Son günlerde bu terim moda oldu:) Dün açıklanan GSYH rakamları sonrasında yeniden gündeme gelen bu terimi hemen izah edeyim. Eminim bir çok kişi yeni duymaya başladığı bu terimi merak ediyordur.
Stagflasyon; bir ekonomide GSYH sıfır ya da sıfıra yakın iken, enflasyonun da sürmesi halidir. Yani büyüme durmuştur ama buna rağmen yine de enflasyon vardır.
Bizim son günlerde duyduğumuz slumpflasyon ise; bir ülkede GSYH artışı düşerken enflasyonun olmasıdır. Dün açıklanan 2018 büyüme verilerinde, son çeyrekte GSYH % 3 azalmış. Ama 2018 yılı tamamında yine de % 2.6 büyümüşüz. İşte bu nedenle şu an için ekonomik olarak bir slumpflasyon içindeyiz.
Açıkçası bana göre görünen bir resesyon içindeyiz. Ekonomimizde durgunluk ve daralma yaşanıyor. Hem de, her alanda dağıtılan bir takım teşviklere rağmen ciddi boyutlarda yaşanıyor. Bu durum yeni yılda da sürecek olursa, yeni yılın büyüme verileri geldiğinde yıla stagflasyon ile başladığımız sonucunu da görebiliriz. Umarım bu olmaz. Bana göre, bakanın dediği gibi en kötü bu olacak, 2019 ilk çeyrekteki büyüme verilerinde daralma olsa da, dün açıklananlardan daha iyi bir veri görmeyi bekliyorum.
Peki Bu Daralma Neden?
Öncelikle tüm dünyada benzer şekilde büyüme oranlarında düşüşler yaşandığını söylemek istiyorum. Bir tek ABD henüz bu yönde bir görüntü vermedi ama sonraki büyüme verilerinde ABD'nin de benzer güncellemelerle büyüme beklentilerini düşürdüğünü görebiliriz. Çin, Almanya gibi ekonomik devlerde büyümeler aşağı yönlü revizelere uğrarken, ABD'de de benzer revizeleri beklemek çok da yanlış olmaz.
Neyse ben paragraf sorusuna döneyim. Bana göre bu daralmanın nedeni, piyasanın güven eksikliğinden kaynaklanıyor. Bu denli geniş alana verilen bir çok teşvik vs. varken yine de tüketim ve üretim yapılmıyorsa, yatırımcı ve tüketiciler gelecek kaygıları yaşıyorlar demektir.
Tam da seçimler öncesinde bu kaygının yüksek olduğu görüşündeyim. Son bir kaç aydır hane halkının yatırımlarında devamlı döviz tevdiatlara(DTH) yöneliyor olması bunun en büyük göstergesi olarak geliyor bana.
Seçim sonrası ülkede yeni bir kur ve devamında da faiz yükselişi yaşanacağı korkuları var. Eğer böyle bir durum yaşanacak olursa, zaten mevcut kur ve faizlerle fiyatların ve kredi faizlerinin ulaştığı seviyeler ekonomiyi daraltmışken, üstüne yeni bir faiz artışı daha yaşanacak olursa, iç piyasanın tamamen durma riski çok yüksek. Kredi faizleri düşeceğine yeniden ve daha da yükselecek olursa, bu takdirde konkordato ilanları yerini iflas açıklamalarına bırakabilir endişeleri herkesin izlemede kalmasına neden oluyor.
Maalesef her alanda ciddi bir fiyat artışı yaşanmışken, doğal olarak gelirlerde aynı oranda artışlar olmadı. Bu nedenle de tüketimler düştü. Düşen tüketim davranışları ve yükselen kredi faizleri yatırımcıların da yatırım kararlarını beklemeye almalarına neden olmuş durumda. Bu ortam ancak genel bir güven artışı ile düzelmeye başlar. Ama bakıyoruz, içeride bir çok gerilim nedenleri yaşanıyorken, yurt dışı ilişkilerimizde de ciddi belirsizlikler iyice artmış durumda. Son olarak Ankara bedeliye başkan adayı için de bir ceza iddianamesi hazırlandığı haberleri var. İşte tüm bu gelişmeler seçim yaklaştıkça herkesi germiş durumda. Doğal olarak da tüketici, üretici tüm kesimler izlemeye geçtiler.
Umarım seçimler sonrasında sonuç her ne olursa olsun, ekonomi işleyişine başlasın. Korkulan yeni bir kur ve faiz atağı görülmeyecek olursa, öncesinde kurlar çıktığı ya da çıkacağı yerden gevşemeye başlar, sonrasında da faiz indirimleri bu gevşemeyi destekler. Ben bu ihtimalin olacağını düşünüyorum. Ama diğer taraftan da iktidarın başta Ankara olmak üzere ciddi belediye kaybı yaşamalarını bekliyorum. Eğer böyle bir siyasi sonuç çıkacak olursa, seçim sonrası ekonomi ve finans olarak beklentilerimde çelişki olmaz mı diye de aklıma takılıyor! Bakalım yaşayıp göreceğiz.
Eğer parlamenter sistemde olsaydık, yerel seçimlerde ciddi bir kayıp yaşandığı takdirde erken seçim zorlamaları dayanılmaz bir hal alabilirdi. Ama cumhurbaşkanlığı modelinde, ülkeyi bir partinin genel başkanı ya da içinde biri değil, halkın direk seçtiği bir tek kişi yönetiyor. Hal böyle olunca da, parlamentoda güven oylaması vs. konuları hep karışmış durumda. Ama tabii yine de seçimlerden ciddi bir iktidar oy kaybı çıkacak olursa, devamında özellikle iktidardan ciddi bir milletvekili alacak yeni bir parti daha parlamentoya girerek, parlamento dağılımını iktidar aleyhine bozarsa, işte o zaman erken bir seçim gündeme gelebilir. Tüm bunların hepsi, ekonomik olarak ülkeyi sıkıntıya sokacak belirsizliklerdir. Ama kim bilir belki de bu denli önemli bir gündem değişikliği, yıllardır süren iç-dış kavga ve gerilimlerinin de çözümüne giden yeni bir gelişmenin yolunu açar!
Ama gördüğünüz gibi tüm bu belirsizlikler ve spekülasyonlar sonrasında, eğer seçim sonrası iktidar gücünü korur yada arttırırsa, o zaman zaten yukarıdaki spekülasyonlardan yeni parti falan gibi konular hiç yaşanmadan gündemden düşer. Maalesef denklem içinde denklem olan bir dönemden geçiyoruz. Zaman ve gelişmeler neler olacağını gösterecek. Ama şu an üretimi arttıracak gerçek tedbirler yerine, fiyat artışlarını düşürmek için hemen ithalat silahını çeken model çok yanlış. Bunun yaramadığını artık anlamak gerekirken hala anlamış değiliz.
BİST'e gelince, borsa endeksi çok kritik seviyede. Destek-Direnç Tablosunda paylaştığım 100 Bin'li alt destek kırılacak olursa, düşüş genele yayılarak artar ve alt desteklere doğru daha da hızlanır. Umarım bu olmasın ve şu an için destek seviyelerindeki stochasticlerden de güç alarak yeniden alımlar gelsin. Dış dünyada bugün görünen yükseliş tepkilerine bakınca, BİST güne alımlarla başlayabilir. Ama önemli olan devamında 100.599 bollinger ve 100.314 seviyelerindeki teknik alt desteklerin kırılmamasıdır.
Çok karışık, çok aşırı spekülasyon içeren önemli bir seçim sürecindeyiz. Mümkün olduğunca yeni öngörü konusunda tüm bu sebeplerle izlemede kaldığımı bilmenizi isterim. Ara ara tekniklerine göre yeni öngörülerim yine de olabilir.
Hepinize bol kazançlar dilerim.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_