Güvenmiyorum!

24.09.2020 09:17
  •  A 

Dikkat ederseniz, yine birkaç gündür yeni öngörü vermek konusunda temkinli duruş sergiliyorum. Destek-Direnç Tablosu paylaşımlarımla olası hareketlenmesini beklediğim hisselere dikkat çekmekle yetiniyorum. Peki neden yeni öngörü yapmaktan çekiniyorum?

Cevap basit. İki konu-iki sorun diye başlıkla yazdığım Doğu Akdeniz ve TCMB faiz toplantısı risklerimiz var. Doğu Akdeniz'de keşke Yunanistan ile sorunları uzlaşma ile sonlandırabilsek. Ama ben bunun olacağına güvenmiyorum. Zaten aslında Yunanistan'ın Akdeniz'e kıyısı bile olduğunu düşünmüyorum. Çünkü ana kara ile ilgili bir kıyısı yok. Ama Yunanistan, Kıbrıs Rum Devleti ve özellikle Kızılhisar(Meis) adasını ileri sürerek, neredeyse bizi akdenizde kulaç atamayacağımız bir karasuyu içine hapsetmek sevdasında. Bunu yıllardır savunup, uluslararası anlaşmalarla bize ait olan bir çok ada ve kayacığa nüfus yerleştirdi, asker konuşlandırdı. 

Şu an bölgedeki enerji kaynaklarının çıkarılmasında neredeyse tüm alanları kendi bölgesi diye iddia ederek ortamı geriyor. Gördüğünüz gibi AB ülkelerinin çoğu, İsrail, Mısır, Katar dışında birçok Arap ülkesi, ABD, Rusya Yunanistan yanında saf tutmuş durumdalar. İşte böyle bir desteği de ilk defa bu kadar yoğun yakalamışken Yunanistan'ın gerçekten uzlaşma peşinde olduğunu düşünmüyorum. Sadece masadan ilk kalkan kendisi görünmek istemiyor. Ya da ilk mermiyi atan kendisi olmamak için Türkiye'yi kışkırtmaya devam edip, uzlaşma arıyor görüntüsü veriyor.

Ben görüşme masasının devrileceğini düşünüyorum. Sonrasında da AB yaptırımları gündeme gelecek. Eğer AB ve ABD hakkaniyet içinde davranıp, bu konuda Türkiye'nin haklarına saygı gösterecek şekilde davransalar o zaman bu sorun çözülür, Yunanistan mecburen uzlaşmak zorunda kalırdı. Ama enerji sorununu çözecek ve bir anda ekonomik özgürlüğüne kavuşacak bir Türkiye'yi kimse istemediği için, herkes bu uzlaşıya taş koymak ve Türkiye'yi bir şekilde engellemek istiyor. Kısacası böyle bir tabloda yaşanan görüşmelerin çözüm ile sonuşlanmasına güvenmediğim için, ortamın ciddi gerilmesini bekliyorum.

TCMB Faiz Kararı!
              Diğer bir konu ve sorun ise Merkez Bankası faiz kararı. Gördüğünüz gibi, uzun zamandır kurlar yine kontrolü kaçırmış şekilde yükseliyor. Teknik olarak 6.85'li seviyelerde bunun yaşanmasını beklediğimi, 7.27 seviyesi geçilecek olursa Dolar'ın 7.59-8.00-8.50 seviyesine doğru hareketlenmesini beklediğimi yazmıştım. Maalesef şu an bu yaşanıyor. İthalatı fazla bir ülke olarak kurlar yükselince başta enerji maliyetlerimiz, sonra ara mal fiyatlarımız yukarı çıkıyor. Böyle bir ortamda doğal olarak da enflasyon artış eğilimine girer. Peki o zaman faizleri nasıl düşük tutacaksınız. Enflasyon düşmeden, hatta yükselirken zorlama ile düşürülen faizler diğer tarafta bu zorlamayı kabul etmeyenler nedeniyle dövize yönelişi arttırıyor. Kim bilir kaç kez bu döngüyü yaşamış olmamıza rağmen, yine aynı inatlaşma devam ediyor.

Eğer zorlama ile düşük faiz verilecekse, bu sanayi, katma değerli üretim ve ara mal üretimi için verilmeli ve herşekilde ithal edilen üretimin yerli üretime dönmesi teşvik edilmeliydi. Ama biz bunu yapacağımıza, kamu bankalarını da devreye sokup, inşaat sektörüne 1-2 yıl ödemesiz, % 5 peşinatla % 0.64-% 0.70 aralığında faizle kredi kampanyaları düzenledik. Peki ne oldu? Bu faizleri gören konut sektörü hemen fiyatlarına % 30'lara varan zamlar yaptılar. Yani konut fiyat enflasyonu da yaşandı. 

Şuan reel enflasyondan %3.5 tan fazla negatif faiz veren bir tablomuz var. Bu tabloya bakarak TCMB bugün en az 200 baz puan faiz artışı yapması ve gerekirse devam ederim demesi lazım. Ama bunu yapmasını beklemiyorum. Haftalık % 8.25 olan politika faizlerini sabit tutup, % 11.25 olan geç likidite penceresi faizlerini yukarı çekerek kısmi bir müdahale çabası göstermesini bekliyorum. Çaba diyorum, çünkü böyle davranırsa, bunun kısmi bir çabadan öteye geçmemesini ve dövize olan talebi düşürmeyeceğini düşünüyorum. Peki o zaman ödemeler dengemizde yılda yaklaşık 160 Milyar Dolar çevrilmesi gereken borçların vadeleri gelince, kurları nasıl düşürebiliriz?  Maalesef düşüremiyoruz. Eğer yüksek tutarlı bir dış finansman girişi sağlanırsa bu olabilirdi. Ama görüyorsunuz böyle bir anlaşma da henüz gerçekleştiremdik. Kaldı ki, dışarıdan büyük bir swap ile para girişi bile sağlasak, böyle bir enflasyon ve kur politikası sürdükçe, yine dövizi kalıcı düşüremeyiz. Hatta o swap'ın süresi yaklaştıkça daha da hızlı artan bir kur riski ile karşılaşırız.

İşte bu ortamda Döviz Tevdiat Hesapları 220 Milyar Dolar'a doğru gidiyor. CDS'lerimiz 520'ler seviyesinde. Yabancı her alanda satıp çıkmaya devam ediyor. Doğu Akdeniz sorunu da çözülmez daha da gerilecek olursa, o zaman TCMB faiz silahını çekmeden kurları nasıl düşürebilir çok zor geliyor bana.

Neden izlemede kaldığımı detaylı şekilde öğrenmiş oldunuz. Yoksa bu çekincelerim olmasa, dolar bazında tarihinin en düşük seviyelerine inmiş bankacılık sektörü hisselerine kayıtsız kalmam mümkün olmazdı. Maalesef bu sürecin TCMB kararı ile daha da ateşlenmesinden de çekiniyorum. Umarım TCMB bugün yapması gerekeni yapar. Yoksa yine iki yıl önceki krizin bir benzerini yaşarız. Yani iki ay önce yapmadığı 100, şimdi yapmayacağı 200 baz puan civarı faiz artışından çok daha yükseğini sonrasında yapmak zorunda kalabilir. 

Bu durumda iki ay öncesine kadar verilen konut sektörü kredilerinin dönüşlerinde ciddi krizler yaşanır korkum var. Çünkü her şekilde mevduat ve kredi faizleri artacaktır. Bu durum konut talebini düşürecektir. Ödemesi gelen konut kredileri, o dönem ulaşılan yüksek faizler nedeniyle ödeme sıkıntısı yaratacak olursa, inşaat ve bankacılık sektörü için yeni bir sorun demek olur.

Önümüzde böyle sorunlar varken, dış borsalarda da ciddi düşüşler yaşanıyor. Bu baskı altında BIST'in krediden uzak takip edilmesini doğru buluyorum. Olası teknik destek ve dirençleri Destek-Direnç Tablomuzda detaylı şekilde görebilirsiniz.

Umarım her konuda yanılırım. Yunanistan aklıselim davranış gösterir ve uzlaşı ile masadan kalkarız. Her iki ülke için de ufuk açılır. TCMB alması gereken kararı alır ve kur ateşini söndürür. Böylece güven her iki sorun için de sağlanmış, ben yanılmış olurum. Yeter ki ben yanılayım, ülke kazansın.

Hepinize sağlık ve bol kazanç dilerim.


    Saygılarımla
    Aydın Eroğlu
     Stratejist
   Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_


  • 23.09.2020
    09:23

    24-25 Eylül tarihinde Türkiye'ye yaptırım gündemi ile toplanacak AB liderler zirvesi AB komisyon başkanı Michel'in ekibinden birinin covid-19 testinin pozitif çıkmasından ötürü zirve tedbir amaçlı 1-2 Ekim tarihine ertelendi. Dün ayrıca Fransa devlet başkanı Macron'dan gelen talep üzerin... Devamı »

  • 22.09.2020
    09:37

    Kurdaki artış yine hızlanmış durumda. Uzun süredir uyarıyorum, eğer önemli bir dış finansman kaynak girişi söz konusu olmazsa, kurlardaki yükseliş sürecektir diyordum. Nitekim öyle de oluyor. Henüz yeni bir swap ya da farklı bir dış finansman girişi yok. Bu durum bir taraftan Merkez Bankası rezervle... Devamı »

  • 21.09.2020
    08:58

    Bu hafta 24-25 Eylül tarihinde AB liderleri Doğu Akdeniz sorunu için toplanıp, Türkiye'ye olası yaptırımları görüşecekler. Öncesinde Avrupa Parlamentosundan bağlayıcı olmayan yaptırım tavsiyesi çıktı. Liderlerden ilişkileri gerecek boyutta kararlar çıkması halinde kur ve BIST için olumsuz baskı ... Devamı »

  • 18.09.2020
    09:42

    BIST ve mevcut ülke risklerimiz hakkında sürekli yazdığım için zaten görüşlerimi biliyorsunuz. Bunlara ek olarak Avrupa Parlamentosu, 24-25 Eylül AB Liderler Zirvesi öncesi bağlayıcılığı olmayan Türkiye Yaptırım kararlarını onayladı. Türkiye'den sert tepki gören bu kararın bağlayıcılığı yok. Ama... Devamı »

  • 17.09.2020
    09:17

    Hemen gündem ile yazıma başlayayım! FED, dünkü toplantısında faizlere dokunmadı. Enflasyon % 2'nin üstüne çıktığı görülene kadar da faizlere dokunulmayacağı ifade edildi. Peki bu kararın dışında bir beklentisi olan var mıydı? Zaten neredeyse tüm analistler bu yönde bir karar beklediği için, benc... Devamı »