Seçimlere çok az bir süre kaldı. Sonuç ne çıkacak sandıklar açılınca anlayacağız. Lakin ekonominin çok ciddi sorunlar içerdiğini herkesin bilmesi lazım. Sandık tablosu ne çıkarsa çıksın ekonomiyi yönetenlerin ve TCMB'nın çok kararlı görüntü vermesi lazım. Belki de bu yıl için büyümeden feragat bile etmek gerekebilir.
Aralık İşsizlik oranı % 13.5
GSYH 2018 toplamında % 2.6 arttı ama, son çeyrekte % 3 daraldı.
Şubat bütçe açığı 16.8 Milyar TL, Ocak-Şubat bütçe açığı; 11.7 Milyar TL gibi çok ciddi bir rakam.
Enflasyon halen önemli sorun.
Sanayi üretimi 2019 Ocak ayında % 7.3 daraldı. Tek pozitif gelişme; sanayi üretiminin Ocak ayında % 1 artmış olması.
Yukarıdaki tablonun seçim sonrası önemini arttıran S-400 ve Suriye'deki güvenli bölge konusu gibi çok önemli belirsizlik ve riskler var. Eğer ABD ile S-400 konusu bir şekilde uzlaşmaya bağlanmazsa ki, S-400 almamız doğru bir karar olduğu gibi, bundan vazgeçmek hatalı bir güvenlik kararı olur. Ama uzlaşma olmaması halinde, ABD bir çok alanda yaptırım kararı alması halinde, kurlarda ve ekonomide yeni sıkıntılara hazırlıklı olmamız lazım.
Maalesef 2013 yılından bu güne kadar her yıl seçim yapıyor olmamız Türkiye'nin ekonomik kaynaklarının yapısal reformlar için kullanılması gerekirken, seçim politikaları için kullanılmasına neden oluyor. İş ve ekonomi dünyası, bu denli yaşanan seçimler nedeniyle önünü göremediği için yatırım kararlarından imtina etmek durumunda kalıyor. Hane halkı güven sorunu nedeniyle uzun süredir DTH(döviz tevdiat hesabı)larına yönelmiş durumda. Çapı ne olursa olsun, herkes dövize yatırım yapmanın peşinde.
Dövize bu denli yatırım neden yapılır? Güven sorunu nedeniyle ve kurlarda ciddi bir yükseliş beklentisi yüzünden olur. Kurlar ve ekonomi konusunda karamsar tabloları dile getirmek istemiyorum çünkü bunları okurken benim bile içim daralıyor-kararıyor. Çünkü eğer kurlarda korkulanlar ve döviz tevdiat hesaplarına yönelenlerin beklentileri çıkarsa, yani kurlar yeniden yükseliş atağı yaşayacak olursa, bu tüm ithal girdilerde enerji ve petrol dahil yeniden zamlar ve dolayısı enflasyon demek olur. Kurlarda yeniden atak yaşanırsa, bu durumun diğer sakıncaları nedeniyle faiz artışına müracat etmeye kalkılacak olursa, yeni faiz artışları kur artışından da daha tehlikeli sonuçlar yaratacak bir süreci başlatır.
Kısacası ekonomik durum maalesef seçim meydanlarında anlatıldığı gibi iyi değil. İşte bu nedenle umarım seçim sonuçları ne olursa, olsun ekonomiyi yönetenler bu işin ciddiyetini elden bırakmazlar ve sıkı para politikasına devam ederler.
Görüşümü çok kez yazdım. Tablodan iktidarın ciddi oy kaybı ve Ankara gibi önemli belediyeleri kaybettiği sonucu çıkacak olursa, bu oy kaybına dayanıp da yeni parti kuruluşlarını duyarsak, maalesef siyasi gerilimler yeni boyut kazanarak daha da artabilir. Bu durum da sıkı para politikası uygulamaya engel olur. Eğer sıkı para politikası uygulanmazsa ve musluklar bir süredir yapıldığı gibi kontrolsüz açılırsa, o zaman risklerin yüksek olacağını bilmenizi isterim.
Ama, iktidar oy kaybı yaşamaz ve özellikle Ankara ve İstanbul'u korur ve hatta yanında yeni belediyeler kazanacak olursa, bu takdirde oy kaybı halinde kurulmaya hazırlanan yeni partiler rafa kalkar. Bu durumda yeni siyasi kavgaların başlaması korkusu ortadan kalkar. Muhtemelen iktidarın kazançlı çıktığı bir seçim sonucundan sonra kurlarda gevşeme ve DTH'larında çözülme başlar. O zaman iktidar ve TCMB dövizdeki düşüşü de kullanarak faiz indirimlerine imkan bulur. Faizlerde düşüşler tüketim ve yatırımların canlanmasına ve dolayısı ile ekonomideki büyümenin devamının gelmesine yararlı olur.
Ekonominin açıklanan verilerine bakınca, önemli ve riski bir süreçte olduğumuzu herkesin bilmesini ve siyasi görüşü ne olursa olsun, ortaya çıkacak tabloların yansımalarına göre tedbirli olmalarını doğru buluyorum. İmar barışı, bedelli askerlik gelirleri gibi bir kerelik kaynaklar her zaman olmaz. Eğer kaynak sorunu aynı şekilde sürecek olursa, bu takdirde açığı kapatmak için yeni vergilere müracat edilir. Zaten büyüme sorunu yaşayan sanayi böyle bir durumda iyice çıkmaza girer.
İşte ne olacağını göreceğimiz son iki haftalık süreçteyiz. Lütfen tedbirli olmayı bırakmayınız.
Bununla birlikte BİST'tin tekniklerine bakınca ise, Destek-Direnç Tablosunda paylaştığım üst dirençlere doğru yükseliş yaşanacak bir haftaya başlıyoruz gibi gözüküyor. Yukarıdaki korkular nedeniyle yükselişi kaçırmak da istemiyorum. Ama teknik iyileşme görüntülerine bakarak ekonomik sıkıntıları ve ABD ile olası gerilim risklerini de hepten göz ardı etmek istemiyorum. İşte bu açmaz nedeniyle de yeni öngörü vermekte çok zorlanıyorum. Görsem de al/sat tablosuna koymakta cesaretim kırılıyor. Lütfen bu dönem destek-direnç tablosunu da yakından takip ediniz.
Hepinize iyi bir hafta dilerim.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_