Seçim öncesi son haftaya girdik. Oldukça dalgalı bir hafta yaşanabilir. Bunun ilk izlerini cuma günü gördük. Birden bire kurlarda yaşanan atak sonrası BİST de ciddi kayıplar yaşadı. Kur atağı bir çok gelişmekte olan ülkede aynı anda görüldü. Ama bizde ekstra negatif ayrışma yaşandı.
TCMB rezerv azalması kafa karıştırınca döviz atağı başladı. TCMB bunun nedenini açıklayacağına DTH'ların faizlerini arttırdığını açıkladı. Bu açıklama piyasayı sakinleştireceğine daha da ateşledi. Dolar'da 5.8450 ve euro'da 6.6075 seviyelerini gördük. Yaşanan atak belki normalden çok daha düşük işlem hacmi ile yaşandı ama sonuçta yine de yaşandı.
İşte size bir aydır yazılarımda bu uyarıyı yapmak istiyordum! Seçimlerden hemen önce ve sonraki süreçte çıkacak tablo benzer bir tepkiyi yaratacak olursa, artacak kurlar ithal girdilerin fiyatlarını yukarı çekeceği için enflasyon yaratır. Enflasyon da devamında yeniden faizlerin yukarı gitmesine neden olur. Biz faizlerin düşmesini beklerken, bir de faiz artışı olacak olursa, o zaman ekonomi tamamen tıkanır. Bu nedenle kurlarda benzer kontrolsüz ataklar yaşanmamalı.
Aslında bir kaç yıldır bir başka uyarıyı daha yapıyordum! O da şuydu; Eğer enflasyonun kalıcı düşmesi isteniyorsa, o zaman özellikle yatırım ve üretim kredi faizleri düşmeli. Ama bunu yaptığımız zaman karşı tepki kurlar yükselir ve artan kurlar enerji başta her alanda ithal ekonomisi olduğumuz için enflasyon yaratır. İşte bu nedenle, düşük faiz politikası ile desteklenen bir üretim reformu öncesinde halka bir kaç yıl için yüksek enflasyonun göze alınacağı ilan edilmeli diyordum. Çünkü hem düşük faiz hem düşük kur falan hepsi bir arada en azından şimdilik olmaz. Çünkü büyüme artınca cari açığı artan bir ekonomi olduğumuz için, ithale dayalı üretim yapısından çıkana ve doğrudan yatırımları gıda ve yüksek teknoloji dahil her alanda arttırana kadar bir süre yüksek enflasyon kaçınılmaz olacaktır. Nitekim ben bunları yazmaya başladıktan sonra enflasyonda yaşanan artışlar haklı olduğumu gösteriyor.
Neyse, dediğim gibi seçim öncesi son haftadayız. Seçim sonuçlarını etkilemeye yönelik manipülatif hareketlere de muhatap olabiliriz. İç içe girmiş bir çok denklem ile mücadele ediyoruz. ABD bir yanda, AB diğer yanda önemli sorunlarımız var. ABD ile Suriye ve S-400 ile ilgili yaptırımlar konusunda gerilimler yaşıyoruz. AB ile ise, daha ziyade hukukun üstünlüğü, demokratikleşme, gümrük birliğinin güncellenmesi gibi sorunlarımız var.
Umarım seçim sonucu ne çıkarsa çıksın, tüm bu sorunlarımızın üstesinden en kısa zamanda geliriz. Ancak, kurların kontrolü öyle DTH'larına faiz artışı yapmakla çözülmez. Çünkü bir kaç puanlık artış ile DTH yatırımcılarına sözüm ona maliyet yaratırken, bir günde % 8 kur artışı olursa bunun hiç bir caydırıcılığı kalmaz.
Bugün ise, TCMB'dan gelen Botaş ödemeleri nedeniyle rezerv azalması yaşandı açıklamalarının da desteği ile dövizde ciddi geri çekilmeler yaşandığını görüyoruz. Az önce Dolar'da 5.57, Euro'da da 6.30 görüldü. Bakalım bu geri çekilme ne kadar kalıcı olacak göreceğiz.
Dış dünya borsalarında da negatif tablolar var ama bizdeki çok ekstra bir negatif tablo. Bu nedenle dışarıda eksi görüntüler olmasına rağmen, kurlarda geri gelişler nedeniyle haftaya borsada kısmi alım tepkisi ile de başlayabiliriz. Fakat 100.314 ve 100.651 seviyelerinin altında kalmaya devam edersek, teknik olarak omuz baş omuz denen bir düşüş formasyonu devam eder ve satışlar sürer. Bu yüzden BİST eğer toparlanacaksa, belirttiğim bu seviyelerin üstüne çıkmalıdır. Yoksa, ilgili düşüş formasyonunun gereği satışlar yine yaşanır ve Destek-Direnç Tablosunda paylaştığım alt desteklere doğru düşmeye devam ederiz.
Sadece bizdeki çeşitli sorunlar yok. Aynı zamanda AB'de resesyon korkuları da dünya borsalarında ve paralarında bu baskıları yaratıyor. Kısaca sıkıntılı bir haftaya daha giriyoruz. CDS'lerimizdeki artış ayrı bir korku nedeni oluyor.
Cuma yaşanan döviz atağı sonrası, BDDK ve SPK bankalarda ve JP Morgan'da soruşturma ve inceleme başlattı. JP Morgan için Türkiye raporları ile gerçeğe uygun olmayan baskılar yarattığı incelemesi var. Yabancı kurumlar maalesef ülkelerde bu tarz gerçek dışı rapor baskıları ile manipülatif piyasalar yaratabiliyorlar. Bakalım incelemeden ne sonuç çıkacak göreceğiz.
Dünya genelinde yeniden resesyon riskleri ortaya çıktığı için, piyasalara yeniden para desteği verilmeye başlanabilir. Bu durum en azından bir süre için yeniden güvenli liman olarak altının ön plana çıkmasına neden olur. Daha sonra ise fazla para yine borsaları seçebilir.
Biz şimdilik seçimlere odaklı son haftayı ve seçim sonuçlarını atlatalım da, sonra neler olacak görelim diyorum. İşte tüm bu riskler nedeniyle yeni pozisyon açanlar için öngörülerimde en az % 50 nakit varlık korunmalı uyarımı yapıyorum. Yani yeni öngörülerde de düşüşler yaşanması kimseyi şaşırtmasın. Tek nokta fiyatı yakalamak mümkün değildir.
Hepinize iyi bir hafta dilerim.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_