Görüyorsunuz ki, çok önem verilen Yeni Reform Paketi ilk anda beklenilen pozitif etkiyi yaratmadı. Çünkü yapılacağı söylenen şeylerin henüz içlerinin nasıl doldurulacağı çok net değil. Bankaların sorunlu kredilerinin bir şekilde çözülmeye çalışılması, bunun için bir fon kurularak bu sorunlu kredilerin bankalar dışına çıkartılması bankalara ciddi katkı sağlar.
Sorunlu krediler içinde en büyük pasta inşaat ve enerji sektöründe bulunuyor. Bunların toplam boyutları da az buz değil. Şimdi bunları bilançolardan çıkartabilirsiniz ama devamında bankaları yine aynı şekilde risli kredi fonlamaya iterseniz, o zaman yeni yaratılan kaynakları da heba etmiş olursunuz.
Ttkom'un öger telekoma satış sürecindeki sıkıntılar malum. Satışın fonlaması Türk bankalarına yaptırıldı. Ama Öger yapması gereken ödemeleri yapmadığı halde, yıllarca şirketin temettülerini yurt dışına transfer etti ve kimse de buna sen önce bankalara olan kredi borçlarını ver de sonra temettüleri dışarı çıkarırsın demedi. Sonuç, bankaların üzerine kalan 5 Milyar Dolar civarındaki borç karşılığında ttkom'u bankalara verdiler. Sadece ttkom için verilen kredi toplamının karşılığı bile 25-28 Milyar TL civarında iken, kamu bankalarına yapılması planlanan sermaye katkısı da ancak bu tutar kadar. Yani sadece bir sorunlu kredinin özel sektör bankalarında açığı kredi toplamına ancak yetiyor. Tamam bu sorun daha ziyade özel sektör bankaları üzerinde, DİBS'ler ile kamu bankalarına sermaye desteği verilecek. Ama onların da üzerinde benzer şekilde fonladıkları bir çok büyük çapta proje ve gayrimenkul kredisi yükü ile çok sayıda konut stoğu sorunu var. Ayrıca bu sektörler dışındaki yapılandırmalardan gelen çok büyük kredi sorunları da var.
Demem o ki, eğer piyasa işleyişini yeniden sağlayamaz, DTH'ların artması devam eder, yabancıyı da ülkeye çekemezsek, sorunlu kredilere yenileri daha eklenir. O zaman yeni reform paketi de öncekiler gibi kadük kalır.
Ben önceki OVP ve son YEP'ten daha farklı bir şey göremedim. Yapacağız denen doğru ve çok şey var. Tamam ama önceki programlarda da aynı sözler söylenmesine rağmen, bakın yine bir reform paketi açıklamak zorunda kaldık. Demek ki, program açıklamakta sorun yok. Sorun buna insanları ikna etmekte ve bunların uygulamasını gerçekleştirebilmekte yatıyor.
Ayrıca, reform paketi ihtiyacı ekonomide ve finansman alanında var o kesin ama, asıl insan hakları, yargı sistemi, güçler ayrılığı ilkeleri, iyi bir eğitim sisteminin sağlanması, demokrasinin ve hukukun tüm bireyler için eşit işlemesinin garanti altına alınması gibi, bu reform paketine olan inancı arttıracak yasal düzenlemelerin de yapılması lazım.
Dediğim gibi, şu an için öncelik İstanbul seçiminin akıbeti olduğu için de, açıklanan reform paketi büyük bir heyecan yaratmadı. Çünkü yeniden seçim kararı alınırsa, yine seçim sürecinde kemerleri gevşeten, harcamaları arttıran davranışlar olacak. O zaman reform paketinin öncelikleri değil, olası yeni seçimin öncelikleri önemli olacaktır!
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_