Zaten farklı bir durum mu bekliyorduk? Avrupa Parlamentosu beklenene paralel bir karar açıklamış oldu. Sadece karar öncesi FETÖ terör örgütü olarak görülecek diye yapılan spekülasyonlar gerçek çıkmadı diyebilirim. Maalesef AB'li sözde dostlarımız FETÖ'nün ülkeyi çok karanlık mecralara sürüklemek isteyen bir terör örgütü olduğunu raporda görememişler. Bu konuda tek bir kelime etmemişler.

Raporda büyüme, mülteci konuları gibi kısımlarda övgüler de var. Ama bunun dışında her konuda çok sert ifadeler içeriyor. Türkiye'nin dev adımlarla AB'den uzaklaştığını yazmışlar. OHAL, yargı bağımsızlığı, siyasi gücün gereğinden fazla tek kişinin eline geçiyor olması, Türkiye'nin Akdeniz'de Yunanistan ile ilişkilerinde Yunanistan'ın arkasında oldukları konularına dikkat çekmişler. 

Raporu çok fazla anlatmaya gerek yok. AP, her zaman olduğu gibi, Türkiye'ye haksızlık yapmaya devam etmiş. Tamam  bir çok alanda belki siyasi gidişat olarak haklı oldukları kısımlar olabilir. Ama Zamanında Rum Kesimi referanduma hayır demelerine rağmen AB'ye almadılar mı aldılar. Rumlar Rusların S-300'lerini Türkiye'ye karşı topraklarında konuşlandırmadı mı, konuşlandırdı. O zaman Onlar için tek kelime yapmayan Avrupa'lılar, şimdi Akdeniz'de haksız bir şekilde tek başına hakimiyet kurarak, Ege Denizini Yunan gölü haline getirmeye çalışan fırsatçı Yunanistan'a arka çıkıyorlar. 

Kısacası her zamanki gibi bildiğimiz Avrupa işte! Sadece eskiden ABD, AB ve Araplar ile daha iyi ilişkilerimiz varken, Arap Baharı esnasında işlerine lazım olduğumuz için, Barış Süreci yalanı ile oyalandığımız dönemde Güneydoğudaki terörist yapılanmalara bize çaktırmadan  destek olmak için daha iyi ilişikilerimiz varmış gibi davranıyorlardı. Şimdi tüm bu konularda dümenleri bozulunca, böyle bir raporun çıkması gayet doğaldır. 

Hatta FETÖ terör yapılanmasını acaba görmüyorlar mı, yoksa zaten 40-50 yıldır bu yapılanmanın hazırlıklarına kendileri destek verdikleri ve bu yapılanmanın suç ortağı oldukları için mi görmezden geliyorlar bunu da ayrı düşünmek lazım. 

Kısacası, AB'nin istediği zaten AB normlarına gelecek bir Türkiye  belki ama, bu normları sağlasa bile AB dışında kalması gereken bir Türkiye olduğu artık aşikar. Bir aralar, gidişata göre AB'ye gireceğimiz konusunda ümitli olan ben bile, artık AB'nin bizi birliğe almayacağı konusunda kesin kanaat getirdim. Maalesef içerideki demokratikleşmede yaşadığımız zaaflar da buna yardımcı oluyor. 

Yeni Bir Tehlike Daha Sahneye Koyuluyor!
              Üzerimizdeki oyunlar bitmiyor. Şimdi Suriye'de yeni bir tehlike daha sahneye koyuluyor! O da, Suriye'de düzenin sağlanması için Arap askeri birliğinin Suriye'de görev yapması ve bir takım yerlerde Arap askeri gücünün devreye sokulması. Suudi Arabistan bu konuya hemen ben hazırım demiş. Arap Birliği Toplantısından da zaten Türkiye'nin en kısa zamanda Suriye'den çekilmesi kararı çıktı. 

Yani bir ara Araplarla iyi ilişkilere girerek, bölgede nüfusunu arttıracak olan Türkiye'yi, neredeyse tüm Arap'larla karşı karşıya getirecek bir sürece doğru sürüklemeye çalışıyorlar. Biz de bu sürece körükle gidiyoruz. Tam da batının istediği yaşanıyor. Zaten Osmanlı'nın yıkılışından sonra kurdukları harita devletlerin başına bu nedenle Osmanlı ve Türklere düşman aileleri getirmemişler miydi? 

Maalesef yıllardır bu gerçeğe göre davranacağımıza, bu parçalanmanın suçlusu sanki Mustafa Kemal Atatürk'müş gibi yanlış hedefler yaratarak, kendi kendimizin iç huzurunu bozduk. Şimdi ise görüyorsunuz gerçek müsebbibler kimlermiş. Uçak kapılarında karşıladığımız Arap liderler anlaşmışçasına Türkiye aleyhinde davranışlar sergiliyorlar. 

Yani yakında bizi Araplarla birbirimize düşürürlerse şaşmayın. Batı tam da istediği Mülüman'ın Müslüman ile savaşında kendisine tek mani olan laik Türkiye'nin Araplarla ilişkilerini iyice bozarak, tam bir bölgesel bataklıkta boğuşmamızı keyifle izlemeye başlayabilir.

Yani gördüğünüz gibi, laik, demokratik bir cumhuriyeti savunmayıp da ümmetçilik yaparak Araplara da yaranamayacağımızı görüyorsunuz. Umarım en kısa zamanda bu hatayı görüp, ona göre devletin birlik ve bütünlüğünün ümmetçilikten değil de, her alanda eşit insan haklarından, demokratik haklardan, bağımsız bir yargıdan, güçler ayrılığından, cumhuriyetin birleştiriciliğinden ve tabii ki, her din anlayışına saygı duyan laik devlet yapısından geçtiğini görürüz.

Tabii bunu yaparken de, binlerce yıllık TÜRK kimliğimizi karalamaktan, değersizleştirmeye çalışmaktan vaz geçmemiz gerektiğini de artık anlamamız gerekiyor! Ümmetçilik ile bir yere varılamayacağını Arap ülkelerinin birbirleri ile ilişkilerine bakarak, dünyanın bu bölgeyi nasıl da sömürdüğünü görmelerine rağmen, sessiz kalan yapılarına bakarak çoktan anlamamız gerekiryordu.

Neyse, AP raporu pek de şaşırtıcı olmadı yani diyerek sözü bitiriyorum. 

BİST ile erken seçim için görüşümü paylaştığım ve dün yazmaya başladığım yazımı sabah tamamladım. Lütfen düne ait ''Erken Seçim Kabus Olur Mu?'' başlıklı yazımın son halini yeniden okuyunuz. Orada BİST'ten de gereğinden fazla korkulmaması gerektiğini okuyacaksınız.

Olası bir erken seçim kararı açıklanırsa, ilk anda gelebilecek olası satışlar esnasında yeni öngörüler paylaşabilirim. Olası düşüşleri alım fırsatı olarak görüyorum. Ama bekleme sürelerinin uzayacağını göze almak lazım.

Ülkemiz için her şeyin hayırlısı olsun diyorum.

    Saygılarımla
    Aydın Eroğlu
     Stratejist
   Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_