Hoppalaa! Bu nedir şimdi? Daha cuma günü paylaştığım ''Yine Mi Sıcak Bir Yaz Olacak?'' başlıklı beklenti yazımın mürekkebi bile kurumadan bu başlık da ne şimdi?
İşte bu başlıklar arasındaki bu denli fark, şu anki Türkiye'nin içinde bulunduğu durumun nasıl bir bıçak sırtı olduğunu gösteriyor! Şöyle ki;
Ekonomi olarak çok ciddi sıkıntılarımız olduğu bir gerçek. Mevcut faizlere rağmen kurlar durulmuyor. Kur baskısı sürdükçe enflasyon ve faiz düşemiyor. Bu faizlerle de iç pazarda satışlarda ciddi düşüşler yaşanıyor. Devlet daralan ekonomi nedeniyle düşen vergi gelirlerini telafi için zam ve dolaylı vergilere yüklenmeye devam ediyor. Kur artışı özellikle akaryakıttaki fiyatların otomatik artışının sürmesine, ithal girdi maliyetlerimizin de devamlı artmasına neden oluyor. Bu durum enflasyon baskısı yaratıyor. Bu ortamda yerli ve yabancı yatırımcılar bu gerçeklere dikkat çekmeden hep toz pembe tablolardan bahseden mevcut ekonomi kadroları ile bu sorunların aşılacağına inanç duymuyor. Bu nedenle de açıklanan reform paketleri heyecan ya da umut yaratmıyor.
Cumhur ittifakı ile girilen seçimlerden neredeyse bütün büyük şehirler kaybedildiği için siyasi yeni oluşumların da hareketlendiği bir ortama girmek üzereyiz. Yani eğer özellikle Ak Parti tabanına ve merkez sağa yönelik kurulacak yeni partiler söz konusu olursa, bu durum siyasi gerilimlerin de artacağını, cumhur ittifakında ciddi erozyon yaşanması riskini ciddileştiriyor.
İşte içeride böyle sıkıntılı kendimize özel ortamımız varken, dışarıda da özellikle ABD ile çok önemli gerilimler yaşıyoruz. Şu bir gerçek ki, ABD 30-40 yıldır adım adım sahnelediği Türkiye'yi kuşatma, sınırlarımızın dışında ve sonrasında içini de kapsayacak boyutta bir Kürt devleti hedefi için elinden geleni artık çekinmeden sahneliyor. Irak, Libya, Suriye parçalandı. Mısır ve diğer Arap ülkeleri üzerinde tam kontrol sağlanmış durumda. Şimdi sıra önce özerk, otonom falan adlarla küçük bir Kürt devletini ilan edip kabul ettirmek. Sonra aynı İsrail'de olduğu gibi hızla bu ülkenin toprak büyüklüğünü genişletmek.
İşte yıllarca aldatıldığımız (!) için bu amacı hızlandıran içeride cemaat yapılanmasına neden olan, dışarıda hatalı Irak, BOP ve Suriye politikalarımız sonrasında nihayet çark ettik ve gerçeklerle yüzleşmiş durumdayız. Şimdi bu durumu engellemek için elimizden geleni yapmak zorundayız. Bu yüzden de S-400'ler ilk ve doğru bir hamlemiz oldu. Ayrıca çok hızlı ve doğru bir şekilde yerli silah sanayimizi geliştiriyoruz.
Yani ABD'nin bu niyeti yüzünden S-400, İran yaptırımları, F-35, Suriye'deki sınırda tampon bölge kurulması, Akdeniz'deki enerji kaynaklarının kullanımı sorunları, Ziraat Bankası ile ilgili riskler, Zarrab dosyası gibi sorunlarla hep birlikte muhatap oluyoruz. Ama bu denli dış risklerle baş etmek için, güçlü bir ekonomi ve toplumsal ittifak çok önemlidir. Oysa, ekonomide de anlattığım gibi çok ciddi risklerle karşı karşıyayız.
İşte şimdi bugünkü başlık burada önem kazanıyor! ABD ile bizim için doğru ya da yanlış bir uzlaşma yaşanırsa, yani sonucu bizim aleyhimize bile olacak şekilde bir uzlaşmaya varılacak olursa ABD üstümüzdeki baskıları kaldırıp, her türlü desteği ve finansal katkıyı vermeye başlayabilir. Trump'ın Türkiye ziyareti bu kapsamda yeni gelişme ve uzlaşmalara işaret ediyor olabilir. Tabii bu ziyaret olacaksa.
Doğru ya da yanlış uzlaşma derken, Kürt devletinin kurulması engellenir, kurulacak tampon bölgenin askeri kontrolü tamamen bizde olur, S-400'lerin alımı için orta yol bulunursa bu durum bizim için doğru bir uzlaşma olur. Ama bölgede Kürtlere özerklik tanınmasına ses çıkartmayacağımız, tampon bölgenin kontrolünün ABD'de ya da uluslar arası bir güçtü olacağı, S-400'lerden vazgeçeceğimiz ya da farklı bir ülkede konuşlandıracağımız gibi bir uzlaşma yaşanırsa, bu uzlaşmanın ileriki yansımaları bizim aleyhimizde olur. Ama kısa vadede aynı 2002 sonrasında yapılan gibi, ekonomik ve finansal rahatlama yaşatarak gözümüzü boyarlar.
ABD ile bu sorunlarımız varken, AB ile de müzakerelerimiz donmuş durumda. Kıbrıs çevresindeki enerji kaynakları hakkında da yabancı ülkeler Rum kesimi ile her türlü anlaşmaları yapıyorlar. Yani ABD dışındaki ilişkilerimizde de çok ciddi sorunlarımız var.
İşte tüm bu sorunları mevcut cumhur ittifakı ile bugüne getirdiğimiz için, bundan sonra aynı şekilde düze çıkartmayı çok zor görüyorum. Böyle devam ederse, ekonomi başta çok ciddi sıkıntıların içine düşebiliriz.
Türkiye İttifakı Mı Geliyor!
Ama, son dönem sümen altından yürütülen ve cumhurbaşkanı tarafından Türkiye İttifakı diye dillendirilen bir ittifak sözleri duyuyoruz. Doğru mudur bilemem. Ekonomi ve Maliye Bakanlıklarının CHP'ye verileceği, İYİ Parti'nin önemli bir isminin kabineye gireceği, eski Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ'un bile kabineye dahil edileceği boyutta bir ittifak söylentileri yayılıyor. Devlet Bahçeli'nin son dönem Türkiye İttifakı ya da benzer diğer ittifak söylemlerine tepki göstermesi bu nedenle olabilir.
İşte böyle bir ittifak olacak olursa, o zaman durum değişir! Borsa için zaten çok iskonto içerdiğini söyleyip duruyoruz. Böyle bir ittifak halinde Türkiye çok ciddi rahatlama yaşar. İçeride ve dışarıda önemli destekler bulur. Fon girişleri hızlanır. Hane halkının dövize yönelmesi tersine döner. DTH lar hızla çözülmeye başlar.
Böyle bir ittifak Türkiye'nin karşı karşıya olduğu tehlikelere karşı, olursa çok doğru olacak bir ittifak olur. Almanya gibi en güçlü ekonomilerde bile farklı siyasi görüşler ortak ittifaklar yapabiliyorlar. Bizde neden olmasın. Ama çok zor olduğunu bilmek lazım. Liderler birbirine demediğini bırakmadığı için olması hayal olabilir. Bununla birlikte, Devlet Bahçeli ile cumhurbaşkanımızın birbirlerine öncesinde sarf ettikleri sözlerden sonra bu denli güçlü bir cumhur ittifakı kurabildiklerine bakınca da, bu hayal gibi gelen gelişmeler de neden olmasın diyor insan.
Vallaha olur olmaz bilemem. Ama kendi görüşüm net. İçeride dışarıda çok ciddi sorunlarla karşı karşıyayız. Mevcut yapı ile bu sorunları yıllardır büyütüp karşımıza diktik. Şimdi aynı yapı ile bunu kırmak, yenmek, aşmak bana göre çok zor. Eğer bunda ısrar edersek, çok sıcak bir yaz görüşüm kaçınılmaz olur. Ama bir anda herkesi ters köşe yapan Türkiye İttifakını sağlarsak, o zaman işler değişir. Bir anda çok güzel bir piyasa çoskusu başlar.
CHP, ''iktidar çok sıkıştı. Bu durumda destek verip kurtarmak doğru olmaz. Fırsatı kullanalım'' derse olmaz. Ama sonucunda ülkenin göreceği hasar CHP'ye de zarar verecektir. Bu nedenle ileride yeni bir seçim yarışında,''bize mecbur kaldılar, ekonomiyi bize vermek zorunda kaldılar'' sözlerine temel olabilecek bir ittifak yapalım denirse, kimsenin beklemediği heyecan yaratan bir siyasi gelişme olur.
Türkiye içindeki sıkıntılardan büyük bir krize girmeden nasıl çıkabilir diye düşündüğüm için, her türlü spekülatif gelişmeyi bile ciddiye alıyorum. O nedenle sizlerle bu söylentileri de paylaştım. Ne olur ne yaşanır göreceğiz. Ama ekonomik olarak iş çok ciddi. Bakın bu sabah da sigara ve cep telefonlarına yeni ÖTV artışları yapıldı. Bu gidişe bir çözüm şart. Yoksa işimiz zor.
Umarım hayal olanlar gerçek olur. Yok, İstanbul seçimleri yenilenecek diye bir karar duyarsak, o zaman zor olanı seçtik demek olur. Yeni seçim sürecine gireriz. Her alandaki zorluklarımız daha da artmış olur.
İşte borsayı bu gelişmeler paralelinde düşünün. Her gelişmeye açık olan bir süreçteyiz. Trump'un Türkiye'ye geleceği haberi olumlu bir algı yaratacaktır.
Hepinize iyi bir seans diliyorum.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_