Dünya genelinde yaşanan krizin FED öncülüğünde kontrollü bir biçimde çıkarıldığına inanmayanlar bu yazının devamını okumayabilirler!
Kontrollü bir yangın çıkaran FED , yerine yeni yapılar oluşturacağı binaların çökmesini istemiş ve son derece başarılı olmuştur.Yangında herkes önce kendinin kurtarılmasını istesede yangını söndüren ekip kendi planı doğrultusunda hareket eder.Krizin başlarında bütün uzmanlar sürekli FED’in aldığı kararların ne kadar yanlış ve zamanlamasının kötü olduğu konusunda anlaşmışken kimse bunlar hata mı yoksa planın bir parçası mı diye tartışmıyordu.
Bu krizin neticesi olarak özellikle Çin ve Japonya gibi tasarruf düzeyleri yüksek olan ülkelerden topladıkları fonları sanal olarak büyüten ve bunun gücüyle ülkelerin yönetimlerinde etkili olmaya başlayan Küresel Sermaye fonları büyük ölçüde tasfiye olmuş ve güç kaybetmiştir.Ülkeler tekrar ulusal çizgide yönetilme durumuna gelmiştir.
ABD’ye baktığımızda,devlet şirketlere koyduğu sermayelerle yönetimlerini kontrol eder hale gelmiştir.Şu anda yaşanan iyimser hava en kötüyü gördüğümüzü düşündürse de Obama yönetiminin açıkladığı kurtarma planı motgage ipoteklerinin şu anda işleme konmasını önlemiştir fakat önümüzdeki aylarda bu planın uygulamadaki zorlukları yüzünden bu ipotek rakamlarında tekrar hızlı bir yükseliş ve piyasalarda buna paralel bir olumsuzluk görebiliriz.
Batı’yı ABD ve AB sanki birlikteymiş gibi düşünür buna göre hareket edersek yanılırız.ABD’nin esas amacı eskisi gibi ABD-Rusya ekseninde bir denge kurmak ve bunun ortasına da Türkiye’yi yerleştirmektir.Bu sayede tüm O.Doğu’ya hakim olarak AB’nin can damarlarını elinde tutacaktır.Ekonomik olarak zora girmiş ve askeri alanda etkinliği olmayan AB bu sayede ABD için en büyük rakip olma konumundan çıkacaktır.
Obama’nın Türkiye ziyareti ilerisi için ABD’nin Türkiye konusunda aklındakileri anlamamızı sağlamalıdır.Türkiye içindeki ABD karşıtlığı bu yeni sempatik başkanla aşılabilecek mi? Önümüzdeki dönemde bu sempatiyi arttırma adına pkk terör örgütünün etkinliğinin azalmasını bekleyebiliriz.Ayağa kalkmaya başlayacak ekonomilerin içinde Türkiye’nin göreceli olarak daha hızlı bir atak yapabilme potansiyeli konusunda herkes hemfikirdir.İç siyasetimizi iyi yönetip ülke içindeki önemli kurumlar arasında çatışmalar yaşamazsak önümüzdeki dönemde ABD ve onun kontrolündeki körfez sermayesinin ülkemizde ciddi yatırımlar yapmasını beklemeliyiz.Bu seferki yatırımlar 2003-2007 arasındaki gibi sıcak para yatırımları değil şirket alımları yada yeni firmaların ülkemizde kalıcı yatırımlar yapması şeklinde olacaktır ki;enerji alanında yoğunlaşan yabancı yatırımlardan da bunu anlayabiliriz.Çünkü kurulan yeni düzen sanal olarak kendini katlayabilen fon hareketlerine değil ülkelerin üretimlerini arttırmalarına dayalı olacaktır.
Bu sefer daha önceki yıllarda olduğu gibi oyunda bir figüran değil başrol oyuncularından biri olmak için elimizde büyük bir fırsat vardır.Bu fırsatı değerlendirmek için ülke olarak kendi politikalarımızı belirleyip bu fırsatı kaçırmamamız şarttır.
Her geçen gün dünya Türkiye\'nin etkinliğinin arttığına şahit olacaktır.Tüm yaşadığımız sıkıntılar,yeni Türkiye\'nin oluşum sancılarıdır!