TCMB ve bankaların üzerinde yaratılan baskıların yararını mı, yoksa zararını mı görüyoruz şimdi söyleyin hadi! Sanki bütün ekonomik gidişin, tüm hükümet politikalarının, cari açık, işsizlik, enflasyon, TL.'nin değer kayıplarının tek müsebbibi TCMB ve bankalarmış gibi, faizler % 6,70 olduğu 2015 Ocak döneminden beri bankalara ve faizlere yüklenmeye başladık. Aynı tarihlerde Dolar kuru 2,30 idi. Euro da 2,60. Peki şimdi ne oldular? Yani sadece eleştirmekle, TCMB'nın elini bağlamakla bir yere varabildik mi? Faizlere ve kurlara bakınca doğru yapılmadığını görmüş olmayı diliyorum. Ama nafile, yaşananlardan hala ders çıkartılmamış olduğunu görüyoruz.
Sonuçta eskiden böyle zamanlarda ekonomiden sorumlu bakan çıkar konuşur ve piyasalar rahatlardı. Neden? Çünkü bakanı dinleyen çevreler onun dediklerini takardı. Ama şimdi ilgili bakan çıkıp görüşlerini söyleyince, görüşleri içinde bazı şeylerin iyi gitmediği ifadesi geçiyor diye bir çuval laf işitebiliyor. Böyle olunca, bakan da artık olanı değil de, hep iyiyi konuşmak zorunda kalıyor. O zaman da, maalesef inandırıcılığı kalmıyor. Doğal olarak itibarını zedelediğimiz bakanı da kimse dinlemez oluyor.
Aynı şekilde geçenlerde sayın başbakanımız bedelli konusunda ''Ben uygun görüyorum!'' dedi. Bir gün sonra ise hükümet sözcüsü, ''Bu görüş başbakanın kendi görüşüdür. Hükümetin bu yönde bir düşüncesi yok'' dedi. Başbakan kimdir? Hükümet sözcüsünün içinde bulunduğu hükümeti oluşturan kabinenin başıdır. Şimdi eğer bakanlar kurulunun ve dolayısı ile hükümetin başı olan başbakanı, kendi sözcüsü bile bu şekilde ters düşürürse, devlet kişi ve kurumlarına olan güven sarsılmaz mı?
Neyse, sonuçta tüm bunların yarattığı karmaşanın da etkileri ile fabrika ayarları tamamen bozulmuş bir piyasa içine girmiş bulunuyoruz. Muhtemelen seçimlerin sonuçları görülene dek, bu dengesizlikler sürecek. Bu ortamda neler olacağını tahmin etmek öyle kolay bir iş değil. Çünkü insan yaşanan gelişmelere bakıp olması gerekene göre tahminler yapabilir. Ama olması gerekenlere göre davranılmıyorsa, o zaman nasıl tahmin yapılabilir ki.
Dün açıklanan enflasyon rakamları beklentilerin üstünde gelince yine bir kur faiz atağı yaşadık. Peki bunlar beklemediğimiz sürprizler mi oldu? 6 Nisan Tarihli ''Faizlerin Dolar İle İmtihanı!'' başlıklı yazımı lütfen yeniden okuyunuz.
Eğer neden böyle negatif ayrıştığımızı da merak ediyorsanız, 14/09/2017 tarihli ''Negatif Ayrışma Neden?'' başlıklı yazımı yeniden okuyunuz. Tüm bu yazdıklarımıza seyirci kalır ve tamamen seçime odaklı politikalar ön planda olursa, o zaman bu yaşadıklarımıza şaşırmamak gerekir. Görüyorsunuz ki, çok önceden alınması gereken tedbirler alınmazsa, bunların olacağını yazmışız. Şimdi gerçekleşmelere bakıp da suçu başka yerlerde aramaya devam ettikçe, piyasaların ayarı daha da kaçmaya devam edecektir.
Dün de işte böyle bir ortamın baskısı ile, gelen moral bozucu enflasyon rakamları sonrasında kısmen toparlanma yaşıyorken, ABD borsalarına satış gelince BİST de bir anda terse döndü. Endeksin eksiye dönmesi üzerine, dün uyardığım kredili satışlar gelmiş olabilir. Bazı hisseleri bir kaç gün evvel almış olanlar, endeks hızlı bir eksiye dönüş yapınca, aynı hızla aldıklarını fiyat gözekmeksizin satmaya başladıklarını gördük. Bu satışların etkisi ile BİST 102.909 kapattı.
103.000 Önemli Bir Seviye!
Düne ait yazımda yeni düşüşler kredili satışları tetikler uyarısı yapıp, bunun olmaması için BİST'in 103.000 üzerinde tutunması ve en kısa zamanda tehlikeli bölgeden çıkması için 106.000 üstüne atması şart demiştim. Dün BİST'in bir anda bozulup da sert satışların gelmesine neden olan ABD borsalarındaki düşüşün, sonrasında durup günü yükselişle kapattıklarını görüyoruz. Bu nedenle, eğer ABD borsalarından kaynaklı ek satış yaşadı isek, ABD borsaları sonradan toparlandığı için, BİST de güne yükseliş tepkisi ile başlayabilir.
Ama bugün ABD'de Tarım Dışı İstihdam verisi gelecek. Gelecek veriye göre ABD borsalarının sergileyeceği görüntü, BİST'in yönü üzerinde belirleyici olacaktır. Umarım destek direnç tablosunda dikkat çektiğim 102.934 desteğinin altına inmeyiz. Eğer inersek yakın seviyedeki son sağlam desteğimiz 101.490 kalıyor. Ondan aşağısı tüm ayarları bozar. Panik iyice artar. Kredili satışların boyutları kalıcı zararları oluşturur.
Umarım tarım dışı istihdam verisi, bu korkuları iyice derinleştirecek şekilde gelmez. Ama sonuçta bu gelişmeler değil, iktidarın kendi kendisine olan güveni sarsan davranışlardan vaz geçmesi çok daha önemlidir.
Öyle ya da böyle, artık seçimlere kadar bozulmuş ayarlarla gidecek olduğumuzu görüyorum. Krediden uzak durup, süreci izlemekten başka çare yok.
Hepinize iyi bir hafta sonu dilerim.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_