Hep diyoruz BİST çok iskontolu diye. Ama gündemlere, gelişmelere göre çok farklı işlemlere sahne olabiliyor. Dış borsalardan kaynaklı fon satışları, dış siyasi ve sınır ötesi gelişmeler nedeniyle beklenmeyen düşüşler, içeride aniden çıkan ittifak riski nedeniyle gelen sonra tersine dönen satışlar ve alışlar, sıkı para politikası izlenecek derken, yükselen faizlerle döviz ve talep baskılanırken, aniden bu politikalara ters açıklanan vergi indirimlerinin kafaları karıştırmasının yarattığı düşüşler, bunların hepsi BİST'in etkilenmesine neden oluyor.
Şu an grafiklere bakınca, yön yukarı devam edecek gibi duruyor. Trump'ın Çin ile anlaşmaya hazırlık yapın talimatı da bu yükselişe katkı yapabilir. İran ambargosu ile ilgili bazı ülkelere istisna uygulanacak deniyor. Son dakika olarak 8 ülkenin haberde adı geçiyor. Türkiye de varsa BİST güne alımlar güçlü başlar. Eğer bizim adımız yoksa, baskı yaratır. Yani borsa hep kendi özelindeki konular dışındaki gelişmelerin etkisinde son dönem.
Aslında bir çok banka ve şirketimiz gayet iyi bilaçolar açıkladılar. Bunun karşılığı olmaları gereken ederler çok daha yukarıdaki fiyatlara denk geliyorlar. Ama borsa bu mantıkla fiyatlanmıyor maalesef.
Kaşıkşı cinayetinde aktif bir şekilde adresi velihat prense çıkartan açıklamaları yapıyoruz. Açıkçası velihat prens ile aramız en başından beri iyi olmadığı için, gerçekten de prensin azledilmesi bize yarayabilir. Ama ABD elinden geldiğince bunu engellemeye çalıştığı için arada ne pazarlıklar, kozlar kullanılıyordur bilemiyorum. Bizi sıkıştırmak için de bir takım haberler ortaya atılabilir. Hatta Zarrab konuştu diye bir rüşvet listesi ortaya dökülmüş. Doğru mudur, yalan haber midir bilemiyorum. O nedenle detay vermek istemedim. Sadece eğer gündeme düşerse, olumsuz bir baskı yaratabilecek bir gelişme olabilir diye yazdım.
Ayrıca, daha S-400 konusu var. Yani bir çok riske daha sahibiz. ABD Dışişleri Bakanı Pompeo, Türkiye'nin NATO'daki geleceği risk altında mı şeklinde sorulan bir soruya; umarım Türkiye NATO'dan çıkmaz. Bu hem NATO, hem Türkiye ama daha çok da Türk halkı için üzücü olur diye cevap vermiş. Gördüğünüz gibi içinde tehdit barındıran bir cevaptır bu.
Anlayacağınız çoğu siyasi içerikli çok sayıda riskli gündemlerimiz var. Eğer bu baskılardan az etkilenmek istiyorsak, ekonomimiz güçlü olmalı. Üretim fazlası vermeliyiz. Cari açık küçülme sürecine girip, cari fazlaya dönmesi hedeflenmeli. Savunma sanayiniz ve ordunuz çok güçlü olmalı. Siyasi iktidarlar ülkeyi o taraf, bu taraf diye dölen değil, birleştirici politikalar izlemeli. Dış ilişkilerde her zaman çok eksenli iyi lişkiler içinde bulunduğumuz ülkeler olmalı. Dış borçları düşürmek esas hedeflerden olmalı. Demokrasiniz, adil yargınız, hukukun üstünlüğü, insan hakları vaz geçilmez olmalı.Bu alanlarda ne kadar güçlü olursanız, dış etkenlerden o kadar az etkilenen ülke ve piyasalar olursunuz.
Sizlere şu uyarıyı yapmak istiyorum; borsalar zirve dirençlerinde iken herşey toz pembe anlatılır. Bu dönem tüm yatırımcılar kazançların sarhoşluğunda gereğinden fazla cesur ve rahat olurlar. Aslında ellerindeki hisseler gördüğü en yüksek fiyatlarda olmasına rağmen, kimse bunları satmak, kar realizasyonu yapmak istemez. En küçük haberi bile daha yüksek fiyat beklentisi için kullanmak isterler.
Aynı şekilde borsalar dip desteklerine geldikleri zaman da, herkesin morali bozuktur. Daha düşer korkuları ve daha da düşmesine neden olacak haberlerler, gündemler etkilidir. Zirvelerde gözü kara, uyarılara kulakları kapalı olan yatırımcılar, dip desteklerinde panik halindedirler. Bittik, battık söylemleri alıp gider. Düşecekse verelim soruları artar. Halbuki bunun garantisi verilemeyecekken, yine de sorulur ki, panikleyip satarsak sonra bunun sebebini birine yüklemek için adres aranır. Eğer satın diyenlere uyulursa, mevcut zararlar herkeste kalıcı olur. Bu zararları çıkartmak çok zor olur. Çünkü dipte verdikten sonra alım tepkisi gelince, önce dur bakalım şuradan yeniden düşebilir diye beklenir. Düşmez de yükseliş sürerse, bu sefer geri almaya kalkılsa artık aynı adetler alınamaz. Geri alınmazsa her yükseliş geri alabileceğiniz adetlerin daha da azalmasına neden olur.
Bu ortam çok daha sağlıksız davranılmasına neden olur ki, sonunda yükselişi süren bir hisseye panikle yapışırsınız. İşte tam da bu esnada bir satış daha gelirse, bu borsa yatırımcılığınızın sonu bile olur. Borsaya binbir tane kötü kelimeyi saydırarak, satıp gidip mevduata sığınırsınız. İşte bunların hepsi yanlış davranışlardır.
Devamlı uyarıyorum, borsa mevduat faizi gibi garanti bir getiri alanı değildir. Aslında algıların çok daha etkin olduğu ve bir yatırım alanıdır. Bu nedenle zamanında karlı satmadıklarınızı sonra az zararla da satmadı iseniz, tarihi dip seviyelerine inince artık beklemek arada geçen ve geçecek zamanı kayıp diye görmek en doğru davranış olur. Yoksa borsada hep kaybedersiniz.
En kısa zamanda tüm zararlarınızın kara dönüşmesi arzusu ile hepinize iyi bir hafta sonu dilerim.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_