TCMB Gereğini Yaptı. Sıra İktidarda!

14.09.2018 09:34
  •  A 

TCMB bağımsızdı, değildi artık bunları geçelim. Dün TCMB çoook öncelerden yapması gerekeni dün net bir şekilde yaptı ve faizleri ortalama beklentilerin de üzerinde arttırarak, haftalık politika faizlerini 625 baz puanlık artışla, % 17.75'ten % 24'e yükseltti. Böylelikle TCMB para piyasası araçlarının en güçlü silahı olan faiz kartını çok sert şekilde masaya sürmüş oldu. 

Şimdi gözler 20 Eylülde açıklanacağı söylenen Yeni Orta Vadeli Program'da olacaktır. Çünkü TCMB'nın enflasyonu düşürmek için kullandığı faiz silahının yararlı olabilmesi için, kamunun direk üretime yönelik olmayan tüm yatırım ve harcama planlarında tasarrufa gidilmesi gerekir. Yoksa TCMB sert faiz arttırır ama kamu öncesinde yaptığı gibi yine bir sürü teşvik ve alt yapı yatırımı açıklarsa, dünkü faiz artışı yine topal ördek olur, aksar. Maliye politikası araçlarının da desteği şarttır. 

Bakan Albayrak ve cumhurbaşkanımızın son açıklamalarına bakılınca, devlet de ciddi bir tasarruf tedbiri uygulayacak diye duyuyoruz. Sayın cumhurbaşkanı tam da TCMB kararından 2 saat evvet yaptığı konuşmasında, faizler hakkındaki görüşlerini sıralayıp, TCMB'nın enflasyon hedeflerini ne zaman tutturdu ki diye fırçasını atarken, arada başka sözler daha sarf etti! O da, kamunun henüz ihalesi yapılmamış ya da yapılmış ama henüz başlanmamış projelerinin erteleneceği bilgisidir. İşte bu bilgi benim için kamunun da tasarruf ve harcama tedbirlerine uyacağını gösterdiği için önemli bir açıklamadır. Anlaşılan o ki, piyasanın şartları siyasiyeleri ve TCMB'nı doğruları yapmaya zorlamıştır. Geç oldu ama güç olmasın, hayırlı olsun diyorum.

Bu arada Merkez Bankalarının asli görevi fiyat istikrarını sağlamaktır. Ama onlar bu görevlerini yaparken, devlet ise harcama musluklarını açarsa, o zaman zaten fiyat istikrarı tutmaz. Kaldı ki, sadece para piyasası araçları ile fiyat istikrarı sağlamak yeterli olmaz. Eski merkez bankası başkanı Sayın Serdengeçti ve Sayın Durmuş Yılmaz dönemlerini hatırlayınız, yüksek faiz ile enflasyon istenilen seviyelere düşürülmüş ama üretim ve yapısal reformlar yapılmadığı için, sonrasında gördüğünüz gibi cari açık, enflasyon, borç, faiz krizlerini sürmeye devam etmişti. Hatta dönemlerinde dünyanın en başarılı merkez bankası başkanı ünvanlarını bile almışlardı. Ama bakın ki, iş sadece enflasyonu düşürmekle bitmiyormuş. Yoksa artır faizleri dünyanın en yüksek getirisi olan seviyelere, bir anda uluslar arası fonları ülkendeki faiz rantına çek. Faiz için gelen sıcak paranın yarattığı düşük döviz ülkeni ithalat cenneti yapıp, zaten yetersiz olan üretim ve yatırımları da bitirsin. Sen enflasyon hedefini tuttur ödülü de kap ama ülke bu kısır döngüden çıkamasın. Hatırlarsanız dolar 1.15'e indiği günlerde, bu kurlar ülkeyi ithalat cenneti yapar, üretici yok olur, istihdam açığı artar, cari açık günü gelir yeni krizler yaratır bu nedenle kur rejimi değişmelidir, kurlar yukarı çekilmelidir diye başlık atıp, uyarı yazıları yazıyordum. Ama o günlerde siyasi yöneticilerimiz, değerli TL onurumuzdur diyorlardı. 

Neyse, şimdi geç kalındığı için ülkeye, şirketlere ve vatandaşa çok ciddi bir ekonomik faturası çıkmış olsa, hepimiz ciddi fakirleşmiş olsak da, TCMB yapılması gerekeni yapmıştır. Arkasından kamunun da harcama tedbirlerini uygulamaya sokması ile işler yoluna girmeye başlayabilir diye düşünüyorum. Bu nedenle 20 Eylül'de Yeni Orta Vadeli Program açıklamaları ile de bu görüşümü destekleyen net açıklamaların gelmesini bekliyorum.

Peki Şimdi Ne Olacak?
              Yazılarımda devamlı 1994 ve 2001 yıllarında yaşanan krizler sonrasında kurlar, faizler ve borsada yaşanmış gelişmelere dikkat çektim. Kur hasarı en hızlı borsada onarılacaktır başlıklı yazımla da bu konuyu izah ettim. Önümüzdeki süreçte kurlarda ara yukarı tepkiler görülse de, ciddi geri çekilmeler yaşanmasını bekliyorum. Bir kaç ay sonra Dolar'ı 5.00 - 5.50, Euro'yu da 5.90 - 6.15 aralığında görürsek açıkçası ben şaşırmam! 

Aynı şekilde bana göre dünkü faiz artışından sonra bankalar bir çok kredi faizini de benzer şekilde ve son kez arttıracaklar ama sonrasında, enflasyon ve tüm faizlerde aşağı yönlü bir trend başlayacaktır diye düşünüyorum. Dün de yazdım, paralarını kısa süre içinde çok ciddi seviyelerden satıp da dünyanın en yüksek faiz getirisini de almış olan yabancı fon ve yatırımcılar da, önümüzdeki süreçte kurlar ve faizlerin düşmesini isteyecekler, hatta bu düşüşün bir kaç yıl sürmesinden bile çok ciddi kazanç elde edeceklerdir. Düşünün verdiğiniz dolarları aradan 3-4 yıl sonra bu süreçte cok ciddi faiz rantı da elde etmiş olmanıza rağmen, sattığınız kur seviyelerinin de altında geri alma imkanı bulmayı siz de istemez misiniz? İşte örneklediğim eski kriz yıllarında da aynısının olduğu gibi, şimdi de yabancı ileriki yıllarda tüm bu rantları elde ederek aynı imkanı bulacaktır. 

Sorun değil yabancı yine bu imkanı elde etsin. Ama umarım bu sefer bu son olsun. Artık bu süreçte yapısal reformları yapabilelim. Üretim ve doğrudan yatırımları arttıralım. Katma değerli üretim geçişini sağlayalım, cari açığı ciddi şekilde düşürüp, enflasyonu da kalıcı şekilde gelişmiş ülkeler standartlarına sokalım ki, bu krizlerin benzerini daha sonra yeniden yaşamayalım.

Önümüzdeki süreçte enflasyon, kur ve faiz düşmeye başlayacaksa, dün verilen yüksek faiz ile kurların uzun süre gördüğü zirveleri bir daha görmeyeceği anlaşılırsa, yerli yabancı için hedef alanlardan birisi borsa ve hisseler olacaktır. Bu da hisselerde çok ciddi bir değerlenme sürecinin başlaması demek olur. Borsa endeksinde ise biraz farklı bir tereddütüm var! Bu da bankalar olmadan BİST'in yükselişi sınırlı kalacağıdır. Bankalar öncelikle ABD'de süren malum davanın akıbeti, sonrasında da yaşanan faiz artışlarının ekonomi ve şirketler üzerindeki etkileri nedeniyle uğrayacakları maliyet artışları, kredi patlakları ve talep daralması nedeniyle bir süre daha stres altında olabilirler. Karlarında kısmi düşmeler görülebilir. Eğer böyle olursa, banka hisselerinin yükselişi sınırlı kalacağı için BİST endeksi de yeni rekorlara gitmek için biraz zamana ihtiyaç duyacaktır. Ama sonrasında BİST de çok ciddi rekorlar tazelemesini bekliyorum.

Tek Risk ABD Kaynaklı Olur!
              TCMB'nın faiz kararı ve OVP'da beklediğim açıklamaların gelmesi halinde yukarıda yazdığım beklentilerimin gerçekleşmesinin önündeki tek engel Israrla dikkat çektiğim ABD kaynaklı yeni yaptırımlar olur. İşte bu nedenle bu riske yeniden dikkat çekmek istiyorum. Eğer ABD bankalarımızı çok ciddi etkileyecek yeni ve parsal bir ceza kararı açıklarsa, yukarıdaki beklentilerimin gerçekleşmesi öncesinde bir kez daha sert bir kur ve faiz dalgası yaşanır. Borsa ve hisseler de o dönemde sert kayıplar yaşarlar. Ama eğer bu risk ortadan kalkarsa, o zaman beklentilerimin önünde hiç bir engel kalmaz. 

Borsalarda yatırımlar ve hedefler dönemsel algılara göre belirlenir. İşler normale döndüğü zaman, bir anda Dolar bazında endeks 50.000 dolar(eski ifade ile 5 cent) görmüştü, şimdi ise 15.500 Dolar'da diyerek aman ne ucuzlamış düşüncesi ile hisselere alımların geldiğini görmeye başlarız. Negatif riskleri yazıp, çizen, anlatanlar da bir anda pozitif yorumlara dönerler. AB ile yakınlaşma haberleri gelir. Gelir de gelir yani. 

Ben dün TCMB'nın kararı ile bu süreci başlattığımızı ama bir süre daha olası ABD riskini takip edeceğimiz için yükselişteki hızlanmanın biraz daha zaman alabileceğini düşünüyorum. ABD riski yok sayılırsa, en ciddi iskonto içeren sektör bankacılıktır. Ama anlattığım mevcut riskler nedeniyle bu sektörde hep temkinli olmalıyız. 

Hepinize bol kazançlı, moralli günler ve iyi bir hafta sonu dilerim.


    Saygılarımla
    Aydın Eroğlu
     Stratejist
   Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_


  • 13.09.2018
    09:41

    Bugün 14:00'te TCMB PPK(Para Piyasası Kurulu) faiz kararı açıklanacak. Karar ne olursa olsun Türkiye ekonomisine fatura kesilmiş olacak. Neyin faturası derseniz, iktidar hatalarının, TCMB'nın bağımsızlığına yapılan müdahalenin, üretime dönük olmayan kamu ... Devamı »

  • 12.09.2018
    09:09

    Yarın PPK faiz kararını duyacağız. Haftaya da Yeni Orta Vadeli Program açıklanacak. Her ikisi de çok önemli gelişmeler olacaktır. Bu esnada Varlık Fonunda yeni yönetim kadroları oluşturuldu. İlk ortaya atıldığı günlere göre daha ciddi profesyonellerin adlarını g&oum... Devamı »

  • 11.09.2018
    08:40

    Dün 2018 2'nci çeyrek büyüme oranı olarak gelen % 5.2, gelişmiş ülkeler de dahil baktığımız zaman çok ciddi yüksek gayet güzel bir büyüme oranıdır. Ama bundan sonraki bir kaç çeyrek için de son yüksek oran olacaktır ... Devamı »

  • 10.09.2018
    09:05

    10:00'da GSYİH oranımız açıklanacak. Rating kurumları büyüme beklentilerini düşürürken açıklanacak ikinci çeyrek büyüme oranı önemli olacak. Ama çok daha önemlisi TCMB'nın faiz toplantısı olacaktır. PPK'nın olduk&cc... Devamı »

  • 07.09.2018
    09:33

    Bizim gibi gelişmekte olan ülkeler başta olmak üzere, gelişmiş ülkeler, ons altın, cds'ler hemen hepsi bugün ABD'den 15:30'da gelecek olan verileri bekliyor. Dünyanın diğer ülkelerinde ekonomiler için aynı şeyi söylemek mümkün değil ama... Devamı »