Bugün 14:00'te PPK faiz kararını açıklayacak. Ben hiç bir değişiklik yapmayacağını düşünüyorum. Bu ortamda da faiz indirimini doğru bulmuyorum. Seçim ve ABD ile ilişkilerde zaten belirsizlikler ve riskler yaşıyorken, henüz enflasyon kalıcı bir düşüş göstermemişken yanlış olur görüşündeyim. Çünkü eğer seçim ve ABD ilişkilerindeki riskler sürerken ve enflasyon net bir şekilde düşüşe geçmemişken faizler indirilecek olursa, tepki olarak kurlar yukarı atak yapabilir. Kurlarda görülecek olası sert yükselişler ithale dayalı ekonomik yapımız nedeniyle her şeye zam gelmesine neden olur. Zamlar enflasyon yaratır. Enflasyon da faizlerin sonrasında daha da sert yükselmesi ile sonuçlanır. Uzun süreli enflasyon yüksek kur seviyesini kalıcı kılar.
Maalesef iç siyasi kavga ortamı, dış ilişkilerin genelinde sıkıntılar olan bu dönem içinde en son isteyeceğimiz şey yeni bir kur atağı ve devamında yukarıda yazdığım süreçlerin yaşanması olur. Ben PPK'nın faiz değişimi yapmayıp, sıkı para politikası duruşumuz devam edecek demesini bekliyorum. Geçen yılın başında yapılması gereken 200 baz puanlık faiz artışını yapmadığımız için neler yaşadığımızı gördünüz. Benzer bir hatayı şimdi de yapmamak gerekir.
Ülke olarak huzur ve artık seçimsiz, kavgasız bir süreç başlamasına ihtiyaç duyuyoruz. Ama maalesef siyasetçiler bunun tam tersi bir ortam yaratıyorlar. Bu ortamın yarattığı tablo ortada, sadece yabancı yatırımcılar değil, son üç yıl içinde kendi 14 Bin adet Dolar milyonerimiz de yurt dışına çıkmayı, yurt dışı yatırımlara yönelmeyi tercih etmiş. Bu ortamda TCMB'nın hata yapma lüksü yoktur. Umarım da yapmaz.
Ama hep yazıyorum yine yazayım, kalıcı şekilde cari açık ve enflasyon derdinden kurtulmanın çaresi üretmektir. Üretmek için de düşük faizler, gerçekçi kur politikası şarttır. Lakin bunun zamanı vardır. Şu an için önemli olan yeni finans ve ekonomik kriz yaşamadan, yeniden finansal para kaçışları görmeden güvenin geri gelmesini sağlamaktır. Güven sağlandığı zaman para girişlerinin kendiliğinden başladığını ve faizlerin de indiğini görürüz.
Bunların yapılacağına inanç artması için devlet üretim ve üretim teşvikleri, bilimsel çalışmalar, teknolojik arge, üniversitelerin bilimsel çalışmalarına kaynak yaratmak dışındaki tüm tüketim harcamalarında tasarrufa gitmelidir. Bu yapılıyor mu derseniz maalesef diyorum. Hatta üniversitelere ve Diyanet İşlerine ayrılan kaynaklara bakınca, biz ne yapmak istiyoruz diyorum!
Hepinize bol kazançlar dilerim.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_