Avrupa Merkez Bankası ECB, dünkü kararları ile piyasadaki beklentilerin üstünde hamleler yaptı. Varlık alım süresi 2017 yılını kapsayacak. Aylık alımları 60 Milyar Eruro'dan 80 Milyar Euro'ya yükseltti. Politika faizini sıfırladı. Mevduat faizine uygulanan eksi faizi % -0,30'dan, % -0,40'a yükseltti. Bankaya para yatırma alırım paranın faizini dedi. Banka dışı şirket tahvillerini de alım kapsamına aldı. Bu işler çok ilginç! Bu boyutta kararlar umarım Avrupa için yeni krizlerin habercisi olmaz. Umarım peşinden batan banka ve şirketleri duymayız. Neyse göreceğiz bakalım. 

Bu kararlar özellikle Türkiye için ucuz likidite temin etmesi açısından yararlı olacaktır. Üzerimizdeki kur baskısı kısmen de olsa azalacaktır. Eğer bir de 16 Mart'ta FED faiz konusunda ''pas'' geçerse, bizim gibi gelişen ülkeler için yeniden pozitif dalga ve sermaye girişleri görebiliriz. Ama tekrar ediyorum; bu denli bir müdahale umarım problemler görüldüğünden çok daha derin olduğu için yapılmak zorunda kalınmıyordur! Yoksa dünya için yeni bir finansal kriz dalgası daha görmek kaçınılmaz olur.

Şimdi sizler mevduat sahibi olsanız, ekonominiz resesyondan çıkamadığı için parayı işe de yatıramayacağınız bir ortamda elinizde paranız çok olsa, evde tutmak güvenlik açısından risk olacağı için, bankaya gitseniz, banka da paranıza uyguladığı ceza kesintisintisini arttırdığı için ne yaparsınız? İşte hal böyle olunca, hisse senetleri ve gayrimenkul fiyatları suni şekilde artıyor. Ekonomileri büyüyemeyen ülkelerin borsalarının yükselmesinin, hatta tarihi zirveleri bile görmesinin izahı budur. Bu durum ilk anda olumlu gibi görülse de, günü gelip ekonomiler düzelmeye başladığı zaman, bu günlerde çaresizlikten borsalara girmiş olan kaynaklar borsadan çıkıp yeniden para piyasalarına dönmek isteyecektir. O zaman da borsalarda sert düşüşlere hazırlıklı olmalı ve bu uyarımı bir yere not etmeliyiz! 

İki gün önceki beklenti yazımda, ECB'nin olası kararlarının dün açıkladığı şekilde çıkması halinde, paritede ve kurlarda gevşeme yaratacağı beklentimi yazmıştım. İlk anda tam da böyle oldu. Parite 1,0823 seviyesini, Euro 3,11'i, Dolar da 2,8758'i gördü. Ama sonra ne oldu da, ya da Draghi'nin hangi sözü etkili oldu da, parite bir anda düştüğü 1,0823 düzeyinden 1,1218 seviyesine sert bir yükseliş yaptı. Aynı şekilde Euro'da 3,2245'e çıktı? İnanın ilk kısımdaki olacakları önceden tahmin etmiş ve zaten yazmıştım da. Ama sonra Euro ve paritede yaşanan tepkiyi anlamış değilim! Anlayacağınız sadece BIST ve TL'de değil, gelişmiş ülke borsalarında ve paritede de büyük bir spekülasyon hatta manipülasyon yaşanıyor.

Peki Borsalar Ne Yapacak?
           Dün dax sert bir düzeltme yaşadı. 9.995 seviyesinden sert düşerek 9.498 düşüğünden kapattı. 9.454 teknik olarak Dax için bollinger destek seviyesi. Dünkü sert düşüş de bana göre biraz abatılı olduğu için, bugün güne % 1'lik bir yükseliş ile başlamasını bekliyorum. 

BIST de dün seans içi kar realizasyonu yaşadı. 79.674'e kadar çıkıp, bir ara eksiye bile geçti ama sonra yine kısmi bir toparlanma ile kapandı. Şimdi yazımın başında da belirttim, ECB kararları bizim gibi gelişmekte olan ülkeler için aslında iyi içerikler taşıyor. Bu nedenle güne BIST de alım ile başlayabilir. Ama 80.000 ya da biraz üstündeki seviyeleri ben yine de önemli direnç seviyeleri olarak görüyor ve kar realizasyonlarının yapılmasını doğru buluyorum. Belki FED de, piyasaları bozmayacak bir faiz kararı açıklayabilir ama bence kendi özelimizde ciddi bir siyasi dalgalanma riski taşıdığımız görüşündeyim. Anayasa görüşmelerinde başkanlık şartı dışarıda tutulmaz ise, yeni anayasa çalışmaları sonuçsuz kalacaktır diye düşünüyorum.

İşte önümüzdeki dönemde eğer ülke meclis tarafından başkanlık sistemine geçiş için referanduma götürülmez ise, bu takdirde tıkanan anayasa çalışmalarını bahane göstererek yeni bir baskın seçim riskinin ön plana çıkmasından çekiniyorum! Bu riskin çok da geriye bırakılmayacağı korkusundayım. O nedenle dediğim gibi, hisse bazlı yükselişleri ayrı tutarak, endeksin genelinde 80.000 ve üstündeki yükselişlerde kar realizasyonu yapılarak bir süre seyirci olmayı doğru buluyorum. Belki tekniklerine göre arada bazı hisselere ilgi gösterilebilir ama, bahsettiğim risk nedeniyle, sahip olunan imkanların % 75'i ya da en azından % 50'si  nakit olarak BIST dışında tutulması tedbirli ve doğru bir davranış olur kanısındayım. Tabii bu benim görüşüm ve sadece beni bağlar. Sizler kendi görüşlerinize göre hareket etmelisiniz.

Hepinize hayırlı cumalar ve iyi bir hafta sonu diliyorum.
 

    Saygılarımla

    Aydın Eroğlu
     Stratejist
   Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_