Tekrar takrar söylediğim bir görüşümü yeniden tekrarlayarak konuya gireceğim! Ben BİST'in en az % 30 iskontolu olduğu ve şu an için de en ucuz sektörün bankalar olduğunu düşünüyorum. Genelde de dokuz aylıklar sonrası yaşanan kısmi düzeltmenin olmasını, ondan sonra yıl sonu yükselişi yaşanmasını bekleyecektim.
Lakin bu sene içinde bulunduğumuz bir çok risk var! Öncelikli iki sorunumuz bölgesel riskler ve ABD'deki Zarrab davasının akıbeti. Bölgesel riskler Suriye ve k.Irak genelinde aslında ABD ile karşı karşıya gelmemiz diyebilirim. Amaç artık çok net. Zaten yıllardır da söylüyorduk. Artık ayyuka çıkmış durumda. Sınırlarımızın şimdilik dışında bir Kürt devleti kurulmak isteniyor. Devamındaki amaç Türkiye ve İran'dan da parça kopararak bu plandaki devleti oldukça büyük bir hale getirmek.
Türkiye ve İran bu oyunun en önemli karşı engelleri. Rusya için aynı şeyi söyleyemiyorum. Çünkü parçalanacak topraklar Rusya'da değil. Rusya Kürtlerle her şekilde ilişki kurar. Hatta PKK ile bile Rusya'nın perde arkası görüşmeleri olduğu dile getiriliyor. Türkiye olarak, sevgili kadim dostlarımız olan ABD ve diğer malum AB ülkeleri PKK'ya karşı gibi bu işe artık çok net asılmış durumdalar. ABD açık açık her türlü silahı PKK türevlerine yolluyor. Hoş bunların önemli bir kısmı da İncirlik üzerinden gitti deniyor.
Neyse, bu konu beni çok tedirgin ediyor. Nasıl şekillenecek bilemiyorum. Ama bu kadar çok silah veriliyorsa, bu silahlar birine karşı kullanılsın diye veriliyor görüşündeyim!
Diğer konu da Zarrab Davası. 27 Kasım Zarrab davası görülmeye başlanacak diye biliyoruz. Zarrab'ın durduk yerde ABD'ye gitmesi o gün de bana tuhaf gelmişti. Bir kaç gündür yerli-yabancı basın organlarında Zarrab dosyası ile bağlantılı çok sayıda siyasi ve iş adamının davaya ekleneceği haberlerini okuyuyoruz. Bazı bankalarımızın da adı İran ile yasak olan dönemde ticarete aracılık yaptıkları için geçiyor. Şu an bunlar söylenti ben açmak istemiyorum. Ama bakanlarımız da önümüzdeki aylarda her alanda üstümüze gelebilirler, her türlü oyunu oynayabilirler. Ulus arası arenada bizi sıkıştırmak için çabalayabilirler diye açıklamada bulununca, ister istemez zaten bu konularda tedirgin iken daha da tedirgin oluyorum. SPK ve BDDK da bunlar söylenti dikkat almayın, asılsız haberleri yapanlar hakkında yasal takibatı yapacağız diyor. Ama kurlara bakınca bu açıklama piyasayı rahatlatmış gözükmüyor.
Bu nedenle en başta bana göre en ucuz sektör bankalar demiş olsam da, bu risk nedeniyle bankalardan uzak durmak doğru olabilir. Bu nedenle ben ucuz olarak görsem de, ilk fırsatta açık öngörülerimdeki bankalardan da çıkmanın risklerden korunmak için bir tedbir olabileceğini düşünüyorum.
Maalesef hem belediye, hem de başkanlık seçimleri nedeniyle önümüzde zaten sıkıntılı bir dönem varken, bir de buna Suriye ile k.Irak riski eklendi. Zarrab dosyası da tuzu biberi olacak gibi duruyor.
Olası riskler ciddileşecek olursa, kurlarda yukarı yeni bir atak yaşanabilir. Yeni bir kur atağı faizlerin de yükselmesine neden olabilir. İşte böyle bir ortamda iken, çok tedirgin olduğumu bilmenizi istiyorum. Cumurbaşkanımızın son söylemlerinde ABD ve en son da Trump'ı hedef almaya başlaması bu tedirginliğimi arttırıyor. Bizim için doğru ama ABD için hayati olan milli paralarla ticaretin her ortamda dile getirilmesi, olası bir kur riskine tedbir için kullanılan bir karşı atak olabilir.
Döviz varlığı yüksek, TL ve döviz borcu az olan sanayi ve teknoloji şirketlerini tercih etmenin önemli olduğu bir dönemdeyiz. Hisse bazlı hareketlere odaklanmak ve kredisiz olmak doğru olur kanaatindeyim.
Ben normalde kurlarda düşüş bekliyordum. Ancak, dikkat ettiğim riskler gerçekleşmeye kalkarsa, o zaman geçici ekstra kur atakları olabilir tedirginliğimi paylaşmak istedim. Karşılıklı türlü pazarlıklarla her şey bir anda değişebilir ama şu an için aleyhimizde bir çok gelişme yaşanıyor.
Hepinize bol kazançlı bir hafta diliyorum.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_