Dün beklentilerin üzerinde % 6.7'lik bir büyüme gelmesi oldukça olumlu bir veri gerçekleşmesi oldu. Ama sonrasında yeni yasak kararları alınması beklenen toplantı satışları getirdi. Üstüne bir de Merkel'den olumsuz açıklamalar gelince satışlar iyice hızlanmış oldu. Merkel, ilişkilerde istenilen gelişmeler yaşanmadığı için AB liderler zirvesinde olası Türkiye yaptırımları riskinin arttığını hissettirdi. Ama aynı zamanda zirve öncesi Oruç Reis'in limana dönmesinin olumlu olduğuna dikkat çekti.
Yaptırım Riskleri!
Pandemi sağlık olarak herkesi ve tüm ekonomiyi ilgilendirdiği için tabi ki çok önemli. Dün alınan kararlada üretim aksamaması ön planda tutulmuş. Sadece cumartesi ve pazartesi arasında uygulanan yasak tüm hafta içine kaydırıldı. Haftasonu ise tümden sokağa çıkma yasağı kararı alınmış. Bu kısıtlamalar kısmen faydalı olacaktır. Ama yeterli gelmeyip, devamında tümden kapatma kararını da duyma riskimiz sürüyor.
Pandeminin yanı sıra benim için en büyük risk olarak AB ve ABD'den gelebilecek yaptırım risklerini ve sınırımızda olası yeni savaş riskini görüyorum! AB ve ABD malum sebeplerle Türkiye'ye yaptırım kararı alacağı yönünde açık tehdit ediyor. Türkiye'den istenenleri yapmamız çok zor. Çünkü S-400 alın sizin olsun diye ABD'ye bile versek, bize F-35 yine de vermeyeceklerdir. Ozaman savunmamız için S-400'lerden vazgeçeceğimizi sanmıyorum.
Ayrıca ABD, Yunanistan'a F-35 verme konusunda yeşil ışık yaktı. Yani çok net bir durum var ki, AB de, ABD de bizi Yunanistan ile çatıştırmanın yolunu açıyorlar. Yunanistan da bundan güç alarak hafta sonu S-300'lerini aktif etti. Yunanistan bu sebeple tepki görmüyor ama bize her konuda tepki var. Kısacası kabul edemeyeceğimiz herşey isteniyor. Uluslararası ilişkilerde her zaman herşey değişebilir. Ama risk iyice artıyor bunu hepimizin bilmesi lazım. Yani bu durum sürecek olursa, Rusya'dan Su-57 alma kararımızın da geldiğini görme riskimiz var. Tabi bu durum batılı dostlarımızın Türkiye'yi NATO ve batı'da tutup-tutmama konusundaki kararlarına göre şekillenecektir. Son ana kadar mevcut uluslararası ilişkilerimiz sürecektir ama batıdan uzaklaşma riskimizin de arttığını bilelim. Hele ki, bir sebeple Yunanistan ile çatışmaya girecek olursak, bunun sonucu dünya askeri blokların değişmesine neden olacağını düşünüyorum.
Bölgemizdeki diğer çok önemli bir risk ise, ABD-İsrail ile İran arasında artan gerilimin dozu! İran'ın Nükleer programı için çok önemli olan İran'lı bilim adamına yapılan suikast sonrası, İran Devrim Muhafızları Komutanının da Irak'ta öldürülmesi ortamı iyice germiş durumda. Trump iki hafta evvel çok stratejik bombardıman uçaklarını Ortadoğu'ya sevk ettikten sonra bu gelişmelerin yaşanmış olması riski arttırıyor. İran şu an için Biden'ın yönetimi almasını beklemeyi tercih ediyor gibi duruyor. Ama derin devlet yapıları nelere sebep olur bilemiyorum. Kısacası bu riski de bilin istedim. Ama İran ile bir savaş hazırlığı varsa, Türkiye ile de aynı gerilimi sürdürmek istemeyebilirler.
AB ve ABD ile iyice gerilmiş ilişkilerimizi yeniden yoluna sokarsak, tüm piyasalarımız için çok pozitif bir 2021 bizi bekliyor diyebilirim. Ama tam tersi yaptırımlar sözkonusu olacak olursa, o zaman da yaptırımların neler olacağı çok önemli olacaktır. Olası yaptırımlar ekonomimizi zorlayacak boyutta olursa, o zaman siyaset dahil tüm piyasalarımız için yeni ve sıkıntılı gündemler karşımıza gelir.
İşte dün bu riskler BIST'i düşürdü. Bir de MSCI endeks değişimlerinin son günü olarak bazı hisselerde yabancı satışları yaşandığını düşünüyorum. Bugün pozitif başladık. Teknikleri referans alarak yolumuzu bulmaya çalışmak bir çözüm olabilir. Ama Biden görevi tam alana ve ilişkilerin akıbeti belli olana kadar, krediden kesinlikle uzak ve en az % 50 nakit pozisyonların korunması önemli ve tedbirli bir davranış olacaktır görüşümü koruyorum!
Hepinize sağlık ve bol kazanç dilerim.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_