Siyasetin dili hiç hoş değil. Her fırsatta muhalefeti terör örgütleri ile anmak, muhalefet liderlerine yapılan saldırılar için;'' bu daha ilk daha neler olacak bakın'' gibi bir dil kullanmak, piyasanın onayladığı TCMB politikalarını uygulayan kurumun başkanını gece yarısı görevden alarak, son üç başkanı da kurumun özerk yapısını bozarak görevden almak, kamuda harcama tasarrufu yapmak yerine aynı şekilde ihalelere devam etmek, dış ilişkilerde sert dille hitaplar sonrası, zeytin dalı uzatarak ilişkileri düzeltilebileceğini ummak, aşılamalar ve pandemi tedbirlerinde çok ciddi hatalarla dış dünya tarafından turizm yasaklarına tabi olmak, dış dünyada GSYH'nın % 22-%27'sine ulaşan pandemi yardımlarına rağmen, bizde şu an %1 civarında olan destekleri sanki inanılmaz destekler gibi göstermek, Nefes kredileri gibi son desteklerle pandemi yardımlarının ancak GSYH'nın %3'üne ulaşacağını kabul etmek, kendi kurumundan devlete yüksek fiyatla mal sattı denen hem de bakanın görevden alınması sonrası, bu işin boyutunu inceleme komisyonu kuralım denen meclis araştırma başvurusunu iktidar ortakları ile red etmek ve daha .....
Sayabileceğimiz birçok doğru gitmeyen davranış ve politikaları düzeltmemiz gerekiyor. Tek adam rejimi Türkiye'yi her alanda uçuracak deniyordu ama maalesef sonuç hiç de öyle gözükmüyor. İşte tüm bu gelişmeler yüzünden yabancı Türkiye piyasalarından çıkmaya devam ediyor. Bunu bile görmeden gidişi seyrediyoruz. Son olarak ABD'nin Kaliforniya Eyalet Meclisi, Eyaletin iki çok büyük fonunun Türkiye'den çıkmasını onaylayan toplantıda 0'a karşı neredeyse tüm temsilci oyları ile çıkma kararı aldı. Emekli ve çalışanların fonlarını yöneten yaklaşık 650 Milyar Dolar'lık bu fonun Türkiye'deki yatırımları belki çok büyük değil. Ama yine de yabancı fonların devamlı çıkması, dış kaynak ihtiyacı çeken ülkemiz için olumsuz etki yaratacak gelişmelerdir. İlgili fonun bu kararında etkilendiği konular sadece iki ülke arasında ilişkiler değil. Aynı zamanda ülkelerin sosyal, demokratik gidişatları, hukuk, insan hakları, yargının tarafsızlığı gibi birçok detay da fonun yatırım yaptığı ülkeleri seçmek için krıter oluyor.
Bir an önce kendimize gelmeliyiz. Siyasetin dilini yumuşatmalı, toplum ve dış dünya ile iyi ilişkileri başarmalıyız. Yoksa görüyorsunuz, ABD tarafında büyümeler yüksek seyrediyor. Para bolluğu ve faizsiz dünyanın fırsatlarını bile kullanamadığımız bu ortamda, bir süre sonra FED para politikalarında değişiklikler başladığı zaman, yükselecek ABD faizleri bizi çok sıkıntıya sokar. Ama bu ortamda bile hala TCMB'nın olası faiz politikasının ne olacağı konusunda ciddi belirsizlikler var.
Böyle olunca da döviz kurları yine zirvelere dayandılar. Dolar için 8.58 teknik son direnç. Bu direnç kırılırsa sert yükseliş tepkileri yaşanabilir. Alınan doğru TCMB kararları ile 6.89'a inen kurları bir anda tersine çeviren müdalelerle bu durumu yarattık. Ama düzeltmek için ne yapıyoruz ben tam olarak göremiyorum.
Lütfen bu ortamda hisseler çok ciddi düşük fiyatlarda olsalar da, sakın kredili olmayın diye uyarmak istiyorum. Yurt dışı borsalar gayet iyi olsa da bunu bir türlü kullanamıyoruz. Sözde Ermeni iddiaları için ABD ve ABD başkanını uyardık. Yanlış dil kullanırsanız ilişkilerde kalıcı bozulma yaratır. Bunun karşılığı olur dedik. İstemediğimiz ifadeleri kullanan Başkan'a rağmen, şimdi ise '' sözde Ermeni iddialarında kullanılan hatalı ifadelere rağmen ilişkilerimiz iyiye gitmelidir'' diye zeytin dalı uzatıyoruz. Ama ABD Başkanı Biden hala cumhurbaşkanımız ile görüşmedi. Haziran ortasındaki NATO zirvesine umutlar bağlandı. Bakalım o tarih gelince ne olacak göreceğiz.
Ama ülkelerin kaderi başka ülkelere bağlanmaz. Kendi içimizde her türlü ekonomik, mali, demokratik, sosyal, finansal tedbirleri alır yolunuza yürürseniz, dış ilişkiler sizi bir yere kadar etkiler. Ama ülkenin bu denli döviz borcu varken, inat uğrunu döviz rezervlerini bu şekilde kullanıp tüketirseniz, sonra bu sıkıntıların sebebi olarak başka gelişmelere dem vurmak doğru olmayacağı gibi, çözüm de olmaz.
Neyse, teknik uyarılarımı biliyorsunuz. 1.430 üstünde kalmayı başarmalıyız. Bunu başarırsak yükselişin devamını, 1460 üstüne çıkarsak yükselişin hızlanmasını konuşabiliriz. Ama 1.400 ve 1.390 altına inecek olursak, bu takdirde de ucuz olan BIST ve hisselere rağmen, düşüşün paylaştığım alt desteklere doğru hızlandığını, döviz kurlarının da yeni zirvelerini konuşuyor oluruz.
Hisseleriniz pahalı diye düşmüyor, maalesef her geçen gün ülkemize ve piyasalarımıza olan güven kaybı nedeniyle bu kayıplar yaşanıyor. Krediden uzak yapacağınız yatırımları bir süre beklemede kalmayı göze almayı bilerek yapmak lazım.
Hepinize sağlık ve bol kazanç diliyorum.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_