ABD Atilla Davası bitti. Jüri altı suçlamanın beşinde Hakan Atilla'yı suçlu buldu. İran'a yönelik ambargoyu delmek, ABD bankalarını dolandırmak, ABD'yi aldatma suçuna iştirak etmek, ABD bankalarını dolandırmaya iştirak etmekten suçlu, kara para aklamak iddiasında ise suçsuz buldu. Kararın 11 Nisan'da yapılacak duruşmada çıkacağı açıklandı.

Oh ne alâ düzen. Dünyanın hakimi gibi kuralı kendin koy, istediğine ceza ver. Peki Türkiye de, ABD'li bir diplomatı yakalayıp, Birleşmiş Milletlerin ve NATO'nun terörist olarak tanımladığı PKK'ya dolaylı yoldan silah, mühimmat ve maddi yardım yaptığı gerekçesi ile ceza kesse ne olurdu?

Ben, Türkiye İran ambargosunu delmiştir-delmemiştir detayında değilim. Kendilerinin her türlü kuralı ihlal etme özgürlüğü olduğunu düşünen bazı devletlerin bu şekilde hükümranlık sürmesine karşıyım. Buna karşın, ülkemizin sınırlarında kurduğu üslerle en az 1990 Körfez savaşından bu yana aleyhimize birçok faaliyeti, iç ve dış yapılanmaları, terörist, bölücü odakları desteklemesi nasıl oluyor da ABD için hak olabiliyor!

Ancak, yine de bu davaya sadece İran'a olan ambargoyu normal bir ticaret ile deldiğimiz için muhatap olduğumuzu düşünmek de yanlış! Bilinmesi gereken, İran ile ticaret yapmakta bir suç yok. Sorun, yapılan ticaret neticesinde yapılacak ödemenin nükleer faaliyetlerin geliştirilmesine kullanmaması için İran'a nakit ödenmeyip, belirlenmiş bir bankada açılan İran hesabına yatırılması ve karşılıklı ticarette bu hesap üzerinden mahsuplaşma uygulamasına uyulmamasıdır. Ayrıca kayıt dışı olarak da İran ile petrol ve doğalgaz ticareti yaparak, doğrudan ödemede bulunmak, aynı zamanda da bankada açılan İran hesabında biriken parayı da İran'a aktarmak ile ilgili suçlamalara muhatap olduğumuzun bilinmesi lazım. 

Aykırı uygulamaları yapmak için de bazı siyasi ve bürokratların rüşvet aldığı iddiaları bulunuyor. Biz işin bu kısımlarını çok fazla yazmamış olan medyamız yüzünden pek okuyamadık. Ama kendi içimizdeki bazı işleyişi de sorgulamamız gerektiğini düşünüyorum. Hatta dünyanın takibinde olan böyle bir davada hakkında iddialar bulunan bir çok eski-yeni bürokrat olmasına rağmen, içeride bunlarla ilgili duyduğumuz hiç bir hukuki takibat yaplamadığını görüyoruz.

Herneyse, işin rüşvet vs.kısmı bizim iç hukuk sorunumuz olmalıydı. Bir başka devletin bu şekilde bir başka devleti cezalandırmaya kalkışmasını yine de doğru bulmuyorum.

ABD Yargısı Sınav Verecek!
             Şimdi ABD yargı sistemi sınav verecek. Bir mahkeme yargıcı siyasi etki ile bu tip bir kararın çıkmasına neden olabilir. Ama eğer ABD yargı sistemi siyasi baskı altında değil de bağımsız hareket ediyorsa, yapılacak bir temyiz başvurusu neticesinde bu davanın düşmesi gerekir. Çünkü ABD yargı sisteminde delillerin kanunsuz şekilde elde edilmesi halinde, bunlar kullanılamıyor. 

Ancak ben adım adım, ilmek ilmek işlenen bu sürecin asıl amacının Türkiye'yi cezalandırmak, topraklarımız da kullanılarak bölgede dört ülkeden alınacak topraklarda bir Kürt devleti kurmak olduğu görüşündeyim. Son bir kaç yıldır tüm yaşadıklarımız bu sürecin yıllardır hazırlanan son hamleleridir. Doğal olarak Türkiye de bu plandan korunmak için Rusya ile ilişkileri geliştirmek dahil her türlü karşı hamleyi yapmakta çok haklıdır. 

Bu haklılık yine de içeride iddialarda yer alan rüşvet ağına bulaşmış olanların yargılanmasına mani olmamalıydı. Eğer biz kendi içimizde bu yargılamaları yapabilseydik, şimdi uluslar arası içine düşürülmek istenen sıkıntıları yaşamazdık.

11 Nisan'da çıkacak cezaların boyutu çok önemli olacaktır. Eğer bir ve-veya daha çok bankamızı, bir çok siyasimizi ve dolayısı ile Türkiye'yi cezalandıran bir karar çıkarsa, maddi ceza boyutları çok yüksek olursa, bu karar tüm piyasalarımızı bozacak etki yaratır. 

BİST ne Yapar?
             Olumsuz tepki vermesini bekliyorum. Dünkü satışların da bir nedeni bu tarz bir kararın tedirginliği ile gelinen  yeni rekorlardan kar realizasyonu yapılmış olmasıydı diye düşünüyorum. Bugün yeni bir satış dalgası daha görebiliriz. BİST bu seviyelere çıkmışken, düşüşler aynı zamanda kâr realizasyonları nedeniyle de yüksek olabilir. 

Ancak henüz karar için 11 Nisan tarihine kadar zaman olmasından dolayı, yıkıcı bir düşüş beklemiyorum. Hatta olası bir düzeltmeden sonra alımların yeniden geleceği görüşündeyim. Aynı şekilde bu süreç ile ilgisi olmayan diğer sektör ya da şirket hisselerinde, karlılıklar yine de ön planda olacaktır. Bu nedenle bazı hisselerde  olası düşüşler sert alımları da devamında getirebilir. 

Tüm hisseler için panik yapmaya gerek yok. Ama davanın etkisini de 11 Nisan kararını görmeden tam tahmin etmek yine de kolay değil. Olası gevşemeleri görelim ona göre sağlam ve karlı gördüğümüz bazı hisselerde yeni öngörüler yapabilirim.

Enflasyon Riski Sürüyor!
              Açıklanan rakamlar enflasyon sıkıntımızın sürdüğünü gösteriyor. Ama dediğim gibi, zaten bizim önceliğimi şimdilik enflasyon olmadığı için bu konu ikinci planda. 

Enflasyon ve açıklanan H.Atilla davasının etkilerinin teknik karşılıklarını destek-direnç tablomuzda yapacağım paylaşımlarda görebilirsiniz. 

Bu sonucu uzun süredir beklediğimi biliyorsunuz. Sanki sürprizmiş gibi düşünüp, aşırı paniklemeye gerek yok. Hatta kurlar şu ana kadar aşırı bir tepki de vermiş değiller. Hem kim bilir, bakarsınız bu sonucu bekleyen ve sanki piyasada hiç bir etkisi yok havası yaratmak isteyen bir ''Herif'' çıkıp, BİST'e yeni rekor da kırdırırsa buna da şaşırmam! Artık Türkiye'de her şeye alıştım.

Hepinize bol kazançlar dilerim.

    Saygılarımla
    Aydın Eroğlu
     Stratejist
   Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_