Moody's dünya için büyüme tahminlerini yükseltti. G20 ülkelerde 2016 yılında ortalama % 2,6 olan büyüme oranının 2017 ve 2018 yıllarında yüzde 3 civarına toparlanmasını bekleyen Moody's, gelişmekte olan ekonomilerde büyümenin % 4,8'e ve gelişmiş ülkelerde % 1,9'a ulaşacağını tahmin ettiklerini belirtti.
ABD'nin büyüme tahminlerini de 2017 için % 2,4 ve 2018 için % 2,5 olarak açıkladı. Ancak orta vadede ABD'nin büyüme oranının % 1.9 seviyelerine geri döneceği beklentisini paylaştı.
Rating kurumlarının başarısız bir çok tahminler yaptığına fazlası ile şahit olduk. Ancak, benim dünyanın büyümeye geçeceği görüşümü de bir çok yazımdan bildiğiniz için, Moody's benimle bir konuda kesişmiş olarak görünce, bunu paylaşayım dedim. Evet ben dünya için büyümenin artacağı görüşümü koruyorum. Gelişmekte olan ülkelerin daha da fazla büyüyeceği görüşümü de koruyorum.
Anlayacağınız Türkiye'nin önünde ciddi bir toparlanma fırsatı var. Yeter ki, bir an önce şu kendimizi sınırladığımız kör siyaset belirsizliklerinden çıkartabilelim. Parlamenter ya da başkanlık sistemi farketmez, yeter ki siyasi prangalardan bir kurtulalım. Bırakalım artık bu ülkeyi geren referandum, seçim gibi gündemleri de işimize bakalım. Eğer bunu başarabilirsek, Türkiye de 2017 için % 4'lerin üzerinde bir büyümeyi kolayca yakalar.
Ancak, referandumdan evet ya da hayır çıkar da, sonrasında bu sonuçla yetinmez bir de erken seçim yapalım dersek, Türkiye için yeni bir 3-5 aylık belirsizlik içeren kayıp bir dönem daha olur. Böyle ortamları ekonominin sevmediğini artık görmüş olmamız lazım. Daha fazla ülkenin gündemini siyaset ile meşgul etmeden ekonomiyi hızlandıracak hamlelerin önünü açmamız lazım.
Özellikle altını çizerek belirtmek istiyorum; Türkiye'nin büyüme oranlarının düşmesi, özel sektör yatırımlarının azalması, işsizliğin ve enflasyonun artması hep siyasi belirsizliklerden kaynaklanıyor. Yani iş adamlarımız para olmadığı için yatırımdan kaçınmıyor. Önünü göremediği için yatırımlarını askıya almış durumdalar. Şöyle bir çevrenize bir bakın, bir çok kişide, sosyal medyada, tv.ekranlarında rejim tartışmaları ve korkuları konuşuluyor. Böyle bir ortamda insanlar yatırım yapma cesareti bulamıyorlarsa bu çok doğal bir durumdur. Bu durumun en büyük sorumlusu tüm siyasilerimiz ama en başta iktidar olarak ülkeyi yönetenlerdir. Zaten 15 yıldır tek başına yönettikleri ülkede, yeni siyasi arayışlara girerek gündemi germişlerdir.
Olabilir parlamenter sistem iyi değil, başkanlık daha iyi bir yönetim şeklidir diyerek başka bir model arayışında olabilirler. Ama bunu yaparken, kendi görüşlerine katılmayanları neredeyse vatan haini ilan eden açıklamaların kimseye yararı olmadığını görmeleri lazım. Her alanda duran ve tıkanan bir ülke her kesime zarar verir. Bu nedenle sadece siyasi belirsizliklerin gündemden kalkması, siyasilerin ülkenin önüne set çekmekten vazgeçmesi halinde bile bir anda her şeyin yoluna girdiğini ve çarkların otomatikman hızlanarak dönmeye başladığını göreceğiz.
2013-2016 yıllarını bu kısır çekişmeler nedeniyle kaybettik. Umarım dünyanın büyümesinin daha da artacağı önümüzdeki en azından 2-3 yıllık bir süreci daha benzer nedenlerle kaybetmeyiz. Ben umutluyum, Türkiye bu siyasi gündemlerden kurtulacak ve yoluna hızlanarak yeniden devam edecek.
Hızlı Büyümenin Sektörleri!
Dünyanın artan büyümesi ve Türkiye'nin de buna karşılık vermesi halinde özellikle ABD ve Avrupa'ya ihracatı yüksek olan otomotiv ve otomotiv yan sanayii, beyaz eşya, teknoloji, demir-çelik, bankacılık ve perakende gibi sektörler ön plana çıkacaktır. Aynı şekilde eğer Suriye'de ateşkes sağlanabilirse, çimento ve demir-çelik sektörünün bölgeye ihracatı inanılmaz boyutlara çıkacaktır.
İşte böyle bir dönemin arefesindeyiz diye düşünüyorum. Yabancılar da bunu gördüğü için alımları artmaya başladı. Ben BİST için oldukça ümitliyim. Yeni rekorlara hazır olmalıyız.
Hepinize iyi bir hafta sonu diliyorum.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_