2020 yılına girerken çok iyi bir yıl olmasını bekliyordum. Ama bir tarafta bizim özelimizde ortaya çıkan Suriye-Rusya riskleri ve ABD ile yaptırım sorunu, diğer tarafta ise tüm dünya için büyük bir kabusa dönüşme yolunda ilerlemeye devam eden virüs sorunu bu beklentilerimi alt üst etmiş durumda. İlk olarak bize özel sınır ötesi ve olası jeopolitik risklerimizi izah etmek istiyorum!
Suriye-Rusya-ABD Riskleri!
Dün Rusya ile ateşkes ilan ettik. Putin ''benzer sorunları ikili ilişkilerin gayet iyi olmasından ötürü bundan önce de büyümeden çözdük, bundan sonra da aynı şekilde çözüm yolları bulacağımızı düşünüyorum'' diyerek güçlü ikili ilişkileri koruma niyetine dikkat çekti. Şu an için bir ateşkes ilan edildi. Ama askerlerimiz orada kaldığı müddetçe ki, kalmak zorunda olduğumuz düşüncesindeyim. Her an birileri provakasyon yaparak bizi yeniden bir çatışma ve savaş içine sokmak isteyebilir. Rejim tarafından bir daha yapılacak bir saldırı ve asker kayıplarımız bu sefer yeniden Rusya ile karşı karşıya kalma riskimizi ortaya çıkartacaktır.
Şu gerçek çok iyi bilinmeli ki, şu an ABD ve sözüm ona sözde müttefiklerimizin çoğunun en çok isteyeceği şey bizi Suriye içinde Rusya ve İran ile çatıştırmak olur. Bu sayede hem bu ülkelerle ilişkilerimizi bozmuş olurlar, hem de Türkiye'yi askeri güç olarak zayıflatmış ve kaynaklarını askeri alanlarda harcatmış olurlar. Bunu neden isterler? İlk etapta sınırlarımızın ötesinde Irak'ın kuzeyi ve Kuzey Suriye üzerinde bir Kürt devletini kurmaya kalktıkları zaman Türkiye'nin buna mukavemeti yüksek olamasın diye isterler.
S-400 Rafa Kalkmazsa, ABD Yaptırımları Raftan İnebilir!
Dünkü ateşkesin olumsuz bir riski daha var! Rusya ile ilişikileri korumak ve ilerletmek niyetinde olduğumuzu beyan etmek demek, S-400'leri rafa kaldırmayacağız demektir. Böyle olunca da, ABD'nin bu nedenle Türkiye'ye uygulamayı gündeme getirdiği Caatsa Yaptırımları yeniden önümüze gelebilir demektir. Ki, ABD senatörlerinden hafta başında Türkiye'ye uygulaması geciktirilen Caatsa Yaptırımlarının gelecek hafta parlamento gündemine getirilmesi talebi vardı. Muhtemelen önümüzdeki hafta bu yönde bir gelişmeyi görebiliriz.
Maalesef öyle bir dış siyaset politikamız var ki sormayın! Bizi tam bir çıkmaza sokmuş durumda. Aynı anda hem müttefiklerimiz ile, hem de karşı bloktaki en büyük ülke Rusya ile her an ciddi bir gerilim içine girme riski taşıyoruz. Bu esnada da, bir süredir iyi ilişkilerde olduğumuz İran ile de bir anda ilişkilerimizi bozma riski var.
Sınır Ötesi Riskler Biter Mi?
Bu sorunun cevabı bizde yatıyor! Biz sınırlarımızda kurulması planlanan ve ilk körfez kriziyle birlikte önce Irak ve sonra da Suriye'de bunun alt yapısı kurulan bir bağımsız Kürt Devletine evet demek zorunda kalacak mıyız, ya da sonsuza dek bu konuya hayır diyerek, engellemek için askeri müdahalaleri de göze alacak mıyız? Eğer bir takım şartlarla da olsa istemeyerek böyle bir devletin kurulmasına göz yummak zorunda kalacak isek, o zaman ABD tarafından karşımıza çıkartılan yaptırımlar ya yaşanmayacak, ya da çok hafif şekilde savuşturulup, devamında da ağzımıza bal sürmek, kurulacak olası otonom-özerk yapının oluşumunda zaman kazanmak ve tepkileri azaltmak için ABD-Türkiye serbest ticaret anlaşması gibi paketler açılacak, notlarımız arttırılacaktır. Ama emin olun ki, böyle bir yapının sonraki etabı da İran ve Türkiye'den toprak almak ve çok daha büyük bir Kürt devletinin kuruluşuna gitmektir. Sonrası ise malumun ilanı! Yani vadedilen büyük İsrail'in ortaya çıkmasıdır.
İşte eğer bunu istemiyorsak, şu bilinmeli ki Irak ve Suriye'nin parçalanması bu oluşuma katkı yapacak gelişmelerdir. O zaman Irak ve Suriye'nin toprak bütünlüğünü korumak ana hedefimiz olmalıdır. Bunu yaparkan ülke rejimleri ile çatışmak toprak bütünlüğüne değil, ülkelerin parçalanmasına hız verecektir. Bu fikirler son dönem ülkemizde hainlik olarak yorumlanıyor ama, Rusya ile birlikte Suriye'de merkezi hükümeti ve Suriyenin toprak bütünlüğünü korumak tüm bu planları suya düşürecektir. Ama bunu yaparken Esad rejimini devirir yeni bir liderin ülkenin başına geçmesini sağlayabilir misiniz bilemem. Yoksa bu gidiş inanın Suriye'nin üç ya da dörde bölünmesine doğru hızlı adımlarla gidiyor. Esad dün iki liderin zirvesi öncesi yaptığı iki teklifle bizim için hayati önemdeki bu konulara değinmiş! Beraber Suriye'deki PKK/YPG/PYD sorunu ile mücadele edelim diyor. Aynı zamanda diğer önerisinde de Suriyeli mültecileri birlikte yeniden Suriye'ye geri getirelim teklifinde bulunuyor.
Suriye'de IŞİD'ın kurulup ülkeyi iç savaşa soktuğu günlere kadar, sınırımıza yakın bölgelerdeki Kürtlere kimlik dahi vermediğine bakarsak, Esad'ın Kürtler konusundaki görüşleri bellidir. Bence biz karar vermeliyiz. Biz ne istiyoruz? Mültecileri ülkelerine geri döndürmek ve sınırlarımızda sonrasında bizden de toprak talebinde bulunacak bir kürt devleti kurulmasını istemiyorsak, bunun çözümü emin olun Suriye'nin parçalanmasından geçmiyor. ABD el koyduğu en büyük petrol bölgelerinin imkanlarını PYD/YPG/PKK'ya kullandırıyor. 2020 Pentagon bütçesinde Suriye'deki bu oluşuma destek olarak kaynak vereceğini resmi bütçesine de sokmuş durumda. Kısacası eğer ''sorun değil, ABD istediği gibi kuracağı özerk devleti kursun biz her şekilde sınırlarımız içine girmesine asla müsade etmeyiz. Sınır ötemizdeki devletlerin kimler olacağı ise bizim için sorun değildir'' diyorsak, dediğim gibi o zaman zaten sorun yok. Ama öncelikle devletimizin bu konudaki potikasını net bir şekilde ortaya koyması esastır. Ama bu esnada Rusya ile de ters düşmemiz, hatta çatışmamız halinde ortada bırakılacağımıza emin olun diyorum. ABD'den gelen ''Türkiye Rusya ve Suriye'ye karşı sınırlarını korumakta haklıdır'' açıklamalarına bakmayın siz. Bu sözlere göre hareket edecek olursak, büyük bir tuzağın içine doğru çekiliyoruz emin olun diyorum.
Virüs Dünya İçin Çok Büyük Bir Kabus!
Bu sorunun en kısa zamanda çaresi, tedavisi bulundu açıklaması gelmezse, maalesef dünya olarak çok derin bir kaosa ve kabusa doğru gidiyoruz. Bu krizi 2008-2009 mortgage krizi ile karıştırmayın. Ondan çok daha tehlikeli bir kriz ile karşı karşıyayız. O zaman faizler düşürüldü, krediler arttırıldı, banka ve şirketlere el konuldu ama sonrasında ülkeler ve insanları harcamalarını arttırınca ekonomilerde toparlanmalar başlamıştı. Ya da finansman sorunu olmayan şirketler çok ciddi büyümeler göstermişlerdi. Bizim gibi ülkeler de, aynı dönem Arap Baharı ile ülkelerinden kaçan sermayenin ülkemize yönelmesinin de desteği ile, yüksek büyüme oranları gerçekleştirmiştik.
Şimdi ise insanlar virüs korkusu ile üretemiyor. Tüketemiyor. Korkudan evlerinden çıkamaz hale gelen ülkeler var. Salgının yayılma endişesi ile ülkelerde tüm okullar tatil ediliyor. Kalabalıkların olduğu, ortak kapalı havanın kalabalıkla teneffüs edildiği yerlerden kaçış var. Meydanlar, spor müsabakaları, müzeler, ulusarası seminer, organizasyon ve turnuvalar, fuarlar, çok sayıda işçinin çalıştığı fabrikalar, AVM'ler sinemalar, havayolu ve deniz yolu taşımacılığı, cruise işletmeciliği gibi daha çok sayıda alanda insanla temas yüksek diye kaçışlar, iptaller yaşanıyor. Seyahat etmekten korkanların turizm iptalleri yoğun şekilde yaşanıyor.
Dünyanın zengin ülkelerinin çok büyük bir hata ile düşük iş gücü maliyeti nedeniye kendisine üretim üssü olarak seçtiği Çin, bu virüs yüzünden üretim yapamaz hale geldi. Üretse bunu korkudan alacaklar yok olmuş durumda. Kendi ülkelerindeki üretimlerde yüksek Çin ara malına ihtiyaç duyan tüm ülke ve sektörler, tedarik sonu ile karşı karşıya kaldıkları için üretim yapamıyorlar. Otomotiv ve elektronik sektörü çok ciddi aramal ve parça sorunu yaşıyor.
Virüs korkusundaki insanlar tüketim tercihlerinde değişikliğe yönelmek zorunda kalabilirler. Bu dönem için lüks ve diğer tüketim ürünlerinden ziyade zorunlu olan sağlık ve gıda tüketimleriyle sınırlanan bir tüketime yönelmeleri birçok sektörü zora sokacaktır. Bu nedenle eğer bu sorunun tedavisinin bulunması gecikecek olursa, maalesef çok daha derin bir ekonomik ve insanlık buhranı ile karşı karşıya kalabiliriz.
Üretim, tedarik, tüketim sorunları nedeniyle sert ciro kayıplarına uğrayacak şirketlerde iflaslar görülebilir. Özellikle hava yolu ve turizm şirketlerinde bu yönde iflaslar artabilir. Çin'de virüs nedeniyle üretimin şuan için % 50 kayba uradığı açıklandı. Anlayacağınız, bu durum öyle yorumcuların ya da sağlıkçıların gripten bile daha çok insan ölüyor açıklamalarında olduğu gibi hafife alınacak bir salgın sorunu değil. Çok önemli bir ekonomi-finans-insanlık sorunu olarak büyümeye devam ediyor.
Finansal Alanda Neler Olur?
Gördüğünüz gibi merkez bankaları ve hükümetler faiz ve kredi imkanlarını gevşetmeye başladılar. Ama bedava bile verseniz şirketler üretemiyorsa, insanlar da tüketmiyorlarsa, yapabileceğiniz şeyler sınırlıdır. Virüs salgını artarak sürmesi halinde üretip satabilen şirketler dışında kalan her türlü şirket için sorun yaşanabilir. Finansallarında zaten sıkıntı olan, kredi ile büyük yatırımlara kalkmış olan şirketler, üretim ve satışlar kesilecek olursa finansal geri dönüş sorunu yaşayacakları için, kredilerini geri ödemekte zorlanacaklardır. Bu takdirde bankalar olumsuz etkileneceklerdir.
Peki Cazibesi Artacak Ne Var?
Gördüğünüz gibi her ülke finansal destek paketleri açıyor. Kredi faizleri düşürülüyor ve kredi kolaylıkları sağlanıyor. Ama virüs salgınının önüne geçilemezse, bu sorunun tedavisi ya da aşısı bulundu denemezse, maalesef yaşanan vaka ve ölüm haberleri paniğin artmasınan neden oluyor. Ülkelerin bu konuda açıkladıkları olağan üstü tedbirler insanları daha fazla evlerine kapatacaktır. Şirketler de salgınla mücadeleye destek için personellerine evden çalışmalarını söylüyor. Fakat birebir üretim bandında çalışan kişiler için evden çalışma diye birşey sözkonusu olmaz. Zaten bu nedenle birçok markanın fabrikalarını kapattığını duyuyoruz.
İşte tüm bu nedenlerle para yatırıma ve tüketime gidemeyeceği için, neredeyse tek bir alan hedef olmuş durumda! O da ons altın.
Ons Altın Tarihi Zirvelere Gidebilir!
Onsa altında yakın vadeli dirençler 1.689$ - 1.696$ seviyelerinde bulunuyor. Bu seviyeler normal zamanlardaki herhangi bir riskli gelişme kaynaklı test ediyor olsa, kolay kolay kırılamayacak kadar güçlü diyebilirdim. Ama bu ortamda tedavi haberleri geciktiği takdirde uzun süre dayanamayacak kırılacaktır diye düşünüyorum. Teknik olarak 1.696$ direnci kırıldığı takdirde, 1.752 $ - 1.796$ seviyelerine hızlı bir yükseliş yaşanabilir.
Asıl görülmesi halinde 1.796 $ ve 1.803$ civarında bulunan dirençler çok önemli. Eğer bu seviyelere gelir ve dünya genelinde virüsün çaresi bulundu haberleri geleceğine, hala vaka ve ölümlerde artış haberleri geliyor olursa, bu takdirde bu direncin de kırılması ile en az 250 $'lık yeni bir çanak formasyonu tetiklenmiş olur.
İnsanlığın eski tarihlerde gördüğü ama gelişmiş dünyada bu denlisine şahit olmadığı bir salgın sorunu ile karşı karşıyayız. Ben kendiliğinden oluşan bir virüs olmadığı düşüncesindeyim. Umarım böyle değildir. Ya da öyle de olsa, umarım tedavisi çabuk bulunur ya da açıklanır. Yoksa Ons altında dikkat çektiğim üsteki olası çanak formasyonunun başlaması ile tetiklenecek en az 250 Dolar'lık ekstra bir fiyat hareketi daha görebiliriz. Büyük uluslararası fon ve dünyada paraya hükmeden ailelerin virüs paniği zirvedeyken, 2011-2012 yılından beri ons altında kalanlarla birlikte bu ortamı altından çıkmak için kullanacaklarını, bu esnada tüm borsalardaki düşüşlerde yoğun alımlar yapacaklarını ve sonrasında da virüsün çaresinin açıklanmasını bekliyorum.
Görüyorsunuz insan paranoyak mı değil mi sorgulanacak gelişmeleri konuşacak hale geliyor değil mi? Vallaha ne düşünürsünüz bilemiyorum ama 20/12/2012 tarihinde dünya panikle ons altın için 2.500$-3.000$ olur beklentilerini konuşurken, dünya merkez bankaları ve büyük fonlar altın aldıklarını açıklarken ''Dünya Uzun Soluklu Bir Büyüme Dönemine Girebilir!'' başlıklı yazımı yazmıştım. O zaman da bu yazım çok hayali gelmişti. Çünkü 1.800 Dolar seviyesindeki ons için yatırımcılarını üzebilir, 1.200 $ ve hatta daha da altını görmesini beklediğimi yazmıştım. Petrol ve doğalgaz fiyatlarında kayaç gazı bağlantılı ciddi düşüşler öngördüğümü söylüyordum. O yazımı yukarıda paylaştığım linkte bir kez daha dikkatinize sunuyorum. Yazının içeriğini ve sonrasında dünyada yaşananlara bir bakın diyorum!
Korkular Nasıl Dağılır?
Virüse çare bulundu ya da kontrol altına alındı haberi ile tüm bu korkularım bir anda tersine döner. Umarım bu haber gecikmeden gelir.
Yoksa yaz gelince azalacak tezleri de boşa çıkmış durumda. Çünkü 50 derece sıcaklığı gören Katar ve başka bir Arap ülkesinde de virüs görüldü açıklaması yapıldı.
Borsalar Ne Olur?
Virüs haberlerinin dünya borsalarındaki etkilerini görüyorsunuz. Sorunun artarak devam etmesi halinde, özellikle ABD eyalatlerinde ve AB ülkelerinde virüs vakalarının ve ölümlerinin artması haberleri aynı zamanda borsaları da vurur. Nitekim öyle de oluyor. Son sert düşüşler sonrası FED'in acil faiz indirimi kayıpların bir kısmını telafi etmişti. Ama sonrasında süren virüs haberleri ile düşüşler yeniden başladı.
Teknik olarak Dow 24.600 desteklerine iner ve aşağıya kırılacak olursa, 23.000 ve 22.000 endekslerine doğru benzer sert düşüşleri sürdürebilir.
Almanya DAX, 11.200 desteklerine iner ve bu desteği kıracak olursa, bu takdirde teknik olarak 10.500 seviyelerine doğru ek bir düşüş yaşayabilir.
BİST Ne Yapar?
Dünya borsalarında virüs vakaları ile yaşanan düşüşler, ülkemizde de var ama henüz ülkemizde virüs vakası ve ölüm haberi yok. Ülkemizde de virüs vakası haberi gelirse, bu vakaların görüleceği şehirlere göre BİST'e etkisi de farklı olur. Kontrol altına alınması daha kolay olacak küçük bir şehrimizde görülmesinin etkisi daha az olurken, İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlerimizde vaka görülmesi ve artış habeleri çok daha olumsuz etkileyecektir.
Bu ortamda 110.400 altında kalacak BİST'in olası düşüş riski bugün gördüğümüz 108.774'ün altında sırası ile 106.425 - 104.718 seviyelerine doğru olur. Dünya ve bizim için virüs vakalarının panik yaratacak şekilde artması halinde ise daha da altlarını görme riskimiz olacaktır. Bu konu çok hassas ve etkisi virüsün gelişimine ve etkilerine göre çok değişebilecek bir beklenti ve sonuç yaratacaktır.
BİST'in Göreceli İskontosu Arttı!
Bilmeniz gereken şu; BİST ve içeriğindeki şirketlerin çoğu defter değerlerinin bile altındaki bu fiyatlarla oldukça yüksek iskontolar içeriyorlar. Ama bu durum geçmiş bilançolarına göre böyle olan göreceli bir durum. Çünkü olası virüs sorununun sürmesi halinde sonrasında gelecek bilançolarına göre bazılarının şuan iskontolu dediğimiz fiyatları pahalı bile olabilir!
Misal bugün karı gelen thyao, düz mantıkla bu bilançoya göre çok yüksek fiyatlara gitmesi gerekir diyebileceğimiz bir hisse. Lakin dünya genelinde ülkelerin hava yolu şirketlerinden gelen açıklamalara bakarsanız çok sayıda uçağın yere indirildiği haberleri geliyor. Eğer sorun daha da hızlı büyür ve dünya genelinde havayolu seyahatlerini durma noktasına getirecek olursa, tam başlamak üzere olan turizm sezonu büyük umutlarla beklenirken, büyük bir çöküş yaşanacak olursa, bu takdirde thyao'nun sonraki bilançoları şu an içerdiği iskontoları yok edebilir.
Kısacası virüsle ilgili olumlu bir haberin erken gelmesi halinde mevcut ve mevcudun altındaki fiyatlar bana göre de çok ucuz. Peki iyi bir haber her an gelebilir mi? Gelemez diyemem. Dünya için önemi belli. Tüm dünya sağlıkçıları bu konu için çaba sarfediyorlar. Her an gelebilir. Ama gelmezse neler olacağını bilin diye yukarıdaki olası yansımalarına dikkat çektim!
Virüsün Tedavisi Bulunduktan Sonra Neler Olacak?
Öncelikle bu haber ilan edildiği anda ons altın fiyatlarında sert bir düşüş yaşanmasını ve sonrasında ulaşmış olduğu seviyeye göre bu düşüşün uzun soluklu bile olabileceğini bekliyorum.
Aynı anda borsalarda çok sert yükselişler gelecektir. Dünya ticaretinde ve ekonomilerinde virüs nedeniyle bastırılmış talepler bir anda patlayacaktır. Dünya düşük faiz içerisinde çok ciddi bir büyüme trendine girecektir. Ülkemiz de bundan en çok yarar gören ülkelerin başında olacaktır. Büyüme oranlarında Çin'den bize yönelecek olan yeni siparişlerle çok ciddi artışlar olacaktır. Doğrudan yatırımlarda önemli artışlar görülmesini de bekliyorum.
Dünyanın Üretim ve Lojistik Merkezleri Çeşitlenecektir!
Görüyorsunuz dünya üretim merkezi olarak sadece Çin'i geliştirmek ne denli riskler yaratabiliyor. Bu nedenle, yaşanan ve daha da yaşanacak olumsuz tecrübeler sonrasında dünya üretim ve lojistik merkezlerinde çeşitlendirmeler olacaktır. Bizim gibi farklı ülkeler üretimde ve lojistikte ABD ve AB için yeni üsler haline gelecektir. Dolayısı ile bu kapsamda birçok yeni yabancı yatırımları, el değiştirmeleri ve satın almaları görebiliriz.
Aynı zamanda İtalya'da Tüm okulların kapanması bir ders olacaktır. Benzer sorunlar zamanında eğitimlerin aksamaması için online eğitim modelleri geliştirilecektir.
İçiniz Kararmasın!
Size anlattıklarıma bakıp içiniz kararmasın! Çünkü bugün virüse tedavi bulundu haberi gelse, tüm bu korkularım bir anda son bulur ve virüs sonrası dünya ve Türkiye için pozitif süreç beklentilerim öne çıkar.
BİST ve şirketlerimiz inanılmaz fiyatlara giderler. BİST'de TL bazında yeni rekorlar çok gecikmeden görülür. ABD ile izah ettiğim ilişkilerdeki gelişmelere göre Dolar bazında yeni zirveleri bile konuşur olabiliriz.
Tüm dünyada yeniden bollaşan likidite ve düşen faizler, TCMB'nın da yeni faiz indirimlerini desteklemiş olur. Yani virüse ne kadar hızlı çare bulunursa, BİST için o kadar yüksek beklentilerimiz olacaktır.
İşte şu an korkuların sebebi virüs haberleri olduğu için, tüm yazdığım kabus tablolarına rağmen satın çıkın diyemem. Neden? Çünkü tedavi açıklamasının ne zaman geleceğini bilemediğim için. Ben her şekilde tedavinin bulunmasını, sonrasında bu virüsün de zamanında kuş gribi, domuz gribi gibi her yıl rastlanan virüslerden biri haline gelmesini bekliyorum. Bu nedenle nakitte olanların düştükçe hisse alarak unutmalarını doğru buluyorum.
Bu kadar yeni zirve ihtimallerini yazmama rağmen kimseye ons altın alın da diyemem. Çünkü virüs tedavisi bulunduğu anda ons kalıcı bir düşüş süreci başlatacaktır beklentisindeyim. Ama bunun zamanını bilemiyorum. Bunu virüs haberleri gösterecek.
Umarım yazdığım ihtimallerin bizim ve dünya için en olumlu olacak olanlarını yaşarız. Diğer yazdığım riskler ise sadece korku senaryoları olarak kalır.
Ben aklımdaki ne olursa ne olacak görüşlerimi paylaştım. Gelişmelere ve kendi beklentilerinize göre kararlarınızı sizler alacaksınız.
Tüm dünya ve ülkemiz için güzel habelerin gecikmeden gelmesini diliyorum.
Hepinize iyi bir hafta sonu dilerim.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @aydineroglu_