Bugün ABD Merkez Bankası FED toplanıyor. Kararlarını ise yarın açıklayacaklar. 18 Mart Çarşamba günü de TCMB Para Kurulu Toplantısı var. FED tüm dünya piyasaları için dikkatle izlenecek. Şu an için faizleri değiştirmeye yönelik bir açıklama beklemiyorum. Muhtemelen yarınki faiz kararlarında yine düşük faiz ve piyasa desteklerinden bahsedeceklerdir. Hatta belki de gerekirse kısa vadeli tahvilleri azaltıp, uzun vadeli tahvil alarak, faizlerin düşük kalmasını destekleyecekleri yönünde açıklamalar yapabilirler. Lakin ısrarla söylüyorum; ABD için 2021 büyüme beklentileri devamlı yükseliyor. En son % 4.6 olan büyüme beklentisi için Goldman Sachs hedef büyütmüş! 2021 yılı çeyrek büyüme beklentilerini sırası ile; % 6.2 - % 11.3 - % 8.5 - % 8 olarak açıkladı. 2021 geneli için de % 7.4 büyüme beklediğini ilan etti. 2022 hedefi de % 5 üzerine revize edildi. 

Eğer bu beklentiler gerçekleşecek olursa ki, ben aşılamanın hızlanması ile birlikte normalleşmenin artmasını, pandemi nedeniyle baskılanan tüketim taleplerinin halkın normal hayata dönmesi ile ciddi artmasını bekliyorum. Bu durumda FED'in kriteri olan % 2 enflasyona çok daha hızlı ulaşılmasını bekliyorum. Kısacası tahvil faizlerinde artış kendimizi hazırlamamız gereken önemli risklerden olacaktır. ABD faizlerinde artış ne kadar hızlı ve yüksek olursa, bu durum ons altını ve borsayı baskılayacaktır. Tabi gelişmekte olan ülke kurları ve faizleri üzerinde de olumsuz etkilerini unutmamak gerekir. İşte bu nedenle, kamu harcamalarında ciddi tasarruf planlarını devreye sokmazsak, sıkıntılı bir 2021 yaşayabiliriz. 

İşte ABD için bu beklentiler ve riskler varken 18 Mart TCMB toplantısı olacak. TCMB bir karar verecek, kurlar mı yükselsin, yoksa faizler mi sorusunun cevabını verecek. Ben en az 100 baz puanlık bir artış daha yapılmasını bekliyorum. Hatta bu sene son bir faiz artışı beklentim varken, bu beklentim artabilir. Çünkü olası bir kur baskısı yeniden başlayacak olursa, bu durum brent petrol fiyat artışı ile birlikte yaşanması haline enflasyon üzerinde olumsuz etki yaratacaktır. Enflasyona göre reel faiz veren ülke konumundan çıkacak olursak, bu durum Türk varlıkları ve hisselerinden çıkışların sürmesine neden olur. 

Bu arada altın yatırımcıları için bir not düşeyim! ABD faizlerinin artışı ons fiyatını baskılar ama, içeride kurlarda artış yeniden başlayacak olursa, ons fiyatı artmazken ya da düşerken, gram altın fiyatlarında yükselişler görülebilir. Yani gram altında TCMB faiz artışı ve kurlar takip edilmelidir. 

Aslında dünya ekonomilerinin ABD başta büyümesi ekonomilerin normalleşmesi için gayet iyi bir gelişmedir. Bu durum Türkiye'nin ihracatını da arttıracaktır. Yani bazı sektörlerin de çok ciddi büyüme yaşadığını görebiliriz. Tümden bir BIST korkusu doğru olmaz. Ama ara düzeltme riskleri her zaman sözkonusu olabilir.

Beyaz eşya, teknoloji, yazılım, bilişim, sigortalar, sıse cam, ana holdingler, altın ve maden şirketlerimiz, savunma sektörüne üretim yapanlar bu yılın gözde şirketleri olamaya devam edeceklerdir diye düşünüyorum. Ama genel bir düzeltme halinde, bu durum geçici de olsa her hissenin fiyatını geçici de olsa baskılayabilir. 

Bu arada bankaları yazmadım ama, mevcut bilançolarına göre hepsi iskontolu diye düşünüyorum. Sadece faizlerin ve kurların artması, vermiş oldukları önceki kredilerin geri dönüş riskleri açısından belirsizlik yaratıyor. Aynı zamanda kurlar ve faizler arttıkça sendikasyon maliyetleri ile, ellerindeki devlet kağıtlarının maliyetleri artıyor. Bu nedenle faiz ve kur akıbeti netleşene kadar bankalardaki baskılar sürebilir. 

Ayrıca, ABD ile ilişkilerimiz de bankalar için çok önemli. Özellikle Halkbank davasının akıbeti büyük bir baskı ve belirsizlik yaratıyor. Aynı zamanda NATO, AB hem Doğu Akdeniz, hem de Suriye için baskılarına devam ediyorlar. Sözde müttefiklerimiz bizi Suriye'de işgalci olarak tanımlayıp, bir an önce Suriye'den çıkmamız gerektiğini açıkladılar. NATO Doğu Akdeniz'deki egemenlik arayışlarımızda sorunlar olduğunu söylüyor. Kısacası dış ilişkilerimizde ABD ile olanlar başta önemli riskler hala netleşmiş değil. Biden ile Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın olası bir görüşmesi sonrasında akıbeti anlayabiliriz. Ama bu yönde bir program hala açıklanmadığı için sıkıntı olduğunu düşünüyorum.

Kısacası bir tarafta ABD ve iç piyasa faizlerimiz, diğer tarafta etrafımızda devamlı daraltılan bir abluka içindeyiz. Temkinli olmak durumdayız. Lütfen gereğinden fazla rahatlık göstermeyin. Kredili işlemlerden uzak durun. Muhakkak % 50 civarı bir nakit varlık koruyun. Özellikle ABD ilişkilerimiz normalleşirse, 2021 için çok iyi bir borsa yaşarız. Ama maalesef kur, faiz, ve dış ilişkilerde çok önemli belirsizliklerimiz benim rahat konuşmama engel oluyor.

BIST için en önemli seviyeler aşağıya kırılacak olursa 1.500 desteği ile, yukarı kırılırsa 1.582 dirençleridir. Önceki beklenti yazılarımda bu seviyelerden hangisi kırılırsa o yöndeki gidişin teknik seviyelerini unutmamanızı istiyorum. Şu an için sanki gizli bir el BIST'in 1.500 desteğini kırmasını istemiyor! Ama bu durum hep böyle sürer mi bilemiyorum. Çünkü halen yabancı satmaya devam ediyor.

NOT: Öğleye doğru İstanbul'a yola çıkacağım. Hafta sonuna kadar İstanbul'dan çalışmayı düşünüyorum. Pandemiden ben de çok sıkıldım. Başından beri home office çalışıyorum. Birkaç gün değişiklik olsun istedim. Cumartesi akşam İzmir'e dönmüş olurum diye düşünüyorum. Ama bugün bir süre sonra sessizliğe bürüneceğim. Bilmenizi isterim.

Hepinize sağlık ve bol kazanç dilerim.  

    Saygılarımla
    Aydın Eroğlu
     Stratejist
   Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_