Öncelikle sizlere bazen bir takım gelişmeleri yaşandığı süreden daha önce uyarı olarak yazabilirim. Mevcut gündemlerle de birleşince, yazılarım uzun olabiliyor. Ama içeriklerinin sizler için önemli olduğunu bilmenizde ve okumanızda yarar olduğunu ve olacağını düşündüğüm için bu paylaşımlarımı yapıyorum. Lütfen tüm yazdıklarımı okumaya çalışınız. Sonra benim daha önceden yaptığım uyarıları bir başkalarından bir kaç gün sonra duyarak, bana bu konuda ne düşünüyorsunuz diye sorduğunuz zaman, benim uyarılarımı okumamış, kaçırmış olduğunuzu anlıyorum.
Aslında yazıların okunması için kısa olması lazım. Ama görüyorsunuz sadece bir gündem yok ki. Bir sürü konuyu ve stres kaynağını aynı anda yaşayabiliyoruz. Mecburen hepsine ayrı ayrı dokunsak bile, yazılar uzun oluyor. Uzayınca da sizlerin sıkılıp, sonra okurum dediğinizi düşünüyorum. Ama bence böyle yapmayın ve dikkatlice okuyunuz lütfen.
Dış İlişkilerde Yumuşama!
Almanya başbakanı Merkel ve başbakanımız Yıldırım arasındaki görüşme nispeten pozitif geçti. Hemen arkasından da Merkel'in bizim için çok önemli dediği çifte vatandaşları olan Türk gazetecinin serbest kalması da bu pozitif havayı daha olumlu etkiledi. Tabii diğer taraftan insan, yargı bağımsız ama ne tesadüf ki iki lider arasında görüşmede başbakanımız ''o konuda olumlu gelişmeler bekliyorum'' misali sözler sarf ettikten sonra, tahliye kararı çıkıyor diye düşünüyor!
Aynı şekilde Büyük Ada'da terör organizatörleri, 15 Temmuz ile ilişkileri var diye en tepe siyasilerimizden ve medyanın bir kesiminin tüm unsurlarından söylenmedik söz kalmayan, ajanlık yaptıkları için yakalandıkları bile yazılan, daha bir çok iddialar kesin yargı kararıymış gibi ifade edilen tüm tutuklular sessiz sedasız tahliye oldular. Bu tahliyeleri görünce iyi ki, bağımsız yargımız var diyorum! Yoksa ilk söylenenlere bakılsa, insanlar neye inanacağına şaşırır!
Her neyse, AB içinde ilişkilerimizde ılık rüzgarlar esmeye başladı diyelim. Şu an ekstra gerilime gerek olmadığı için olacak ki, Hollanda'nın soy kırım yasa tasarısını kabul etmesi bile neredeyse ikinci sayfa haberi durumunda. Eskiden bu tip kararlar alınınca, ülkeyi ayağa kaldırıyorduk. Kim bilir belki de artık bu konuyu önemsemiyoruzdur! Neyi ne zaman önemseyeceğimizi bilmek bizler için de çok önemli. Ona göre piyasaları yorumlamak daha kolay olur.
ABD ile ilişkilerde de, özellikle Dış İşleri Bakanı Tillerson ile yapılan görüşmeler sonrasında ABD'nin tavırları belirleyici olacaktır. Eğer Menbiç'ten PYD çıkartılırsa, ilişkilerde yumuşama başlayabilir. Yoksa zaten gergin olan ABD-Türkiye ilişkileri bir daha gerilecek olursa, bu sefer kopabilir diye çekiniyorum. Hoş şimdiden iyimser olmak için de erken olacağı görüşündeyim.
Diğer taraftan da, Afrin elden gidecek diye anlayan PYD unsurlarının, şehri Esad güçlerine teslim etme konusunda anlaştıkları haberleri var. Eğer öyle ise, bu durumda biz nasıl davranacağız bu da ayrı bir belirsizlik yaratabilir. Esad güçleri ile karşı karşıya mı geliriz, yoksa PYD bu bölgeden çıktı diye girdiğimiz yerlerden mi çıkarız göreceğiz.
Her ne ise, tüm bu içerikleri de kapsayacak şekilde yakın teknik direnç seviyelerine gelmiş bulunuyoruz. Özellikle 118.395 seviyesini geçmek bizim için çok önemli. Yoksa 13 Şubat tarihli ''Küresel Piyasaların Etkisi Sürüyor!'' başlıklı yazımdaki teknik tehlike ile karşı karşıya kalacağımızı bilmenizi isterim. Umarım bu teknik riskten de kurtulur ve yükselişe devam ederiz.
Hepinize bol kazançlı bir hafta dilerim.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_