Fitch ile birlikte yatırım yapılabilir ülke notu aldığımız ikinci kurum olan Moody's, Cuma günü Türkiye raporunu yayınlayacak. Moody's'in not indirimi yapmayıp, ciddi uyarılar yapmasını bekliyorum. Ancak dün bir tv.programında konuşan ekonomi bakanı Nihat Zeybekçi, Moody's tarafından beklentisinin olumlu değil de olumsuz olduğunu söylemesi ortamın gerilmesine, spekülasyonların artmasına, BIST'in düşmesine, kur ve faizlerin artmasına neden oldu. Şimdi nefesler tutuldu, gözler Moody's'e çevrildi. Ben yine de not indirimi beklemediğimi belirtmek istiyorum. Türkiye not indirimi yapılmasını gerektirecek kadar kötü ekonomik verilere sahip değil.
Piyasadaki bu gelişmelerden herkesin kendisine bir ders çıkartması lazım! Hükümet yetkililerinin bağımsız olan TCMB'ye fazla baskı yapmadan, öncelikle enflasyon hala yüksek ise, bunun sadece TCMB'nın para politikası kararlarının yanlışlığından değil, hükümetin bir türlü üretim ve yatırım hamlesi başlatamamış olmasından kaynaklandığını bilmesi lazım. Enflasyonun ve faizin yüksek olmasının asıl nedeni olarak herkesin yetersiz üretim sorununu fark etmesi lazım. Yıllardır uygulanan yüksek faiz, düşük kur bunun en temel nedenlerinin başındadır. Bu kabul ama, doğrudan yatırımların, katma değerli üretimin Türkiye'de yeterince yapılamıyor olmasının nedeni sadece MB değildir. Yıllardır adil ve genel vergi toplayamayan, sık sık yapılan aflarla vergi ahlakını yok eden, vergiyi genele yayamayan hükümetin, vergide kolaycılığa kapılıp, enerjide yarattığı yüksek vergilerin, ürün fiyatlarında yaratılan aşırı vergilerin de üretim isteklerini olumsuz etkilediğini görmesi lazımdır. Bu konuda çok şey ve tavsiye yazdık. Eski strateji yazılarımın başlıklarından bile bunları bulabilirsiniz.
Ancak TCMB'nın da bu son tedirginlikte kabahati büyüktür! Çünkü TCMB başkanı Başçı, önce enflasyona dikkat çekmiş, enflasyon düşmeden faizleri indirmenin doğru olmadığını söyleyerek, öncesinde faiz indirimlerine ayak diremiştir. Haziran'da zirve yapacağını söylediği enflasyonun, Temmuz'dan itibaren belirgin bir düşüşe geçeceğini, bunu gördükleri takdirde faiz indirimi yapmanın doğru olacağını ifade etmiştir. Peki sonra ne olmuştur? Başçı'nın dedikleri gerçekleşmediği halde, tam tersi enflasyon düşeceğine yükselmesine rağmen, yaratılan baskılara dayanamayan MB'nın faiz indirimleri gelmeye başlamıştır. İşte bu açıklama ve davranışlardaki tutarsızlıklar nedeniyle TCMB'nın itibar erozyonu yaşanmaktadır. Kuruma ve başkana olan güvende zedelenme olmuştur. Başkan kendi sözlerinin arkasında duramamıştır. Geçen yılın sonundaki faiz artışındaki aşırılığı gibi, faiz indirimindeki bu açıklamaları ve kararları da bana göre hatalı olmuştur.
Tüm bunlara rağmen, halen faiz indirimi beklentisi yönündeki açıklamalar kredi derecelendirme kurumlarından uyarıların gelmesine neden olabilir ki, dün bir Japon kredi derecelendirme kurumundan enflasyonun bulunduğu düzey nedeniyle faiz indirme lüksünün olmadığı uyarısı geldi. Muhtemelen, faizlerde yaşanan bu polemik nedeniyle, Moody's'ten de sert bir uyarı görebiliriz.
Yaşanan Teknik Bir Düzeltmenin Doğal gelişmeleridir!
Hatırlarsanız, Temmuz başından beri BIST'in 84.400 - 85.990 seviyesine doğru gideceğini, ama 85.000 seviyeleri civarında realize yapılıp, bir süre gidişatı izlemenin doğru olacağını, çünkü 85.000 civarı seviyelerde teknik bir düzeltmenin gayet sağlıklı olacağını son bir aylık yazılarımda bir çok kez tekrarladım. Düzeltme başlayınca da, bunun gerekçeleri olarak bir çok nedenin çıkabileceğine dikkat çektim. Bence şu an aynen bu dediklerim oluyor. Düzeltme olacaksa, bunun gerekçeleri bir şekilde bulunur. Ama ISİD olur, ama Moody's olur, ama seçim olur. Piyasalar muhakkak bir gerekçe bulur. İşte bu nedenle ben daha bunlar yaşanmadan olası düzeltmenin gelebileceği dirençlere dikkat çekiyordum. Bu nedenle nakit disiplini uyarılarını arttırıyordum. Bu nedenle hedef fiyatları gördükçe realizeler yapıp, yeni alım için aceleci olmayın diyordum. Çünkü, yükselirken bu risklere aldırmayıp, hele bir düşsün o zaman satarım, yükselirken vermek istemiyorum diyenleriniz, bir anda gelen bu satışları sanki sürpriz gelişmelermiş, hiç beklenilmeyen hareketlermiş gibi görüp, satış fırsatlarını da kaçırabiliyorlar. Sonrasında da gerektiğinden fazla panikleyip, başta satmadığınız yüksek fiyatların çok daha altına satışlarınızı yapabiliyorsunuz.
Bana göre 16/07/2014 tarihli beklenti yazımda dikkat çektiğim 78.500 çok önemli bir düzeltme desteğidir. Bu seviye civarında yaşanan satışların geri alımlarını görmeye başlayabiliriz. Ama eğer bu seviyedeki destek görülür ve aşağıya kırılırsa, o zaman sırası ile 74.500 - 72.400 gibi alt desteklerin de görülme riski olabilir.
İşte bu nedenle benim kişisel öngörüm şudur; 78.500 civarında nakit pozisyonların % 50'si ile alım yapılabilir. Eğer bu destek aşağıya kırılır, yukarıda belirttiğim 74.500 - 72.400 civarları görülürse, diğer % 50'yi de alım için devreye sokmak doğru olacaktır görüşündeyim. Ama tabii bu görüşümün temelinde, Moody's'in not indirimi yapmayıp, sadece biraz sert uyarılarda bulunan bir raporla yetinmesi beklentim yatıyor. Eğer bu beklentimin dışında, bir not indirimi gelirse, o zaman BIST için düşüş alt seviyeleri daha aşağılardaki desteklere doğru iner. Alınmış olunan hisselerin alım fiyatlarını görmek için de biraz uzun bir süre beklenmek zorunda kalınır. Ben şimdilik Türk bankalarının ve Türkiye ekonomisinin not indirimini gerektirecek düzeyde bozuk verilere sahip olmadığını düşünüyorum.
Eğer her şeyi sırası ile en başından beri soğukkanlı bir şekilde izleyerek ve yazdıklarımı okuyarak gelirseniz, şuanda yaşananların ani gelişmeler değil, aslında uzun süredir 85.000'lere gelirsek olabilecek bir düzeltmenin gelişmeleri olduğunu görürsünüz. Rehavete kapılarak 85.000'li seviyelerde satmamak ne denli yanlışsa, paniğe kapılarak 78.500'lü seviyelerde ya da daha altında satmak da aynı şekilde bir yanlış olabilir. Ama tabii her zaman söylüyorum, tüm bu dediklerim sadece benim kişisel görüşlerim. Kararlarınızı her zaman olduğu gibi sizler vereceksiniz.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter;borsaanalizci.com