Gerçekçi Bir YEP Olmuş!

21.09.2018 09:30
  •  A 

Nihayet ayağı yere basan, içinde bulunduğumuz sıkıntıları görmüş olan bir program duyduk! Biliyorsunuz öncesinde de adı OVP olan benzer bir çok program açıklanmıştı. Enflasyon hedefleri % 5, işsizlik düşük ve büyüme hedefleri hep yüksek olan. Ama bakın o programlar gerçekleşmedi ki, hala benzer kurtarıcı program ilanları sürüyor. 

Hükümetler her yerde yapacakları ve hedefleri ile ilgili benzer programlar ilan ederler. Bununla seçmenin ve halkın kendilerini otomatik kontrol etmelerini isterler. Aynı zamanda da kendi kendilerini kontrol etmiş olurlar. Ama bizdeki sorun, bizde hedefler tutmasa bile, aynı kişiler aynı şekilde önceki söyledikleri gerçekleşmiş gibi, yeni programlarını savunabiliyorlar. Misal eski yıllarda Sayın Babacan da bir çok benzer programda işsizlik, enflasyon, cari açık, büyüme, yatırımlar ve faizler gibi sorunları yenceklerini anlatıp durmuştu. Ama bakın hala aynı sorunları çözmek için en sonunda adını bile değiştirerek YEP(Yeni Ekonomi Programı) yaptığımız benzer programlar sürüyor. Demek ki, sorunlar hala çözülememiş.

Şimdi de Sayın Albayrak benzer şekilde programları ve vaatleri savunmaya başladı. Umarım bunların içi doldurulur ve gerçekten de gerçekleşir. Ama misal, Sayın Albayrak 3 Ağustos tarihinde yaptığı açıklamalarında da, 2019 enflasyonunda tek haneleri göreceğimizi kesin bir dille anlatıyordu. Lakin aradan henüz 48 gün geçmesine rağmen % 15.9 gibi çok farklı açıklamalar duyuyoruz. İşte Türkiye'deki sorun da bu! Yani aynı kişiler tutturamadıkları aynı hedefleri tekrar takrar savunabiliyorlar, ya da çok kısa sürede bir birinin tersi açıklamalar yapıp, sanki öncekilerin sorumlusu başkalarıymış gibi davranabiliyorlar. O zaman da sorun inandırıcılık oluyor. Ülkeye ve yönetenlere olan güven erozyonu başlıyor. Seçmen olarak çok farklı yöntemlerle oy korunsa da, ekonomik olarak kötüye gidişi engelleyemiyorsunuz.

Şimdi bana kimse ülkede kriz falan yok demesin. Sizler hiç çarşı pazara gitmiyor musunuz? Sebze-meyve, bakliyat, deterjan, kimyasal ürünler, tütün, alkol, her türlü içecek, bilimum tüketim malzemeleri almıyor musunuz? Dünyada gıda fiyatları düşmesine rağmen tarım ürünlerimizdeki fiyat artışları % 100'ü geçti. Et, süt, elektrik, doğal gaz, okul paraları, servis ücretleri, taksi-dolmuş ücretleri, kadınların makyaj malzemeleri, parfüm, tost, dışarıda yenen yemek yani ne sayarsanız sayın hepsinde fiyatlar uçmuş durumda. Peki gelir ve maaşlarınızda aynı oranda artışlar yaşadınız mı? Hayır diyorsanız ülkede ciddi bir ekonomik-finansal sorun var demektir. Zaten öyle olmasa, YEP'de tasarruf artışı ön planda tutulup, büyüme, işsizlik, enflasyon gibi hedefler bu şekilde revize edilir miydi? 

Neyse, biz yine YEP'e dönelim. Dediğim gibi, sorunu farkeden ayağı yere basan bir ekonomi programı görüyorum. Ben programı destekliyorum. Ama henüz içi tam doldurulmuş değil. Tasarruf nerelerde yapılacak net değil. Bankalar nasıl desteklenecek belli değil. Enflasyon artarken, büyüme düşerken işsizlik dedikleri oranda kalabilir mi pek emin değilim. Ama eğer Suriye'li mültecilerin geri dönüşleri hedefleniyorsa, onların kayıtsız çalıştıkları işlerde ortaya çıkan açık bizim işsizlerimizle kapatılacak diye bu oran hedeflenmiş olabilir. Öyleyse doğru da çıkabilir.

Kamu nereden ne kadar tasarruf yapacak, gelirler nereden ne şekilde arttırılacak bunlar çok önemli. Çünkü 16 Milyar TL gelir artışı vergilerle artacak olursa, sanırım bunun şekli gelirlere ek vergi değil de, sabit bazı değerlerden alınan vergilerin artışı şeklinde olacaktır. Emlak vergileri, kira üzerinden vergiler vs gibi. 

Dış Finansman En Büyük Sorun!
              450 Milyar Dolar civarı dış borç ve 50 Milyar Dolar civarı yıllık cari açık veren bir ülke olarak, yaklaşık 240 Milyar Dolar civarı bir yıl içinde çevrilmesi gereken dış borç yapımızla en büyük önceliğimiz dış finansman olacaktır. Çünkü vadesi gelen dış borç ödemelerinin karşılanması için yeni dış finansman kaynakları bulamazsak, kurlardaki yükseliş baskısı sürmeye devam eder. Muhtemelen çok yakın zamanda ülke olarak başka milli değerlerimizi de özelleştirme vitrinine koyacağız diye düşünüyorum. 

Bu arada Kanal İstanbul'a da değinmek istiyorum! Ben bu projeji destekliyorum. Sadece boğazların güvenliği açısından bile bu kanal yapılmalıdır. Boğazlardan geçişe izin vermek zorunda olduğumuz bir anlaşma var. Yabancı gemiler klavuz da almadan serbestçe boğazdan geçebiliyorlar. Her türlü tehlikeli madde taşıyan tankerlerin bu seyri esnasında ne tehlikeler atlatıldığını biliyorsunuz. Boğazlar anlaşması gereği geçiş izni vermek durumundayız ama bu geçişi kontrol edebiliyoruz. Yani zamanını biz belirleyebiliyoruz. Kanal İstanbul bitince, boğaz trafiğini kullananların geçiş zamanı ve süreleri konusunda zorlaştırıcı tedbirleri uygulamaya alınca, zaten zorunlu şekilde tanker misali deniz tarafiğini bu kanala yönlendirebiliriz. 

Ayrıca, çok ciddi bir rant da yaratılacaktır. Şu sıra bu rant gelirlerine ülke olarak ihtiyaç duyuyoruz. Tabii bunun rantı devlete değil de kişilere giderse bilemem.

Kısacası programın detayları ve özellikle bankalarla ilgili kısmı tam doldurulursa, programa olan güven de artacaktır. Bu güven oluştuğu anda dış fon akışları ve finansman başlayacaktır. Ne diyelim hayırlı olsun. Ama özellikle dışarıya karşı güven vermesini hedeflediğimiz programda hiç görmediğimiz yargı, eğitim reformları da en az ekonomi kadar önemlidir. Bence yargı bağımsızlığı ve reformu, eğitimdeki içler acısı durumu düzeltecek reform kararlarını da bir an önce devreye sokmalıyız. Yoksa program eksik kalır.

BİST programda bankalarla ilgili kısım sisli olunca kar satışları yaşadı. Endeksi yükselten bankalar düşünce, endeks de düştü. Ama bunun kısa bir süre içinde düzelmesini bekliyorum. Lakin sık sık dediğim gibi, ben bir süre daha banka dışı hisselere odaklanmayı doğru bulmaya devam ediyorum.

Hepinize iyi bir hafta sonu dilerim.


    Saygılarımla
    Aydın Eroğlu
     Stratejist
   Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_


  • 20.09.2018
    09:01

    Bugün 11:00 civarı Yeni Orta Vadeli Program açıklanacak diye bekliyoruz. Bu nedenle TCMB faiz kararından sonra özellikle beklenen programın detayları tüm piyasa için önemli olacaktır. Eğer kamunun harcamalarda tasarrufa yöneldiğini, üretime yönelik ha... Devamı »

  • 19.09.2018
    09:15

    Öyle ya, TCMB'nın önceden yaptığı 500, en son yaptığı 625 baz puanlık artışı ile 1.125 baz puan faiz artışı yaptı. Peki neden hala bu kurlar düşmüyor? Evet, son dönem bakıyorum ekranlardaki en önemli soru bu. Hemen belirtmeliyim ki, kurlar sadece faiz artışı il... Devamı »

  • 18.09.2018
    09:46

    Yaşanan kur ve faiz artışlarının ana nedeni her alanda yaşanan güven erozyonudur. Dış siyasette etrafımızdaki riskler, içeride ekonomide çok seslilik denen ama aslında tek sesli lakin her alana müdahil olan yapı, arka arkaya çok seçime gitmiş olmamıza rağmen yin... Devamı »

  • 17.09.2018
    09:11

    TCMB beklentileri de geçerek en üst perdeden 615 baz puanlık artış yaptı. Döviz kurlarında bir geri gelme yaşandı. Ama yine de ağustos ayındaki kur seviyelerinden daha da geriye gidemedik. Peki bu ihtimal var mı? Yani Temmuz kur düzeylerine de geri gider miyiz? Bu da mümk&... Devamı »

  • 14.09.2018
    09:34

    TCMB bağımsızdı, değildi artık bunları geçelim. Dün TCMB çoook öncelerden yapması gerekeni dün net bir şekilde yaptı ve faizleri ortalama beklentilerin de üzerinde arttırarak, haftalık politika faizlerini 625 baz puanlık artışla, % 17.75'ten % 24'e yüks... Devamı »