz. Dünya enflasyon ve faizi neredeyse unuttu. Pandemi kısmi şekilde yeniden hatırlatırken, biz ise bir türlü yüksek faizlerden kurtulamıyoruz. Acaba bir yerlerde hata mı yapıyoruz diye düşünmek lazım! Bu konuda ne yapılması gerektiğini yıllardır çok kez yazdım. Artık ben bile yoruldum. Ama yapılması gerekenler içinde bu şekilde açıklamalarla müdahale olmadığını bilmenizi isterim.
Şu an brent petrol fiyatlarında gördüğü 78$ seviyelere göre, 70$ civarı fiyatları görüyoruz. Eğer brent 67$ altına düşecek olursa, belki enerji faturasının düşmesi, girdi fiyatlarında da düşüş etkisi yaratır ve bu cumhurbaşkanını haklı çıkartır. Ama şu an için gıda, enerji, hizmet, konaklama her alanda enflasyon artışları sürüyor. Ben Olası enflasyonda düşüş için Eylül ya da Ekim enflasyonundan umutluydum. Bunu öncesinde de yazdım. Yaşayıp, göreceğiz artık.
Mutsuzum!
Dünyada enflasyon belasından kurtulamamış neredeyse tek ülke olmamızdan dolayı çok mutsuzum. Çünkü satın alma gücümüz sürekli eriyor. Et, süt, tüm gıdalar, kira, konut, otomobil, kırtasiye, konaklama, hizmet vs. aklınıza ne gelirse fiyatlara bir bakın. Geçen yıldan bu yana ne kadar artmış görürsünüz. Hatta artış rakamlarına bakınca % 18.95 enflasyonu bile nasıl oluyor da bu kadar düşük çıkıyor dersiniz!
Ülkemizin birçok yerinde kontrol altına alınamamış yangınlar nedeniyle mutsuzum. Kuraklık uyarıları yapılan ülkemizin en önemli orman varlıklarında çok ciddi yangınlar yaşanıyor. Eko sistem çok büyük kayıp yaşadı. Ama biz hala suçlu muhalefet belediyeleri polemiği yapıyoruz. Bu sonucu değiştiriyor mu? Ama sıcak hava ve-veya sabojlar nedeniyle yanma riskine yeterli tedbir alamamış olan iktidar başta olmak üzere herkes suçlu. 2013 yılında kurban derisi toplama yetkisini başka kurum ve derneklere de açarak, gelir kaynaklarına tırpan attığımız THK uçakları tümden devre dışı kalmış. Peki kurban derisi toplama yetkisini THK'dan almak da acaba bu yaşadıklarımızın bir nedeni olabilir mi? THK devre dışı bırakılırken yerine bir başka kurumu ya da hizmet sağlayıcıyı koyabildik mi? Başına kayyum atadığımız kurumda, kayyum atanması sonrası düzelme oldu mu?Maalesef hayır. Şu an yangınlara müdahale eden uçak ya da helikopter sayısına bakmayın. Asıl yangınlar başladığı anda müdahale edebilecek özellikle uçak varlığımız önemli. Siz asıl o sayıya bakın. İlk 10 dakika ile 30 dakika arası müdahale yangınların önlenmesinde etkili. Sonrasında yayılınca oluşan sıcaklığa attığınız su bile inmeden havada buharlaşıyor. Muğla'da termik santral yanıyor. İyi de öncesinde sıçrama riski öngörülemiyor mu. Neden çevresindeki ağaçları kesip alan açılamadı. Kısacası koordinasyon sorunu da var. Sayın cumhurbaşkanı bölgeyi karadan kontrole gidiyor. Devamındaki konbvoy sayısı bile açık olması çok önemli olan trafiğin öneminin anlaşılamadığını gösteriyor.
Yanan orman alanlarının imara açılmayacağı, bunun anayasal olarak da mümkün olmadığı söyleniyor. Bu sözler aynı şekilde zamanında yanmış olan Güvercinlik Pina Yarımadasının üzerine kondurulmuş devasa otellere rağmen hala söyleniyor! Benzer örneklerini çok daha fazla verebiliriz. Misal Uzungöl çevresinde imar izni var mıydı peki? 5 yıl önceki fotoğrafı ile son haline bir bakın bakalım aynı mı? O zaman yetkililerin imar konusunda açıklamalarına nasıl güveneceğiz?
Döviz ihtiyacımız için çok önemli olan turizmin yangınlar nedeniyle aksamasından mutsuzum. Bununla birlikte, yanan bölgelerdeki rezervasyon iptalleri nedeniyle, Çeşme gibi diğer bölgelerdeki fırsatçıların konaklama fiyatlarını % 100'den fazla arttırmalarından da mutsuzum. Ama eko sistemin uğradığı hasar benim için turizmden daha önemli. Yanan köyler, tesisler, ölen insanlarımız, telef olan canlılar gerçekten beni mutsuz ediyor.
Pandemide artan vaka ve kayıp sayıları beni mutsuz ediyor. Ama insanımıza bakınca duyarsızlığın aynı şekilde sürdüğünü görüyorum. Vaka artışında ise devletten ziyade bireyleri bunun sebebi olarak görüyorum. Mesafe, hijyen, maske kurallarının çok çabuk unutulduğunu görüyorum. Bunun için ille de kamusal zorlamaya gerek yok.
Bu ortamda gelen banka karları nedeniyle devamlı ucuz olduğunu savunduğumuz banka hisselerinde ve otomotivde görülen yükseliş BIST'i yukarı çekti. Dün ABD borsalarında kısmi realizasyon, bugün bizde kurlarda yükseliş var. O yüzden bu bir tedirginlik yaratacak olursa BIST'in bugün satış baskısı yaşamasına neden olabilir. Ama yine yukarı devam edebilirse, bu yükseliş bankalardan sonra düşük kalmış diğer hisselere de yansımaya başlar. Ben şimdilik bunu beklemiyorum. Kurda cumhurbaşkanının açıklamaları sonrası yaşanan yükseliş piyasaları tedirgin edecektir diye düşünüyorum. Bu açıklamalar olmasa Dolar'da 8.28 desteğinin de kırılması halinde 8.00'li seviyelere hatta biraz daha altına bile inebilirdik. Bu durumda ithal girdilerin fiyatları düşeceği için enflasyonda istenen(!) düşüş de başlayabilirdi.
Gözler ABD Tarım Dışı İstihdam Rakamlarında olacak!
Dün ABD özel sektör istihdamı beklentilerin çok altında kaldı. Ama önemli olan yarınki tarım dışı istihdam verisi olacaktır. Eğer orada da beklentilerden düşük rakamlar gelirse, bu takdirde FED politikalarında yakın zamanlı değişiklik endişelerimiz ötelenmiş olur. Bu bizim gibi döviz-kur-faiz sorunu yaşayan ülkeler için olumlu olur. Ama tarım dışı verisi yüksek gerçekleşirse, o zaman FED riski borsaları olumsuz etkiler.
Peki bu hisselerde neden bu kadar satış oldu?
En başından beri bankalar, otomotivler, demir-çelikler, holdingler için yüksek kar beklentilerimiz vardı. Buna rağmen yabancı uzun zamandır ısrarla sattığı için, beklentimiz yüksek olan hisseler ve sektörlerde sert düşüşler yaşanmıştı. Ama bakın, gelen bilançolar beklentilerimize paralel geliyor. Bankalar, toaso, ciddi toparlanmalar yaşadı. İyi de o zaman neden bu kadar düştüler? Tamamen güven sorunu nedeniyle! Eğer bu hisselerde ısrarlı olmasaydık, düştükçe yeni öngörüler açmasaydık, yaşanan panikte sizler de silkelenen yatırımcılar gibi büyük zararlarla hisselerinizi satmış olurdunuz. İşte bu nedenle soğukkanlı olmak çok önemli. Hisselerin ederlerine göre davranmak bir süre sonra kayıpları telafi ediyor. Bir de piyasaları olumsuz etkileyecek müdahaleler, açıklamalar olmasa...
Yukarıda sebeplerini yazdığım nedenlerle bugün satıcılı bir açılış bekliyorum. Umarım devamında çabuk toparlanır. Hisse bazlı ayrışmalar bugün de olabilir. Endeks olarak değil de, hisse bazlı takip yine doğru olacaktır.
Hepinize sağlık ve bol kazanç dilerim.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @aydineroglu_