Gerçekten de bir süredir teknik grafikler satış seviyelerinde oldugu için realize beklenmesine rağmen,beklenilen gevşeme gelmiyor.Bu durumun nedeni ise; ‘’Satmadan Bir kez Daha Düşünmekte Fayda Var’’yazımın içeriginde gayet güzel anlatılmış durumda!
Tekniklere bakarak yanılgılara düşmemizin sebebi basit;Borsa dışında olan ama borsaya girmek için fırsat kollayan daha çok para var!
2007 sonunda başlayan mortgage krizi ile birlikte tüm dünyada çok ciddi satışlar yaşandı.Şimdi yaklaşik 2-3 aydır yasanılan toparlanma sinyalleri ABD’den özellikle konut satış rakamlarının artması yönündeki güçlü verilerle krizden çıkıldığı yönünde kanaatlerin güçlenmesini
destekledikçe,bu sefer borsadan çıkmış olan ve halen girmemiş olan paralarla,kriz öncesinde borsa ile tanışmadığı,yatırım tercihlerinde faiz enstrümanlarını kullandığı halde,günümüze gelince tüm dünya para piyasalarındaki faiz getirilerinin düşük olmasından ötürü,dikkatini borsaya
yönelten yeni kaynaklar bizim düşmesini beklediğimiz yerlerden alışa geçiyorlar.İşte bu nedenle düşemiyoruz!
Böyle olması da,çok normal.Çünkü dışarıdaki para mevcut yatırımcıların kaynaklarından çok daha büyük olduğu kanaatindeyim.Bu durumda mevcut yatırımcıların gevşer diye satışa
yöneldiği direnç seviyeleri,yeni girecekler için yeterli satış bulacakları yerler olduğundan almayı planladıkları hisseleri bu direnç noktalarında alıyorlar.Tabii böyle olunca da,hisselerde düzeltmeler henüz fiyat gevşemeleriyle değil de el değiştirmelerle yaşanıyor.
Peki ne yapmamız lazım?
Her şeyden önce artık ekonomik piyasaların dönmeye başladığına inanmamız lazım.Bu durumda mevcut fiyatları üç ay öncesindeki en düşük seviyelerine bakarak değil,düzelen bir ekonomi içinde bir yıl sonra olabilecekleri fiyatları göz önünde tutarak değerlendirmemiz lazım.
Örnek olarak;Türkiye\'deki bir yatırımcı,önümüzdeki bir sene içerisinde borsada alabileceği bir hissenin en az %50 yukarı olabileceğini düşünüyorsa,bu getirinin bile %10-11 aralığında olan yıllık mevduat getirisinin çok üstünde olması borsaya yeni girecek paraların iştahını arttırıyor.Bu mantıkla değerlendirirsek,şuana kadar olan ve de olabilecek yükselişi daha iyi kavrarız.
Üç ay önceki yazılarımda bankaları özellikle vurgulamıştım.MB’nın kısmi de olsa faiz indirimlerine devam edeceğim demesi ve bankalara gelen ve gelmeye devam edecek olan karlar,bankalara olan ilgiyi devam ettirirken,akabinde de önümüzdeki dönemde bilançoları düzelecektir diye düşünülen derinliği yüksek ana sanayii hisseleri de yükselmeye başlayacaktır.
Yazılarımda çok kez ısrarla üzerinde durduğum;tüm dünya ve de en şanslılarından biri olan Türkiye’de birkaç yıl sürecek kesintisiz bir büyüme dönemi en geç 2010 başinda başlayacaktır kanaatindeyim.Bu nedenle arada beklediğimiz ve hatta bu yakınlarda bile olabilecek düşüşlerin
sadece düzeltme düşüşleri olacağını ve de devamında her seferinden daha güçlü bir yükseliş hareketi yaşanmasını bekliyorum.
Bir sonraki yazımı Döviz kuru politikasının değiştirilmesi hakkındaki düşüncelerim için yazacağım.