Özellikle DOW ve SP500 endekslerinde rekorlar görüyoruz. Avrupa borsalarında da yükselişler yaşanıyor. Dün ABD'den gelen konut verileri, ABD'de ekonominin yavaşmasına işaret edince, bahsettiğim ABD borsalarında rekor denemeleri yaşandı. Bu arada BIST'e baktığımızda ise, dış borsalardan olumsuz ayrıştığımızı görüyoruz.
Çünkü;
Türkiye için iki basamaklı enflasyon riski ortaya çıkmış durumda. Enflasyon yükselirken de, faizlerin de yükselmesi gerektiği, aksi şekilde faizler düşürülürse sıcak para da denen yabancı para çıkışlarının hızlanmasından korkuluyor. İşte bu korku nedeniyle de, yeni kabinenin ekonomiden sorumlu olacak yeni isimlerinin netleşmesi bekleniyor. Oluşacak yeni ekonomi ekibinin kimlerden olacağı ve ekonomi hakkında nasıl bir uygulama yapacakları merak ediliyor. Enflasyon düşmeden, hatta yükselirken faiz indirimini zorlamaya kalkarlarsa, baskı ile TCMB faiz indirimine devam ederse, bu takdirde not indirimi riskinden korkuluyor. Biz de ne olacağını yeni kabine ve ilgili bakanlar netleşince öğrenmiş olacağız.
Ayrıca, ABD'de işler düzeldikçe faiz artışı süreci yaklaşacak, FED faiz artışını başlatınca Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerden para çıkışları olur diye düşünülüyor. Benim bu konulardaki görüşlerimi bir çok yazımdan biliyorsunuz. Ama yazılarımı ilk kez okuyanlar, 21/08/2014 tarihli ''Üretmek Tüm Krizlerden Korur!'' başlıklı son strateji yazımı okuyarak da bu konudaki fikirlerimi kısmen görmüş olurlar.
Not indirimine neden olacak kararlar dışında, Türkiye ekonomisi ve BIST için büyük korkularım yok. Ancak teknik olarak bir uyarı yapmak istiyorum! Eğer BIST 76.000 seviyesini (76.500 değil 76.000) aşağı kırarsa, bu takdirde bir düşüş formasyonu olan omuz baş omuz formasyonu başlayabilir. Endeksin şuanki görüntüsünde bu risk mevcut. Son omuz oluşumu tamamlanıyor gibi duruyor. Endeks yakın tarihlerde bu riskten kurtulacak yükselişleri yapamazsa, omuz baş omuz formasyonunun yaşanması riskini büyük görüyorum. Bu riskin en büyük belirleyicisi bence, yeni kabinenin ekonomiden sorumlu bakanları kimler olacak ve olası ekonomi kararları neler olacaktır sorularının cevaplarına göre netleşecektir görüşündeyim. Bu nedenle yeni kabinenin oluşmasını bekleyeceğiz.
Enflasyon ile Yüzleşmek Zorundayız!
Üretmeyi başaramadıktan sonra, mevcut ekonomi ve üretim yapımızla enflasyondan kurtulmamızın mümkün olmadığını düşünüyorum. Yaşanan ya da yaşanacak enflasyon ve faiz düşüşleri sadece para politikası destekli konjonktürel düşüşler olarak geçici dönemler için yaşanabilir. Mevcut ekonomik yapımızda düşük büyüme bir çok dengeleri bozar. Yüksek büyüme de (Mevcut ekonomik yapımızda!) cari açık yaratır. Cari açık kurları ve faizi yukarı çeker. Bu gelişmeler de enflasyonu artırır.
Türkiye en kısa zamanda daha fazla zaman kaybetmeden bir kaç yıl yüksek enflasyonu göze alacağını tüm dünyaya ilan edip, üretim yapısını değiştirecek, yapısal reformlarını başlatmalıdır. Yüksek katma değerli yerli üretimin önünün açılacağı, ara mal üretimini teşvik eden, yüksek büyümenin yerli üretimin başarılması ile cari açık yaratmayacak yapıya dönüşmesi sağlanmalıdır. 6-7 yıllık düşük faiz dönemini bu yapısal reformları hayata geçirebilmek için kullanamadık. Bu çok önemli bir kayıptır. Ancak, halen AB ve ECB düşük faiz politikası sürüyor. Hatta ECB(Avrupa Merkez Bankası) sonbahar ile birlikte tahvil alımı ya da doğrudan düşük kredilerle piyasaları likiditeye boğmayı planlıyor. Yani FED'in faiz artışı riski ECB'nin bu politikaları nedeniyle bizim için daha az risk yaratacak. Üretimde köklü bir yapısal reformu Avrupa ekonomileri düze çıkmadan başarmalıyız. Eğer bu treni de kaçırırsak, dünya düze çıkarken, biz kendimize özel bir finansal krize çanak tutmuş oluruz.
İşte bu nedenle de, aslında yeni oluşacak ekonomi ekibi için peşin hükümlü olmamak, kararları görmek lazım! Çünkü yukarıda bahsettiğim fırsatların kaçmasının, Türkiye'nin üretim reformunu başaramamış olmasının sorumlularından bazıları da, Ak Parti iktidarlarının en başından beri ekonomiden sorumlu olan bakanlarıdır. Kim bilir, belki de ekonomide yeni bir kan, yeni bir ekip, yeni bir anlayış süregelen yapısal sıkıntılarımızı çözecek bir vizyon yaratır. Ancak her şekilde bu sorunları aşarken bir süre enflasyon yaşayacağımızı bilmek gerekir. Gerçekçi kur politikası ile bir süreliğine yüksek enflasyon ama üretimde düşük faiz uygulanmalıdır. Geçiş dönemi aşılana dek, kısmen faiz yükselişlerine de şahit olabiliriz. Kararlı politikalarla artık bu enflasyon-faiz-cari açık sarmalından kalıcı olarak kurtulmalıyız.
BIST özellikle yeni ekonomi ekibi henüz netleşmediği için bu sıkışmayı yaşıyor. Umarım, yeni ekip ve anlayışı not indirimine neden olmaz. Yoksa, not indirimi yaşanırsa, yine düze çıkarız ama aradaki sancılı süre biraz daha uzun olur. Tabii BIST için de daha düşük seviyeleri görme riskimiz daha yüksek olur. Ben bu süreç esnasında, yeni ekonomi ekibi ile olası kararları ve yansımaları netleşene dek bankacılık sektötünü biraz riskli görüyorum. Ama sanayi sektörü hisseleri için ise daha umutluyum. BIST yükseliş yaşar ve banka hisseleri olası hedefleri görürse, pozisyon kapatıp bir süre bankaları uzaktan seyretmek bir tedbir olabilir!
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter;borsaanalizci.com