Tam Bakan Nebati döneminde uygulanan yanlış para politikalarının etkisini iki yıl süren yeni ekonomi ekibi ve TCMB kadroları ve sıkı para politikalarıyla atlatmak üzereyken, yine siyasi ve yargı kararları ile zor bir sürece girdik. İç siyaset çok gergin. Muhalif parti genel başkanları, cumhurbaşkanı adayları tutuklanan bir dönemdeyiz. CHP belediyelerine yoğun operasyonlar yaşanıyor. Partiye kayyum spekülasyonları yaşanıyor. Yurt dışında Trump tarife savaşları, İran'a müdahale riski, Suriye'de İsrail riskleri de varken 19 Mart sonrası başlayan süreç TCMB rezervlerini eritti. Mecburen politika faizleri %46'ya, fonlama maliyet aralığı da %49'a yükseltildi.
Enflasyon ve faizler düşecek dediğimiz aylarda bunlar yaşanınca inecek dediğimiz faiz arttı. Ama buna rağmen dövize olan talep halen sürüyor. Bu tablo enflasyonu da olumsuz etkileyebilir. S&P rezerv, enflasyon uyarıları yaparak notlarını sabit bıraktı. Ama bu iki konuda olumsuz gelişme yaşanırsa not indirimi riskine de dikkat çekti.
Geçen yaz başlatılan borsaya vergi söylemleri ile bozduğumuz ortam, arzın ilk günü ile düşmeye başlayan kötü halka arzlarla daha da olumsuzlaşmıştı. Şimdi de 19 Mart etkisi faiz ve kuru yukarı çekerken, güveni kaçan yabancı yatrımcılardan borsa ve tahvile gelen satışlar yüzünden bir türlü toparlanamayan bir borsa görüyoruz. Zaten bunlar fazlası ile yatırımcıyı üzerken, şimdi de başlayan üç aylık bilançolar bu tablonun tuzu biberi olacak gibi duruyor! Ama tat veren değil de, tatsızlaştıran etkiden bahsediyorum. Açıklanan bilançılarda banka karları olumlu ama diğer sektör ve sanayi şirketlerinden gelen bilançoların ise çoğu olumsuz gözüküyor. Thyao, Toaso, Arclk bilançoları zarar geldiler.
Yatırımcı bir yıldır hissede bekleyerek ciddi bir faiz gelirinden oldu. Bu gidişin düzelmesi için neler yapılabileceğini cuma günü beklenti yazımda yazmıştım. Ama orada yer alan düşüncelerin tersine gerilim halen süren bir iç siyaset görmeye devam ediyoruz. Hayatımızdaki her şeyin fiyatı artmaya devam ediyor. Bu açıdan bakınca şirketlerin yeniden kurulum değerleri açısından bilanço etkisine rağmen olası düşüşleri sonrası yeniden alınabileceklerini düşünüyorum. Ama şu an için 9400 altında kalan endeks için düşüş yönlü baskı sürüyor ve maalesef gelen bilançolar da bunu olumsuz destekliyorlar.
Bu süreçte sattığınız hisselerin yerine hemen ne alayım diye bakmadan, faiz geliri almayı hedeflemek daha güvenli bir süreç olabilir. Bu dönemi yine en az %50 nakit(nakit benzeri faiz ürünlerinde) geçirmeyi doğru buluyorum.
Maalesef bu tabloları bizler ya da şirketler yaratmıyor. Bir anda tüm piyasa dengelerini bozabilen gelişme ve kararlar beklentileri ters yüz yapıyor. Umarım bu tabloyu daha da bozacak kararlardan uzak dururuz.
Hepinize sağlık ve bol kazanç dilerim.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @aydineroglu_