İşte aylardır uyarıyoruz, TCMB ve faizler için konuştukça kurları yukarı çekiyoruz. Bu olunca cari açık veren ve her alanda ithalata bağımlı bir ekonominin kur artışı kaynaklı enflasyon ateşi de artar diyorduk. En başında faizle müdahale edilmezse, sonra çok daha yüksek faiz artışına rağmen kurları yeterince düşüremeyeceğiniz gibi, faizler de yüksekmiş olur. Tüm bunlar yabancıların ekmeğine yağ sürer, ülke kaynaklarının yabancılara rant kaynağı olmasına neden olur diye kim bilir kaç yazıda bu konularda uyarılar yapmıştık.
Peki ne oldu? Dün enflasyon açıklandı. Nerden bakarsanız bakın her alanda enflasyon beklentilerin de üzerinde geldi. Şaştık mı? Hayır. TÜFE yıllık % 15.39, ÜFE yıllık %23.71 artmış. Son 12 aylık ortalamalar şeklinde bakacak olursak, TÜFE % 11.49, ÜFE de; % 16.57. Kısacası yıllarca % 5 enflasyon hedeflemesi ile gelmiş ülkemizde enflasyona toslamış durumdayız. Kaldı ki, henüz beklenen ama, seçimler nedeniyle ertelenmiş zamların da yapılması ile sonraki aylarda daha da yüksek enflasyon görme riskimiz sürüyor.
Yıllardır katma değerli üretim başta, teknoloji, gıda dahil her alanda yapısal reformlar şart dememizin sebepleri işte bunlardı. İyi de kaçıncı kezdir yapısal bir takım kararlar alınmıyor mu? Alınmaya başladı ama, siz eğer ülke olarak güven vermezseniz bunların uygulamaya geçmesi kolay olmuyor.
Özellikle gıdada yıllardır söylenen şeyler hep aynı olmasına rağmen halen aynı sorunlar sürüyorsa, bu alanda gerekenler yapılmıyor demektir. O zaman demek ki aracı rantı daha çok tercih edilen bir sıkıntıyı kıramıyoruz. Bunu başaramazsak, tüm kararlar yıllardır olduğu gibi sözde kalır.
Yıllardır öncelikli alan üretim olması gerekirken sadece inşaat ağırlıklı büyümek yanlıştır diyorduk. Ama tabii inşaattaki rant başka hiç bir yerde olmadığı için, bu yanlış halen aynı şekilde sürüyor. Ama şimdi yükselen faizler nedeniyle her türlü konut kredi faizleri de arttığı için sektör çok ciddi bir durgunluk içinde. Siz bakmayın % 0.98 ile konut kredisi veriliyor olmasına. Sektör genelinde büyük bir kredi faizi artışı ve durgunluk var. Zaten bu nedenledir ki, İzmir dışında Türkiye'nin hemen her yerinde özellikle İstanbul başta olmak üzere % 25 ile % 30 arasında konut fiyat ve kiralarında düşüşler yaşanıyor.
Bankalara yıllarca sektörü fonlattığımız için de hepsinde konut kredileri ile ilgili stoklar birikti. Bir de artan kur ve faizler eklenince güzelim banka bilançolarını bile sıkıntıya sokmaya başladığımızı düşünüyorum. Zaten bu nedenle borsadaki yükseliş tepkisinde banka hisselerinin duyarsız kaldığını, gelen alımların yabancı satışları ile karşılaştığını görüyoruz.
Bu İşten Çıkış Yok Mu?
Yok o kadar olumsuz değilim. Bunlar çaresiz sorunlar değil. Ama ısrarla yanlış yapmaya devam edersek, o zaman da bu tablonun ülkeyi daha büyük bir krize sokması kaçınılmaz olur.
Bu tablonun en büyük nedeni güven kaybıdır. Açıklanacak yeni kabinede uluslar arası itibar görecek kişilere ekonomi teslim edilir ve kararlarına müdahale edilmezse bu sorunları kısmi sıkıntılarla da olsa aşarız. ''Ya, ne güven kaybı kardeşim, seçim sonuçlarını görmüyor musun?'' diyebilirsiniz! Tüm bu tabloya rağmen seçmenin oyunu alabilirsiniz ama önemli olan yatırımcıların güvenidir. Maalesef yerli yabancı yatırımcılarda ciddi bir güven kaybı yaşandığı için, bırakın dışarıdan yatırımcı gelmesini, içeridekiler bile dışarı kaçar oldular.
İşte bu tabloyu en kısa zamanda açıklanacak özellikle ekonomi kadrosu ile olumluya çevirmek zorundayız. Umarım bu yapılır diyorum.
Hisseler Enflasyondan Korkar Mı?
Banka hisseleri ellerindeki devlet kağıtları ve yabancı sendikasyon kredileri nedeniyle korkar ama, özellikle öz kaynağı güçlü, borcu değil de nakiti yüksek, ihracat ağırlıklı sanayi hisseleri için durum bazen olumlu bile olur. Eğer tüketim devam ediyorsa ki, şu an ediyor. Enflasyon zamları fiyatlara dahil edildiği için bazı şirketler bu işten çok ekstra karlar bile edebilirler. Ama ne olursa olsun yüksek enflasyonun sürmesi, artık dünyanın gelişmiş ve gelişmekte olan bir çok ülkesinin bu sorunu çözmüş olduğu bir dünyada izah edilebilir bir konu değildir.
Dediğim gibi, yeni kabinenin ülkeyi yeniden düze çıkarma ihtimali yok değil. Yeni kabine görülene dek, gelen yüksek enflasyonun borsada çok fazla olumsuz yansımasını görmeyebiliriz. Ama açıklanan kabine güven yaratmazsa, o zaman işler bir anda olumsuz yönde değişebilir diye uyarmadan da edemeyeceğim. Umarım iyi yönde gelişmeler olur.
Hisse bazlı hareketlerin sürmesini bekliyorum. Hepinize bol kazançlar diliyorum.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_