Dün 100 baz puan indirimle, haftalık politika faizlerini %16'dan %15'e indiren MB, Aralık ayında'da indirim sinyali verdi. Yapılan indirimin enflasyon ya da mantıklı bir izahının olduğunu düşünmüyorum. Maalesef , Kavcıoğlu'nun Dolar 7.19'a inerken çekirdek enflasyonu öne çıkartan sözleri ile başlayan kur yükselişinde Dolar şu an için 11.00 üzerine çıkmış durumda. Yaklaşık 448 Milyar Dolar civarında dış borcu bulunan, alt yapı ihalelerine yapılan döviz ödemeleri ve dış borç dahil, yaklaşık 550-560 Milyar Dolar civarı dövize endeksli borcu olan bir ülkede, yapılan üretimin yaklaşık % 70'i ara mal ithalatı ile yapılırken, bu inatlaşma nedeni ile sürekli artan kurların kime nasıl faydası var bunu anlamak da mümkün değil. 

Dünyada enerji, gıda, emtia fiyatları artmaya devam ederken, bir de kurlarımız artınca çifte maliyet artışı ile karşı karşıyayız. Geçen ay TÜFE %19.89 gelmişti. ÜFE'de % 46 civarı. Peki kur artışı sonrası enflasyonun düşmesi nasıl bekleniyor? Faiz, enflasyon ilişkisi tamamen koparılmış durumda. Korkarım ki, bunun sonunda aynı birkaç sene önce yaşanan gibi, zamanında 200 puan artış yeterli olacakken, bunu yapmayıp, kur yükselişi durmayınca arka arkaya iki kerede 1125 baz puanlık faiz artışı yapmak zorunda kaldığımız gibi, yine çok daha yüksek faiz artışlarına mecbur kalabiliriz. Böyle bir durum yaşanırsa, bir de kurların bu seviyesi düşünüldüğü zaman, bunun  ekonomiye getireceği hasarı siz düşünün!

Faize karşı olanların yarattığı bu tablo sonrasında devamlı artan kurları kontrol edemeyip üstüne yeniden faiz artışları yapmaya başlayacak olursak, buna mecbur kalırsak, o zaman çok büyük bir gelir transferi ve kaynaklarımızın yabancıya-elinde döviz taşıyanlara aktarılmasını göreceğiz. Ama bundan halk, şirketler ve devlet olarak fakirleşerek çıktığımızı göreceğiz. 2023 yılında 2 Trilyon Dolar'ın üzerinde GSYH hedefimiz vardı. 2011 yılı civarında 1 Trilyon 80 Milyar Dolar civarı GSYH büyüklüğüne ulaşmıştık. Sonra başlayan hatalar zinciri sonrasında Dolar kuru 8 TL'ye çıktığı zaman yeniden 700 Milyar Dolar düzeyine düşmüşken, şu an Dolar kuru 11.00 TL olduğuna göre, GSYH olarak 500 Milyar Dolar altına indik. Bu mudur başarı? Ne oldu şimdi OVP, YEP ekonomi programlarının hedefleri? Bundan sonra hangi hedefe, hangi söze, hangi programa ianancımız olur? 

DTH toplamı yeniden 236 Milyar Dolar düzeyine ulaşmış. Hani kur yükselince şirket ve hane halkının bankalardaki DTH'ları çözülecekti? Güven ve istikrar olmazsa bunların hiç birisi düz mantıkla işlemez.

Açıkçası dövizdeki artışların hisselere de olumlu yansıyacağı görüşündeydim. Bu görüşüm geçerli. Ama arada yeniden çok yüksek faiz artışlarına mecbur kalırsak, o zaman bir anda piyasayı daraltıcı talep kaybı yaşanır. Bunun neticesinde piyasanın kullanması istenen düşük faizli kredilerin geri dönüş riskleri başlar. Şirketler zorlanmaya, krediler takibe düşmeye başlar. Bu da bankaların kredi risklerini arttırır. Bakın şimdiden, eğer bu durumu sürdürecek olursak, önümüzdeki dönemde yeniden faiz artışlarına mecbur kalmamız halinde karşılaşacağımız risklere dikkat çekiyorum. Bunun olmaması için, faiz konusundaki inatlaşmaya bir son vermeliyiz. Yaşanan kur artışı nedeniyle, önümüzeki günlerde yine tepeden tırnağa her şeye zamlar gelecektir. Allah sabit gelirlilere yardım etsin. Bu ortamda ev-aile geçindirmek zaten zorken, daha da zor olacaktır.

Bu ortamda BIST de kendisini enflasyon ve kur artışına karşı korumaya çalışıyor. Alım tepküleri, yükselişler sürüyor. Ama artık bundan endişe duymaya başladım. Çünkü yavaş yavaş geldiğini düşündüğüm yabancı alımları ile yaşanan bu yükseliş, eğer kurda yükselme durmazsa, yeniden yabancının satışa geçmesine neden olabilir. On gün önce 163 Dolar endeks düzeyinde aldıkları hisseler, endeks kurların artışı ile yine 157 Dolar düzeyine inince karları uçmuş oldu.

Ama şimdilik artan kurlar yüzünden her geçen gün daha da kelepir hale gelen hisselerimize karşı iştahın sürmesini bekliyorum. Satışlara rağmen anlık eksiye düşen endeksin yeniden artıya geçmesi bana bunu gösteriyor. İşin zor yanı, böyle bir ortamda yükselen fiyatlar nedeniyle yeni öngörü yapmaya cesaret edip edememek olacak. Bu son tablonun tam netleşmesi için hafta sonunu görmek isteyebilirim. Ben yeni bir kabine revizyonundan ve olası kabinede ekonomi ve cumhurbaşkanı yardımcılığında piyasanının tepkisi önemli olacak olası atamalardan çekiniyorum. Cumhurbaşkanının bazı arkadaşlarla yolumuza birlikte devam edemeyiz tarzı sözleri benim için yeni bir riske daha işaret ediyor.

Ama bugün için yine güne sert alımlarla başlanacak gibi bir tablo var. Bakalım bu kargaşa içinde yolumuzu yine doğru bulabilecek miyiz. Bugün izlemede kalırsam, kararsızlığım yüzünden olacağını bilmenizi isterim. 

Hepinize sağlık, bol kazanç ve iyi bir hafta sonu dilerim.

    Saygılarımla
    Aydın Eroğlu
     Stratejist
   Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @aydineroglu_