ABD Başkanı Biden, 24 Nisan'daki sözde Ermeni soykırımını anarken, Osmanlı zamanında yapılan soykırım olarak dile getirdi. Böyle söylemekle kimse aman Türkiye demedi, ozaman sorun olmaz demesin. Türkiye Osmanlı'nın mirasçısıdır. Bu gayet nettir. Ayrıca yıllarca Osmanlı'dan kalan Duyun-u Umumiye borçlarını ödedik. Kısacası Biden'ın bu ifadesinin devamında tazminat haberlerini duymaya başlarız.
Maalesef sözde soykırım, sözde müttefiklerimiz tarafından her zaman aleyhimize kullanılıyor. Şimdiyedek, ilişkilerimiz bozulmasın isteyen başkanlar farklı kelimelerle geçiştirmeye çalışıyorlardı. Ama malum, son yıllardaki dış siyasetimiz nedeniyle neredeyse tüm ülkelerle gergin ilişkilerimiz var. ABD ile de S-400, Halkbank, F-35 ve Suriye politikaları nedeniyle ciddi gerilimler yaşıyoruz.
Neyse bu konuları çok zamandır yazıp dikkat çekiyordum. Daha uzatmayalım. Biden ilişkileri daha da gerecek bir ifade kullandı. Ama zaten böyle olacağı belli bir süreç yaşadığımızı herkesin bilmesi lazım. Öncelikle Suriye'de PKK'nın türevi YPG ile her türlü ilişkiyi kurmuş durumdalar. Amaç sınırımızda özerk bir yapıyı oluşturmak ve ilk fırsatta onun tanınmasını sağlamak. Böyle bir kararın öncüsü olarak binlerce tır silah ve mühimmat vererek YPG'yi güçlendiriyorlar. Yakın zamanda kurmak istedikleri oluşuma resmi bir sıfat verip, tanıdım diyerek, NATO'nun da tanımasını sağlamaya çalışmalarını bekliyorum. Böyle bir hamlenin devamında Türkiye'nin NATO'dan bile çıkmasına neden olacak gelişmeler akmaya başlar.
Hatta ben gidişin buraya yönelmesini bekledikleri için, şimdiden NATO'nun Türkiye sınırını Yunanistan'a taşıdıkları görüşündeyim. Güney Kıbrıs, Girit, Dedeağaç, Kavala, Selanik, Volos dahil 20'ye yakın üsse ulaşmış durumda. Romanya, Bulgaristan, Gürcistan, Irak, Suriye derken etrafımızı iyice sarmış durumdalar. Bunun amacını ben yıllardır yazıyorum. Bahane bölgede Kürt devleti kurmak. Ama bu bahanenin altında yatan olası böyle bir devleti daha sonra büyük İsrail haline getirmek. Bu niyet artık çok aşikar. Bizi bu konuda zayıflatmak, direncimizi kırmak için işte tüm bu hamleler yapılıyor. Yunanistan ile çatıştırmayı bile göze alabilirler.
Bunu engellemek için AB içinde ilişkilerimizi çok güçlendirmeliyiz. Peki öyle mi yapıyoruz? Maalesef o tarafta da ilişkiler fazlası ile gergin. Hal böyle iken, Mısır, Suriye ilişkilerimizdeki hataları yapmaktan ise geri kalmadık. Şimdi ne yapıyoruz, Mısır'la iyi ilişkiler kurmak için mecliste bir dostluk komisyonu kuruyoruz. Peki hani görüşmeyecektik? Aynı şekilde Esed diyerek Suriye lideri ile de ilişkilerden kaçınmıştık. Bakın şimdi sınırımızda başımıza nasıl da çoraplar örülüyor. Eğer Esad ile çıkar ilişkisi içinde olsaydık, sınırımızda YPG'nin bu oluşumuna fırsat verilir miydi?
Haftaya başlarken, bu gerilim ile başlıyoruz. Çok önceden Biden böyle bir ifade kullanırsa bunun karşılığı olur dedik. Şimdi ise, önümüzdeki günler ve süreçte bunun karşılıkları olacak diyoruz. Maalesef ne tepki vereceğimiz bile net değil. Çok önceden tepkiyi söylemeli, bu ifadeyi kullanmalarını engellemeliydik.
Bu ortamda satış baskılı bir haftaya başlayacağımızı düşünüyorum. Dolar kuru için uyarılarıma sebep olan seviyelere çok yakınız. Teknik tablolardan dirençler kırılırsa olası hedeflerin nereler olacağını paylaşımlarımdan biliyorsunuz. Tam o sınırlarda bulunuyoruz.
29 Nisan Perşembe TCMB Enflasyon sunumu raporu var. Bakalım ne diyecekler. Ama geçen gün TCMB Başkanının verdiği röportajın yeterli olduğu görüşünde değilim. Maalesef açıklamalarını ikna edici bulamadım. Umarım içi daha iyi doldurulur ve 29 Nisan sunumunda endişeler giderilebilir.
ABD ile ilişkilerin düzelmesini en azından mevcut iktidarımız ile çok zor görüyorum. O nedenle, iki ülke arasındaki gerilim artarak sürebilir. Sıradaki Halkbank davası da hala netleşmedi. Dava düşerse ilişkiler için bir umut oluşur. Ama zayıf olan bu ihtimal de olmazsa, diğer tüm belirsizlikler gerilim sebebi olarak sürecektir diye düşünüyorum.
İşte bu ortamda TCMB'nın para ve faiz politikalarında hata yapmaması lazım. Umarım öyle yapar. Bu ortamda kredilerden kesinlikle uzak durmanın ve en az % 50 nakit pozisyonu her şekilde korumanın tedbirli olacağı görüşündeyim. Bugün Kabine Toplantısı var. Oradan da tam kapanma kararı çıkacak olursa yeni bir piyasa baskısı daha oluşur. Ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan, kabine toplantısından sonra Biden'a karşılık verecek mi onu görmek için izlemede kalarak haftaya başlamak istiyorum.
Ne diyelim, umarım her şey en kısa sürede yoluna girmeye başlar. Hepinize sağlık ve bol kazanç dilerim.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_