Dolar/TL karşılığındaki yükseliş baskısı sürüyor. Bakalım bu durum TCMB'nın faiz indirimi değil de, faiz artışı yapmak zorunda kalmasına neden olacak mı? Eskiden benzer kur yükselişlerinde sert faiz artışı karşılıklarını görürdük. Şimdi ise, TCMB siyasilerden gelen baskı nedeniyle faiz artışı yapmamaya çalışıyor. Umarım kur baskısı faiz artışı yapılmadan çözülür. Yoksa hem kur yükselişi, hem de faiz artışı yaparak yurt içi kaynaklarımızın yabancılara akmasına imkan vermiş olacağız. Dünya genelinde faiz indirimlerinin yapıldığı, paranın bol olduğu bir ortamda biz hem kur yükselişlerine, hem de faiz baskısına maruz kalıyorsak, bundan herkesin bir ders çıkartması gerektiğini düşünüyorum!
Öncelikle siyasette ortaya çıkan gergin ortam ve belirsizliklerin içinde bulunduğumuz durumun en büyük sebeplerinden biri olduğu görülmeli. Önümüzde bir seçim var. Ama seçimlerden sonra seçime giren başbakan, partisi yerini koruyarak çıksa yerinde durabilecek mi belli değil! Başkanlık sistemi gelirse, tüm mevcut ekonomi kadrolarının ve politikalarının da değişme riski nedeniyle yerli yabancı yatırımcılar tedirgin olmuş durumdalar. Yerli yatırımcı eğer parasını içeride tutmaktan başka bir çareye sahip değilse, bu takdirde nakit veya döviz durmayı tercih ediyor. Bu da, yatırımların ve harcamaların azalmasına neden oluyor. Yabancı yatırımcı da, eğer benzer bir korkuya sahipse, o da kısmen hisse azaltmayı tercih ediyor. Hatta bu arada bir kısım parasını yurt dışına çekmeyi tercih ediyor. Her iki yatırımcı davranış şekli de, BIST'in düşmesine ve özellikle Dolar ateşinin hep sıcak durmasına neden oluyor.
Bunu düzeltmek için yapılan bir şey var mı? Görüyorum ki yok. Cumhurbaşkanımız mevcut kur seviyeleri için makul söylemlerini sürdürüp, Dolar'daki yükselişin ihracat fırsatına çevrileceğine güvendiğini söylüyor. Bir başka bakanımız Türkiye'de cari açık yoktur diyor. Şimdi artan kurlar varken, buna bir de petrol fiyatlarında birkaç gündür görülen yükseliş görüntüsü dahil olursa, bu açıklamalar sizce ne kadar inandırıcı olur? Eleştiri yapan kişi ve kurumlar en üst makam ve perdeden sert eleştiriler alıyor. Bunu yapmak yerine, yapılan eleştiriler yanlışsa nedeni izah edilse, ya da eleştirilere karşı alınan tedbirler izah edilse çok daha iyi olmaz mı? Tabii ki olur ama, maalesef görünen o ki, seçime kadar tüm taraflardan sert bir politika izlenmeye devam edilecek gibi görülüyor.
Seçimler sonrasında ülkede başbakan mı olacak, yoksa başkan mı belirsizliği varken, ekonomi kadroları için de aynı belirsizliğin olması bu belirsizliklerin tedirginlik yaratmasına neden oluyor. Aylar öncesinde uygun ortamlarda bile faiz indirmek istemeyen TCMB'nın bu ortamda faiz indirimi yapmasını beklemek artık mantıksız olur. Tam tersi, sinyalini verdiği faiz artışı kararını bile görme ihtimalimiz artıyor. Dün TCMB'dan bankalarının TL munzam karşılıklarının faizinin arttırılabileceği açıklaması buna bir işaret olabilir.
Bu ortamda BIST'de güne düşüşle başlayacağımızı düşünüyorum. Bu belirsizliklerin seçimden evvel düzelmesi de pek kolay görülmüyor. Hatta TCMB faiz artışı bile yapsa, geçen yıl yaptığı gibi yüksek oranlı olmadığı takdirde yine de çok fayda sağlamayabilir. Maalesef gerçekten etki yaratacak yapısal reformları hayata geçiremediğimiz, yerli katma değerli üretimi başaramadığımız için, her seferinde bu sahneleri tekrarlayıp duruyoruz. Dua edelim de, bu gelişmeleri düşük petrol fiyatları ile yaşıyoruz. Yoksa brent petrol 110 $ değerindeyken bu kur seviyelerinde olsaydık, kaçınılmaz çok ciddi faiz artışları yapmak zorunda kalırdık. BIST'in düşüşü de çok daha derin olurdu.
Sonunda tam kapanmamış olan 79.942 gap boşluğunu kapatabiliriz. Önemli olan daha fazlasını yaşamamak. Ancak yine de tüm borsa ve hisseler için korkmayınız. Artan kurlar sayesinde satışlarını ve karlılığını arttıracak olan şirketler de olacaktır. Bu nedenle döviz yükselişi yarayan hisselerde yükselişler görmeye devam edeceğiz.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_