Çok önemli bir seçim tamamladık. Ankara ve İstanbul ilk sonuçlara göre muhalefete geçti. Ama henüz kesin sonuçlar yok. İtirazlar sürüyor. Bu itirazları herkes çok doğal görmeli. Özellikle İstanbul'un nüfusu düşünülünce ve aradaki farka bakınca bu itirazlar gayet normaldir. Bakalım bu itirazlar da olsun bitsin göreceğiz. Umarım Türkiye'yi daha da gerecek sıkıntılar yaşanmaz.
Çünkü en kısa zamanda seçim gerilimlerinden sıyrılıp, ülkenin önceliklerine dönmemiz lazım. Üretim sorunu, yatırım yetersizliği, doğrudan yatırım girişlerinin azalması, yüksek katma değerli üretimin toplam içinde % 3'ler civarında kalan düşük oranının nasıl arttırılacağı, enflasyon, yüksek faiz, ekonomik daralma, işsizlik, cari açık, bütçe açığı, devamlı artan akaryakıt fiyatları, yeniden yapılandırılan bir çok borcun akıbeti, eğitimde kalitenin yetersizliği, aileler üzerinde inanılmaz yük teşkil eden fahiş seviyelere çıkan özel okul fiyatları gibi kendi içimizde çözmemiz gereken, yeni hareket planları bulmamız gereken önemli sorunlarımız var.
Bunlarla kalsak yine iyi. En azından kendi içimizdeki sorunlar olduğu için bir şekilde çözümler üretilebilir. Ama bir de dış ilişkilerimizde çok ciddi riskler ve belirsizlikler var. S-400, F-35 sorunu, Suriye'deki güvenli bölge krizi. Akdeniz ve Egedeki münhasır alan sorunları, AB ile duran ilişkiler, kurlardaki hareketlenme gibi bizim direkt kontrol edemeyeceğimiz riskler de var. Özellikle ABD ile S-400 konusuna yönelik kriz adım adım büyümeye başladı. Hukuksuz bir şekilde F-35 üretimi ve teslimi safhalarını askıya almaya kalkan bir ABD var. Sadece teslim sorun değil, aynı zamanda üretim aşamasında da yaklaşık 12 Milyar Dolar'lık bir iş hacmi yaratan F-35'lerin bazı parçalarının üretilmesinden de dışlanmak üzereyiz. Bu sorun mahkemede bitecek gibi duruyor.
Suriye'de güvenli bölgede özellikle olmaması gerekli dediğimiz PYD/YPG unsurlarına ABD tarafından askeri mühimmat sevkiyatları halen sürüyor. Bunla ciddi sorunlar. İşte bir an önce seçim atmosferinden çıkıp, saydığım sorunlara odaklanmalıyız.
Ancak, bu sorunlar için devamlı kalkınma planları, orta vadeli programlar ilan etmemize rağmen sorunların yıllardır çözülmediğini görüyoruz. Böyle olunca sıra numarası değişen yeni kalkınma planları ilan etmekten öteye gitmiyoruz. Bu durum alınan tedbirlere olan inandırıcılığı olumsuz etkiliyor. Belki de iş dünyasının çok daha inandırıcı bulacağı yeni bir kabine değişimi gerekiyor olabilir. Tabii bana göre kabine için en önemli bakanlık ekonomi. Bu konuda içeride ve dışarıda güven ve inandırıcılık çok önemli. Bir kabine değişimi olacaksa, değişimde bu konuya dikkat etmek çok doğru olacaktır. Ama bu benim düşüncem. Cumhurbaşkanımız böyle bir gereklilik görür, kabine değişikliği yapar mı bilemem. Ama ben yapılmasının yararlı olacağını düşünüyorum.
İşte, önümüzde bu denli sıkıntılı sorunlar varken, seçim sonuçlarının bir an önce ülkeyi daha da gerecek ortama sokmadan neticelenmesi ve herkesin kendi işine odaklanması çok önemli. Benim için en önce yapılması gereken ise, en kısa sürede kavga dilini bırakıp, birleştirici, bütünleştirici bir dile dönmektir. Yoksa ne tedbir alırsanız alın, toplumda güven ve huzur olmazsa başarılı olamıyorsunuz. Yıllardır süren kavga ve gerilimler nedeniyle maalesef kendi insanımızdan bile çok ciddi yurt dışına sermaye çıkışları yaşadık. Eğitimli çok sayıda genç yurt dışına yerleşti. Dünyada yurt dışında en çok konut alan ikinci ülke durumundayız. Bunların nedenlerini görmeli ve insanımıza güven vererek yeniden çıkan sermayenin ve beyinlerin ülkeye dönüşünü başlatmalıyız.
Enflasyon Verisi Açıklanacak!
10:00'da Mart ayı aylık ve yıllık TÜFE, ÜFE verileri gelecek. Bizim için önemli veriler. Bakalım tanzim satışların özellikle gıda ürünlerinde pozitif bir etkisi oldu mu göreceğiz.
Bu saydığım konuların etkisi altında BİST bir süre daha baskı altında kalabilir. Özellikle ABD ile ilişikilerin yaratacağı önemli risklere ve bir süredir spekülasyon olarak sosyal medyada yer alan yeni parti kurulacağı haberlerine çok dikkat etmek gerektiği görüşündeyim. Ama hemen uyarımı da yapayım; olası yeni kurulacak bir parti ya da partiler olursa, bunlar özellikle iktidarın mecliste azınlığa düşmesine neden olacak bir millet vekili transferine neden olurlarsa önem teşkil ederler. Böyle bir gelişme olmadan kurulacak olan olası yeni partilerin çok da etkisi olmaz. Aynı şekilde kimin ya da kimlerin parti kuracağı da önemlidir. Önceden de bu denemeler oldu ama hiç birisi de etkili olamadı. Yani sadece bir parti kurulursa diye kimsenin çekinmesine gerek yok. Ama ciddi sayıda millet vekili alarak kurulacak yeni bir parti olursa, o zaman bu durumun baskıları olur.
Hepinize tüm sorunları aşacağımız huzurlu bir sürece girmenizi diliyorum. Artık herkesin huzura ve pozitif haberlere ihtiyacı var. Umarım bu süreç içine gireriz.
Hepinize iyi bir seans dilerim.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_