TCMB'nın sert faiz artışı, bankaların sendikasyonlara başlaması, YEP falan derken, rahip serbest kalınca ABD ile ilişkilerde olumlu gelişmeler kurlardaki düşüşleri hızlandırmış durumda. Hakan Atilla'nın iadesi, İran ambargosunda Türkiye'ye muafiyetler sağlanması, Halkbank davasının pozitif bir şekilde sonuçlanması, Demirçelik ve alimünyum gibi sektörlere getirilen ek vergilerin kaldırılması gibi haberleri de duyacak olursak, her birinin etkisi ya da arka arkaya gelmesi ile, kurlar destek-direnç tablosunda paylaştığım alt seviyelere doğru düşmeye devam edebilirler. Şu an için teknik olarak hem düşüş trendine girmiş durumdalar, hem de bir süre evvel başlattıkları OBO(Omuz Baş Omuz) formasyonuna uygun düşüş yaşıyorlar. 

Ayrıca, finans ve dış piyasalar için çok önemli olan diğer bir konu da eurobond piyasası idi. Uzun süredir pasif kalmıştı. Geçen gün 2 Milyar Dolar ile çıktığımız eurobond piyasasında 6 Milyar Dolar teklif gelmesi de olumlu sürecin her alanda başlayacağını gösteriyor. 

Bu nedenle son dönem yurt dışı borsalarda yaşanan düşüşler nedeniyle eregl ve camlar gibi bazı hisselerde yaşanan yabancı satışlarının da tersine dönmesini bekliyorum. Yeniden yabancı fonların alımları başlayacaktır. Ama faizlerin çok yüksek olması borsa için ciddi bir sıkıntı. Kredili işlemler yüksek faizlerde çok düştüğü gibi, yükselişlerin teknik dirençlerinde de kredi taşıyanlardan satışlar hemen gelir. Ama kredi faizlerinin düşüş trendine girmesi için henüz erken. Aralık ayında duruma göre bu konu gündeme gelebilir. 

Çünkü yüksek bir enflasyon yaşamamızdaki en büyük neden, bir anda kontrolsüz şekilde artan kurların ithal girdilerin fiyatlarını çok hızlı şekilde yukarı çekmesiydi. Şimdi ise, gördüğünüz gibi kurlarda ciddi geri çekilmeler yaşanıyor. İthal girdilerin hemen hepsinde bu geri çekilmeye bağlı fiyat indirimleri olması çok doğaldır. Eğer kamu da benzer şekilde son dönem yaptığı bazı zamları geri çekecek olursa, kur düşmesinin ithalatta yaratacağı fiyat düşüşlerini de dikkate alırsak, Aralık ayında eksi enflasyon ihtimali olabilir mi diye düşünmeye başladım.

Ama yine de hep uyarıyorum, tüm sorunlar bitmiş değil. Şirketlerin çok ciddi borç yükleri oluştu. Talep daralması yaşandığı için de para dönmüyor. Bu durum şirketlerin finansmanlarında sıkıntılara neden olur. Yapılandırma ve konkordato talepleri ile zaten bu durumu görüyoruz. 

Aynı şekilde ABD ile lişkilerde kısmi düzelme var ama Suriye'de ciddi sorunlarımız, FETÖ konusunda, S400 alımında önemli sıkıntılarımız var. Bunlarda iyileşmeler olabilir mi bilemiyorum. Ama şimdlik dış piyasalardan pozitif ayrıştığımız ve ayrışacağımız pozitif bir dönemdeyiz görüşündeyim.

Bununla birlikte, döviz konusundaki uyarımı yeniden tekrarlayayım! TCMB kurlarda gereğinden fazla düşmeye izin vermemeli, kur avantajının cari denge üzerindeki etkisi düşünülerek, rezerv arttırıcı alımlara başlamalıdır. Ben Dolar için hiç bir şekilde 5.00 TL altında bir seviyeyi doğru bulmuyorum. Eğer mevcut düşüş sürecek olursa, 5.50-5.00 arasında TCMB döviz alımları yapmalıdır. Aynı durum 1.15 paritesine göre Euro için de geçerlidir.

Umarım bu pozitif süreç 12 aylık bilançolar gelene kadar sürer. Bu arada sadece bankalara değil, diğer sektör hisselerine de yansır da, açık kalan bir çok hisse beklentilerimiz gerçekleşmiş olur. 

Hepinize iyi ve kazançlı bir gün diliyorum.

    Saygılarımla
    Aydın Eroğlu
     Stratejist
   Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_