Erken seçim kararı ve sonrasında da, özellikle muhalefetin ittifak ve 15 CHP'linin İYİ Parti'yi meclise taşıma kararı, millet vekili listeleri ve Merkez Bankası hakkındaki spekülasyonlar sonrası ayarı kaçan piyasaların negatif görüntüleri sürüyor. Döviz kurları her gün rekor kırarark, sanırım en ileri tarihli hükümet programlarında bile gözükmeyen seviyelere ulaşmış durumda.
Eğer 450 Milyar Dolar civarında toplam borca, 55 Milyar Dolar'ı geçen cari açığa ve yıllık da 240 Milyar Dolar çevirmeniz gereken bir borca ulaşmışken, 16 yıllık iktidar hayatından sonra ileri demokrasi liginden, cari açığı, enflasyonu ve faizleri düşürmekten bahsediyorsanız, geçen onca yıl içinde bu dediğiniz alanlarda başarılı olmadığınızı itiraf ediyor olursunuz demektir. Verdiğim rakamlar da bu itirafın ekonomik ölçütleri olur.
Hal böyle iken, her alanda kredi ve harcamaları büyütüp, yüksek faizle toplanan paraları çok daha düşük faizlerle lüks konut kredilerine kanalize ederseniz, bunu yaparken de gelişmiş ülkelerin en önemli ayrıştırıcı ve güvenlik sübaplarının başında olan özerk merkez bankasının yapısına müdahale etmeyi dile getirirseniz, bunu da dünyanın finans merkezinde herkesin gözüne sokarak yaparsanız, sonra bu açıklamalar sonrasında ateşi artan döviz kurlarını sakinleştirmek için, aylardır çok daha düşük bir oranda yapılsa dövize çok ciddi set çekebilecek iken özerk olan TCMB'nın bir türlü yapmadığı faiz artışını mecbur kalınca çok daha yüksek oranda yapmak zorunda kalırsınız.
Eğer ekonominin, sanayinin, üretimin, sosyal yaşamın en önemli can suyu olan enerji ve akaryakıtta % 90 üstü dışa bağımlılığınız varsa ve siz de yukarıda saydığım ekonomik verilerde bu denli ciddi açığa sahipseniz, bu açıklar ve borç yükü azalacağına daha da artacak tedbirler açıklıyorsanız döviz va faiz kurlarını çok uzun süreler baskı altında tutamazsınız.
Tüm bu verilerde sorun yaşarken katma değerli üretimi arttıramazsanız, sanayi ve teknoloji üretimini arttırıp, ara mal ithalatı sorununu çözmek yerine, hala her yerde çok ciddi rant ekonomisi yaratan taş, toprak, lüks konut yatırımlarını sürdürürseniz, daha bir kaç yıl öncesinde size karşı kırılgan beşli uyarıları gelmeye başlamasına rağmen siz bunlara kulak tıkarsanız, üç sene evvel % 8'lerdeyken hedef tahtasına koyduğunuz faizler ve 2,75 civarında iken dokunmayın, el sürmeyin dediğiniz Dolar kuru işte bu şekilde sizin söylediğinizin misli katlarına ulaşır ve piyasaları alt üst eder.
Bu denli açık veren ekonomik verileriniz varken ve bu açıkları düzenli ve düşük maliyetle fonlamak mecburiyetinde olmanıza rağmen, siz neredeyse çevrenizdeki tüm devletler ve kurumlarla kavgalı iseniz, ihtiyaç duyduğunuz fonlamayı para yardımı yaptığınız Afrika ülkesi Senegal'den bile daha pahalı maliyetlerle yapmak durumunda kalırsınız.
Fiyatını düşüreceğim dediğiniz tüm gıda ürünlerinde aracıları kaldıramazsanız, bunun yerine ürettiğininin maliyetini bile çıkartamayan üretici dururken, ilk üretim maliyetinin misli fiyatlarla pazara sundukları fiyatlarla üreticinin sırtından zengin olan rantiyeci gruplarını ve kademelerini baş tacı ederseniz, gıda ürünlerinin hemen hepsinde üretimi arttırıcı üretici destekleri yerine ithalata yönelerek kendi kendine yeten nadir gıda üreticisi bir ülkeyi bile gıda alanının her türünde ithalat yapan bir yapıya büründürürseniz, bu artan kurlarla gıda enflasyonunu mümkün değil düşüremezsiniz.
Büyüteceğiz dediğiniz sermaye piyasalarında 2009 mortgage krizi esnasında doğru bir kararla şirket sermayelerini güçlendirmek için askıya aldırdığınız düzenli temettü ödeme kuralını, aradan yıllar geçmesine, dünyada bu süreç esnasında neredeyse faizsiz inanılmaz bir para bolluğu yaşanmasına rağmen bile yeniden işler hale getiremezseniz, borsadaki yatırımcı sayısını arada geçen onca yıla rağmen arttıramazsınız ve borsayı da en önemli yatırım alanı haline getiremezsiniz.
Halkın oyları ile kendi seçtiği belediye başkanlarını, başbakanı seçimsiz değiştirirseniz, kendi aralarında öğretim üyeleri ve öğrencilerin oylamalarında 1.sıra adayları yerine, çok daha gerilerde yer alan adayları ve hatta aday bile olmayan rektörleri üniversitelerin başına getirirseniz, sonra ileri demokrasi hedefi vermekle ileri demokrasiye giremezsiniz.
İşte tüm bunlar bu şekilde yanlış gelişirken, maalesef tüm bu gelişmelerin yancı etkilerinden de etkilenen borsa son dönemde tahminlerimizin de ötesinde hisse değer kayıpları yaşıyorlar.
Şimdi siz benim dikkat çektiğim tüm bu aksaklıklara bakıp da her şeyin bir sonu var sözümü siyasi bir sonuca bağlamış olabilirsiniz. Ama benim son diye dikkat çekeceğim şey ise tam tersi, tüm bunların da etkisi ile devamlı düşen, düştükçe içiniz çekilen, nefesiniz kesilen, adeta görmek, duymak, bakmak istemediğiniz hisse değerleri ile ilgiliydi!
Gördüğünüz gibi daha çarpıcı olması için, hisselerin çok ciddi etkilenebileceği diğer gelişmelere dikkat çektim. Maalesef tüm bu gelişmelerin etkisi ile borsa olarak değil ama, hisseler olarak inanılmaz değer kayıpları yaşıyoruz. Endeks ve hisseler arasındaki bu negatif ayrışmanın nedenini iki gün önceki ''Yöneticimiz Uyuyor Mu?'' başlıklı yazımda görebilirsiniz.
Maalesef yukarıda saydığım tüm nedenlere ilave olarak seçimlere kadar ve seçimler sonrası yaşanacak bir takım riskler nedeniyle de, bu kayıplar biraz daha sürebilir. Misal şu anda da Dolar 4,80'den işlem görmeye başlamış durumda.
Hisseler tüm bu saydığım gelişmelerden panikleyen, ürken, morali bozulan yatırımcıların, bu gelişmeler ve halen sahip olduğu belirsizlikler nedeniyle seçimlerin sonuna kadar Türkiye'den biraz uzak durayım diyen yabancı fonların da kısmi satışları nedeniyle düşmeye devam ediyorlar. Bu düşüşlerin hisselerde % 50'lere ve hatta daha fazlasına denk gelen kayıplar yaratması nedeniyle de, kredi kullanan bazı yatırımcıların öz kaynak sorunları ortaya çıkıyordur. İşte bu kredi öz kaynak sorunları nedeniyle de, ani ve sert düşüşlerin yaşandığını bilmenizi isterim. Maalesef eğer bu düşüşler sürerse, kredili hesaplardaki öz kaynak tamamlama satışları devam edebilir.
Ancak her ne olursa olsun, hiç bir zaman sonsuza kadar düşüş olmaz. Bu değer kayıplarının da bir sonu olacaktır. Buna emin olun. Hisselerin kendi özellerindeki gelişmelerin dışında nedenlerle bu düşüşler yaşanıyor. Ama tabii kur ve faiz seviyelerindeki yükselişler maalesef bir an önce kontrole alınmazsa, sonrasında bazı hisselerde negatif bilanço yansımaları yapacaktır.
Bütün bu sebepler ne olursa olsun, göreceksiniz bu günleri de atlatacağız. Bu stresinizin, inanılmaz kayıplarınızın da sonu olacak. Sonrasında ise telafi dönemine gireceğiz. Hisseler çok hızlı fiyat toparlanmaları yaşayacaklar. Bazılarınızın artık eski fiyatına gelmesi için bakalım kaç yıl geçecek dediği hisselerin, korkulduğu gibi eski fiyatlarına dönmeleri için yılların geçmesine gerek kalmayacağını da göreceksiniz.
Ama her şeyin yukarıda saydığım gelişmelerle ilgili olduğunu bilmenizi isterim. Eğer yapılan yönetimsel hataların sonunu getirirsek, borsa ve hisselerdeki düşüşlerin, faiz ve dövizdeki yükselişlerin de bir sonu olduğunu göreceksiniz. Maalesef önümüzde çok ciddi bir seçim veya seçimler olduğu için bir süre daha morallerinize sahip olun. Bir süre daha sabır gösterin. Bir süre daha borsayı unutup başka işlerinizle ilgilenin. Tamam keşke borsada olmayıp da değerlenen alternatif başka varlıklarda olsaydınız süper olurdu, bu kayıplar da yaşanmazdı ama, zamanı geri alamayacağınıza göre mevcut durumun gereğini yapmak doğru olur.
Kredi kullanmıyorsanız bu kayıplar sadece geçici kayıplar olacaktır. İşte bu nedenle sizlere sık sık kredilerden uzak durun uyarıları yapıyorum. Krediniz yoksa fiyatlar nereye düşerse düşsün, hisseleriniz yaşanan bu kriz süreci bitince yeniden yerli yabancı yatırımcıların hedef alanı olacaktır.
Ancak tüm bu tecrübelerden sizler ve benim için unutulmaması gereken dersler çıkması lazım. Yeniden yükseliş yaşamaya başladığımız dönemlerde de bu derslerin gereğini yapmak ve bir daha bunun benzeri düşüşlerde bu şekilde yakalanmamak için nasıl davranmak gereğini öğrenmiş olmalıyız.
Tekrar ediyorum, her şeyin bir sonu vardır. Merak etmeyin belki biraz daha düşeriz ama bu günlerin de bir sonu olacaktır.
BİST dünkü düşüşlerini halkbank ile ilgili bir söylenti nedeniyle yaşamış olabilir. Halkbank ceza ile ilgili bu söylentiyi yalanladı ve söylentiyi yayanlarla ilgili suç duyurusunda bulundu. Bu vesile ile hepinizi bu konuda uyarmak istiyorum! Kesinlikle finans kurumları ile ilgili açıklanmamış, doğruluğuna emin olmadığınız söylentileri paylaşmayınız, yaymayınız. Bu suçtur.
Hepinizin yeniden kazançlı günleri görmenizi dilerim.
İyi hafta sonları
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_