Geçtiğimiz haftanın ilk gününde 89.537 seviyesi görüldü. Sonra kâr satışlarının gelmeye başlaması ile iniş çıkışlı bir hafta yaşayarak, haftayı 87.473 seviyesinden kapattık.
Fırat Kalkanı operasyonu kapsamında El Bab'da bulunan askerlerimizin Rus savaş uçakları tarafından vurulmuş olması sonrasında, Rus tarafı koordinatların TSK tarafından verildiğini hatanın bu koordinatlardan ya da yer değiştirmiş olan askerlerimizden kaynaklanabileceği açıklaması yapmıştı. Ancak cuma günü TSK koordinatların doğru olduğu, askerlerimizin de 10 gündür aynı konumlarını koruduklarını açıklayınca, ortam bir anda gerildi. Olası bir Rus-Türk gerilimi bence cuma günü kâr satışlarının bir anda artmasının en önemli nedeni olabilir.
Hafta sonu bu konuda ekstra bir açıklama göremedik. Bu nedenle havada yumuşama var mı yok mu bilemiyorum. Ancak teknik olarak 88.027 seviyesinin altında yükseliş trendini aşağı yönlü kırmış oluruz. Bu seviyenin yeniden üstüne çıkamaz isek, 86.877 desteği çok önemli olur. Bu desteği de aşağıya kıracak olursak, kar satışlarının arttığını görebiliriz. Bu durumda, kâr realizasyonları kısmi bir düzeltmeye dönüşebilir.
Aslında teknik bir düzeltmenin daha sağlıklı olacağını yazdığımı biliyorsunuz. Ama banka hisselerini bir türlü bırakmadıkları için, kâr satışları düzeltmeye dönüşemiyordu. Bakalım bu hafta bu durum değişecek mi? Olur da, belirttiğim teknik destekler aşağıya kırılacak olursa, düzeltme desteklerini Destek-Direnç Tablomuzdan takip edebilirsiniz.
Referandum Gerilimleri Çabuk Başladı!
Cumhurbaşkanının anayasa değişikliğini onaylaması ile birlikte, 16 Nisan'da yapılacak olan referandum çalışmaları başladı. Görülen o ki, şimdiden çok sert ve gergin bir kampanya dönemine girilecek.
Herkes Görüşünde Serbesttir!
Kimse ''evet'' ya da ''hayır'' diyecek diye, bir itham ile suçlanamaz. Yıllardır PKK'nın lideri ile her türlü siyasi görüşme trafiği, barış süreci kapsamında hükümet eliyle yapılırken, o zaman bakanlarımızın internette halen mevcut olan Öcalan'ın başkanlığı istediği demeçleri bile varken, şimdi kalkıp hayır diyecek olanlar PKK ile işbirliği yapıyor demek doğru değildir.
Hayır demenin FETÖ ya da PKK ile ilgisi yoktur. 15 yıldır tek başına iktidar olarak ülkeyi yönetenlerin, daha gerçekçi kampanyalar yapması doğru olur. Maalesef yine adil olmayan bir kampanya dönemi başlıyor. TV. ve basılı medyada yer alan yorumcu ve yazarlar ''Evet'' diyeceğini söylediğinde bir şey olmazken, ''Hayır'' diyeceğini söyleyenler işlerinden atılıyorlar.
Tv.ekranlarında partilere yer verme sürelerindeki eşitlik ilkesinden vaz geçildi. Özel kanallar kendi tercihlerine göre siyasilere istedikleri süreyi verecekler. Biz buna demokrasi diyorsak, muhtemelen demokrasinin ne olduğunu bilmediğimizden kaynaklanıyor.
Özellikle ''Hayır'' diyeceğini söyleyenlere karşı her türlü, hakaret, tehdit, işten çıkarma, baskı, taciz had safhaya çıkacak gibi duruyor. Halbuki, gayet medeni bir kampanya yürütülse, herkes neden evet, neden hayır denmesi gerektiği görüşlerini medenice izah etse, seçmenler de kime ikna oldu iseler gidip ona göre reylerini verseler çok daha güzel olmaz mı? Herkes kendi görüşünü savunabilir. Buna göre de bir tercihte bulunabilir. Verilecek oylar sonucu hangi taraf kazanacak olursa, onun gereği yapılır. Demokrasi budur. Ama tabii yarış adil olmalıdır...
Açıkçası benim referandum değil de, erken seçim olmasını beklediğimi biliyorsunuz. 14 Ekim 2016 tarihli ''İlk Sandık Erken Seçim Sandığı Olabilir!'' başlıklı yazımda bu görüşümün temelini izah etmiştim. Bu nedenle şu an benim görüşümün tersi bir gelişme içindeyiz. Bu nedenle her zaman doğru stratejiler yapacağım diye bir kesinlik yok.
Hepinize iyi bir hafta dilliyorum.
Â
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_